Fregoli-Taekook

25|Görev Tamamlandı

Patron
Sana iş çıktı Jungkook aradım ama ulaşamadım mesajımı gördüğünde bana geri dönüş yap sana öldüreceğin kişinin bilgilerini atacağım.

Vücuduma gelen titreme anlık olarak beni gererken ifadesiz ve bir o kadar da gergin şekilde uyuyan jungkook'u dürttüm ve telefonunu olduğu yere geri bıraktım.

"Hadi hadi uyan eve geldik." titreyerek uyanan jungkook hemen telefonunu alıp arabadan indi ve sarsak adımlarla eve girdi.

Peşinden eve girdiğim sırada arkasından konuşmayı ihmal etmedim.

"Seni biri aradı ve mesaj geldi" dediğimde amacım tepkisine bakmaktı.

Merdivenden çıkmak üzere olan bedeni yönünü bana çevirdi. Önce bana sonra telefona baktı ve bu sefer adımlarını oturma odasına çevirdi.

Koltuğa yayıldığı gibi telefonunu açtı ve gelen mesaj bildirimini okurken kaşları çatıldı. Anlaşılan bu mesaj onu hoşnut etmemişti.

Patronu kimdi? Neden bu tarz işler veriyordu? Ve jungkook neden bu tarz işlerle uğraşıyordu.?

Pür dikkat onu izlerken eliyle yüzünü sıvazladı ve aniden ayaklandı.

"Ben hemen geliyorum sen bekle ya da istersen evine git." dedi ve cevabımı beklemeden üst kata çıktı.

Jungkook'tan

Taehyung'u aşağıda bırakarak odama çıkmış ve ardımdan kapıyı kilitlemiştim. Patron bana geri dönüş yap dediği için numarasına tıklayarak onu aramıştım.

" Sonunda Jungkook! Arayabildin. "

"İşlerim vardı ancak dönebildim."

"Neyse bu iş önemli mahvetmeti
istemiyorum. Özenli ve titiz davran."

"Her zaman yaptığım şey bana masal
Okuma."

"Ben yine de uyarımı yapayım.
İş bitiminde paran hesabında olur.
Bilgileri mail olarak yolluyorum."

"Tamam. "

Diyerek aramayı sonlandırmıştım. Çok geçmeden bilgisayarıma düşen mail bildirimi ile hemen bilgisayarı elime almış ve bilgileri kontrol etmiştim.

İsmi, soy ismi, yaşı, işi, ikamet ettiği evi... Her şeyi burada yazıyordu.

"Kim Ho-Weo, 56 yaşında bir iş adamı bugün saat 14.00'da seoul merkezindeki holdinginde diğer iş ortaklarıyla birlikte bir toplantıya katılacak."

Holdingin adresi burada vardı ve onu orada öldürmem isteniliyordu.

Saate baktığımda vaktin oldukça yaklaştığını gördüğümde hiç zaman kaybetmeden oturduğum koltuktan kalkmış ve üstüme siyah kot ve siyah tişört bir de ceket geçirmiştim. Tanınmamak adına siyah maske ve siyah şapka takmıştım.

Siyah sırt çantamı da yanıma alarak keman kutusunun içinde yer alan tüfeği de kutusuyla birlikte ensemden geçirmiştim.

Hızla odamın içinde yer alan botlarımı da giyerek zaman kaybetmeden merdivenlerden aşağı indim. Kapıya doğru yöneleceğim sırada salonda koltuklarda oturan Taehyung ile yavaşladım.

"Sen hala burada mısın?" dememle ayaklanmış ve beni baştan aşağı süzmüştü.

"Ister kal ister git demiştin bende kalmayı tercih ettim ama... Sen bir yere mi gidiyorsun?"