Onun kim olduğunu anladığım an yüzüne çıkarttım bakışlarımı o da anlamıştı zaten ve gülmeye başladı. Gözlerimi devirerek odadan çıktım Zeynebi bulmaya ama saate baktığımda saat 7'yi geçiyordu yani kahvaltı saatiydi. Poyraz komutanın yanına gidip kahvaltı saati olduğunu söyledim. Başını hafifçe sallayıp ayağa kalktı ben önde o arkamda yemekhaneye doğru ilerledik. Yemekhaneye gittiğimizde Zeynep ve tim oradaydı. Yemek almadan yanlarına geçtim. Poyraz elinde yemeğiyle geldi ve karşıma oturdu, bende zeynebe bakmaya başladım. Çünkü ona bakarsam yanlış anlayabilirdi gerçi keşke zeynebe de bakmadaydım.
-"Seher hayırdır yüzümde birşey mi var" diyerek eliyle yüzünü yokladı.
-"Yok birşey Zeyno yok birşey"dedim bıkkınlıkla.
"Sen niye yemek almadın ?" dedi Zeyno.
-"Canım istemiyor." dedim. Tim ve Poyraz yemeklerini bitirmek üzerelerdi. "Ben sizi aşağıda ki çardakta bekliyorum yemeklerinizi bitirip oraya gelin konuşmamız gereken şeyler var." Poyraza bakarak "izninizle size afiyet olsun" deyip masadan kalktım. Her ne kadar Poyraz'a gıcık olsamda ona ve time üstünlük taslamak gibi bi amacım yoktu. Evet ben çok sinirli bi komutanım olabilirim ama kimseye üstünlük taslamayı sevmem. Odama gidip telefonumu elime aldım Sıla'dan mesaj gelmişti.
"Günaydın kuzuuuuuu. Seher biz nikah günü aldııııkk. Kızım evleniyoruumm" diye mesaj atmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞEHADET YEMİNİ
De TodoSEHER" dedi şefkatli bi ses evet bu babasının sesiydi yıllar sonra onun sesini ilk defa duyuyordu "acaba gerçek olabilirmi, babası yaşıyor olabilir miydi?"etrafına baktığında çok güzel bir bahçenin içinde olduğunu gördü yemyeşil,her tür meyvenin old...