5|Sahipsiz Yüzük

350 38 24
                                    

"Beni rezil etti ya! Rezil..." iki de bir aynı şeyi söyleyip duruyordu jimin.

"Tamam yeter! Bıktım artık sabahtan beri vır vır vır zır zır zır" deyip jimin'i susturmuştu hoseok hyung.

"sende niye öptün ki?" demiştim jimin'e doğru.

Hoseok ve seok jin ise tek kaşlarını kaldırıp jimin'e doğru bakış atmıştı.

O da eminim ki şu an kendini sorguluyordu. Kafasını masaya çevirmiş gözlerini kırpmadan oraya odaklanmıştı.

"Bilmiyorum sarhoştum ve çok dibime girmişti o an öptüm." demişti başını önüne eğmiş, ellerini önünde bağlamış halde.

Sanki suçluluk duyuyordu yaptığıyla ilgili. Çekiniyordu, bizden Çekiniyordu o fazla özgüvensizdi.

"Hey jimin, sen yanlış bir şey yapmadın bu konuda kendini suçlu görmeni istemiyorum." demiştim elimi omzuna yerleştirmiş bir halde. Destek olmak için.

"teşekkür ederim taeh... Senin yanımda olduğunu bilmek bana güven veriyor."

"ah sizi Drama Queen'ler yıkılın karşımdan." demişti seok jin bize buruşmuş yüz ifadesiyle.

Ona üçümüz birlikte gülerken aldığımız içecekleri içmeye başlamıştık.

Bugün kantin oldukça boştu ve bu yüzden cam kenarını kapabilmiştik.

İçeri çok havasız olduğundan pencereyi açmak için ayaklandığımda camın kulpuna elimi attığımda aşağı doğru bir şey düştü. Hayır hayır biri düştü.

"O-o neydi?" demişti hoseok.

"b-biri d-düştü." demiştim titreyen sesimle.

İçeceklerimizi olduğu yerde bırakıp koşarak kantinden çıkarken artık ne kadar telaş yaptıysak jimin içeceğini telaş yüzünden dökmüştü.

Hızla bahçeye çıktığımızda herkes çoktan bahçeye toplanmıştı. Bazıları çığlık çığlığa koşuştururken kimisi kendi arasında fısıldaşıyor kimisi ise ağlıyordu.

Düşen kişinin yanına yaklaştığımda neredeyse beyninin dağıldığını gördüm anlaşılan kafa üstü yere çakılmıştı.

Öğretmenler hızla yanımıza gelirken biri bana çarpmıştı telaşla ben kenara doğru sendelenirken ambulansın çoktan arandığını duymuştum.

Niye aramışlardı ki? zaten ölmüştü.

Siren sesleri uzaktan da olsa gelirken nöbetçi öğretmen kalabalığın açılmasını hatta dağılmasını söylüyordu.

Herkesin evlere dağılmasını bağırarak söylerken birçok öğrenci okul kapısından çıkmaya başladı. Bazıları ağlayarak ailesinin gelip onu almasını söylüyordu.

Ben donmuş bir halde o ölü bedene bakarken yetkililer çoktan gelmiş bedeni bir çöp gibi kaldırıp o torbaya yerleştirmişlerdi.

Neydi şimdi? Onu tanıyordum o kişiyi bütün okul tanıyordu. Derslerinde başarılı bir öğrenciydi okulda bir sürü başarısı vardı hemde her alanda

Hedefleri vardı, geleceğini düşünürdü, hırslıydı, azimliydi, çalışkandı. Ve şu an bir çöp gibi o torbanın içine konmuştu. Böyle ölmeyi mi haketmişti?

Dünya çok adaletsizdi, yaşamak için çok adaletsizdi. Hayatta olması gereken, asıl yaşaması gereken insanların canını elinden alıyor, asıl ölmesi gereken, gereksiz insanları bırakıyordu. Bir it sürüsü sokakta gezebilirken bir masum burada can çekişiyordu.

Fregoli-TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin