Evet bi çok acıya katlanabilirdim ama sehere bişey olmasına dayanamazdım, 'hem zaten benim asenama hiç bişe olmamıştır ki.' Kendi kendime moral vermeye çalışıyordum. Peki neden ellerinden kurtulamadı time döndüğümde hiç tepki vermeden albayın diyeceklerini bekliyorlardı ki aradan geçen dakikalar sinir katsayı mı daha çok arttırırken albay söze başladı:
-Şu an seher onların elinde bize video atmalarına az biraz zaman vardır...Bakın bu işin şakası yok geri dönüşüde yok olmayacak da daha yer tespit edilmedi ancak eğer video atarlarsa seher bize bi şekilde ulaşmaya çalışır...Sessizlik...
Upuzun bi sessizlik kimsenin bozmaya cesaret bile edemeyeceği bir sessizlik...En değer verdiğiniz insan şerefsizlerin ellerinde ki ona iyi davrandıklarını hiç sanmıyorum...
Ben düşüncelere dalıp gitmişken bi asker kapıya vurarak içeriye girdi baş selamı verip konuşmaya başladı:
-Albayım yerini ve kimin gönderdiğini tespit edemediğimiz bir video daha geldi...
-Hemen büyük ekrana yansıt!
-Emredersiniz!
Asker videoyla uğraşırken hepimiz toplantı masasına geçip bekledik.aradan biraz zaman geçtikten sonra büyük ekranda göründü seher.Çevresindeki adamların ellerinde birer zagros yüzlerinde de puşi iğrençliklerini öyle kapatıyorlardı . Sinirden köpürerek izledim videoyu.sehere sürekli planımızı soruyorlar oda söylemeyip dalga geçince işkence ediyorlar.daha sonra itlerin başı olarak tahmin ettiğim pislik Seherin kulağına birşeyler diyince Seher deliriyor ve "Senin kendi elimle öldürecem"diye haykırıyor. Seher'i kurtardığımız zaman onu kendi ellerimle teslim edecektim sehere.Yeterki yerlerini tespit edelim.
Albay tekrar konuşmaya başladı fakat çok ciddiydi:
-Bakın çocuklar belliki bizi zor bi operasyon bekliyor fakat biz onlardan 1-0 öndeyiz.Neden diye soracak olursanız da hakkari yüksekova karargahı bizden önce davranıp oraya aylar öncesinden adam sızdırmayı başarmış.Onlarla zaten sürekli irtibat halinde idik fakat işler kesinleşmeden size bildirmek istmedik hatta onların en kıdemli adamlarından...
Albay konuşurken poyraz komutanın, beti benzi atmış,huysuzca kıpırdanıyordu.Poyraz,albayın cümlesinin bitmesini bekleyip sorusunu sordu.
-Albayım peki kim bu asker?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞEHADET YEMİNİ
De TodoSEHER" dedi şefkatli bi ses evet bu babasının sesiydi yıllar sonra onun sesini ilk defa duyuyordu "acaba gerçek olabilirmi, babası yaşıyor olabilir miydi?"etrafına baktığında çok güzel bir bahçenin içinde olduğunu gördü yemyeşil,her tür meyvenin old...