27|Ben Sadece Kafamdakinden Kaçtım - FNL-

108 11 8
                                    

Saatler, dakikalar, saniyeler benim için ilk defa bu kadar değerliydi. Huzurlu hissettiğim saniyeler o koku sayesindedi. Yanımda canıyla cebelleşen o adamı gram dahi umursamadan, öksürük krizlerini görmezden gelerek en değerlime asla bırakmayacak, asla ayrılmayacak şekilde sarılmış kokusunu burnuma hapsederek belkide saatleri geride bırakmıştım. O da şikayetçi değildi ki benden ayrılmamış birbirimizi sakinleştirerek o pozisyonda kalmıştık.
Ağlamalarımızı dindirmiş, hıçkırıklarımızı geçirmiş, soluklarımızı dinlendirmiştik. Ta ki o ana dek...

"Taehyung!" diyerek içeri giren Bogum hyunga kadar.

Taehyung başını kaldırmış ona bakmıştı benden ayrılıp ona cevap verecekti ama buna izin vermemiştim daha sıkı sarmalamıştım onu. Gitmesine, benden ayrılmasına izin vermemiştim. Derin bir iç daha çekmiş onun boynunda dinlenmeye devam etmiştim.

Bogum hyungun dikkati ise hemen dağılmış yerde yarı baygın yatan Eun Woo denen itin yanına gitmişti. Nabzını kontrol etmiş, soluklarını dinlemişti. Yaşıyor olduğundan emin olduktan sonra ise bize dönmüştü.

"Ne oldu burada?" dediğinde ise tae sakin ve yavaşça konuşmuştu.

"Jungkook kriz geçirdi." demişti.

"Tae uzaklaş ondan!" diyerek sesini yükseltmişti.

Onun bu lafından sonra ise ben ona daha sıkı sarılmışım. Konuşmuyordum ama ne anlatmak istediğim belliydi. Gitmesini, benden uzaklaşmasını istemiyordum.

"Hyung, neden?" demişti Tae başını ona çevirerek.

"Uzaklaş ondan Tae. Çok tehlikeli. Daha yeni kriz geçirdi."

Tae istemeye istemeye benden ayrılmaya çalışsa da ona izin vermiyordum. Ellerini ve bedenini benden ayırmaya çalışıyordu ama ona daha çok sarılıyordum.

Kokusunu benden uzaklaştırıyordu ama ben kokusunu duymadan sakinleşemiyordum.

" Gitme! " dedim sesimi yükselterek.

"Jungkook bırak onu bana zoru kullandırma." sertçe bakışlarımı yüzüne çıkartmış öldürücü bakışlarımı yüzünde sabitlemiştim.

"Bogum hyung bırak sarılsın yeni sakinleşti sinirlendirmeyelim." demişti Taehyung biliyordum o da bana sarılmak, kokumu duymak istiyordu.

"Taehyung tehlikenin farkında değil misin? Uzaklaş hemen ondan dedim sana!" demişti

"Jungkook hemen ondan uzaklaşmazsan bu elimde gördüğün iğneyi sana yapmak zorunda kalırım." demişti.

"Bogum hyung onu kışkırtıyorsun. Yapma!" diyerek yükselmişti Taehyung.

Soluklarım düzensizleşmişti. Gözlerim kararıyor adeta gözlerime perde iniyordu. Bakışlarımdaki o karanlık eda adeta titriyordu.

Bir anda Tae'den ayrılmış Ayaklanmıştım. Tae ne olduğunu anlamamış boş ve meraklı bakışlarla bakmaya başlamıştı. Elinde tuttuğu iğne ile bana bakan Bogum hyunga adım adım ilerlerken adımlarım yavaş ama sertti.

"Kötüsün." demiştim o yoğun ve çatallaşmış sesimle.

"Istemiyorsun ona yakın olmamı." demiştim.

Artık ne kendimi tanıyor ne irademi yokluyor ne de kontrol edebiliyordum bedenimi ben değil başka biri kontrol ediyor gibiydi.

"Jungkook sakin ol yanıma gel bırak Bogum hyungu demişti Taehyung bana.

Ama ben tabi ki onu duymuyor gibiydim. Duyuyordum ama duymuyordum.

Bogum hyunga öyle bir yaklaşmıştım ki iki yakası iki elim arasında kalmıştı. O ise bu yakınlığımızdan fırsat bulmuş elindeki iğneyi koluma saplamıştı. Bir anda yakasındaki ellerimden birini bırakmış ve koluma sağladığı iğneyi tutup çekmiştim. İğneyi öyle sert tutuyor elim arasında sıkıyordum ki iğne ortadan ikiye kırılmıştı.

Fregoli-TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin