~3.BÖLÜM~(Ceza)

45 10 3
                                    

        Babamın öfkeli yüzüyle beni tekrar
dürtmesiyle yaramın acısı gitgide daha da fazlalaşıyordu.Ne kadar beni dürtmemesini ve canımın acıdığını söylesemde o bana aldırış etmiyor,canımı yakmaya devam ediyordu.En sonunda yüzümde hissettiğim sert tokatın etkisiyle olduğum yerde bayılmıştım.
(...)

        Uyandığımda hemşirenin başımda dikildiğini farkettim.Babam odada yoktu.
"İyi misiniz?"diye sordu.
"Biraz başım dönüyor ama daha iyiyim."diye cevap verdim.      

Silik bir tebessümle ona bakıyordum.

"Pekala.Bir şeye ihtiyacınız olursa ben buradayım."
"Şeyy, babam nerede acaba göremedim de?"
"Dışarı çıkıp biraz hava almak istedi ama isterseniz çağırabilirim?"
"Yok teşekkür ederim."
"Ne demek."
        Sözünü bitirdikten sonra dışarı çıktı.Ben hala olayın etkisinde korkuyla düşünüyordum.Bana bunu kim yapabilirdi?benden ne istiyorlardı? Sanki şuan bir sınavın içinde sorularımın cevaplarını arayan bir zavallıydım.Kapının sert bir şekilde açılmasıyla yerimden sıçradım ve o an karnıma ağrı saplandı.Bu gelen babamdı.Onu görür görmez kalp atışlarım hızlanmaya başlamıştı.Öfkeli yüzüyle gözlerimin içine bakarak
"Taburcu işlemlerini halledip hemen eve gideceğiz ve orada sana bu yaptıklarının hesabını soracağım!"
"Baba ben hiç bir şey yapmadım.Bi dinlesen-"
"Sus dedim sana.Suçlusun bir de üste mi çıkmaya çalışıyorsun? Hemen eve gideceğiz ve orada sana bu yaptıklarının hesabını soracağım!"

        Bir yandan hıçkırarak ağlıyor bir yandan da olup biteni anlamaya çalışıyordum.Ben bugün neler yaşıyordum.Bunların hepsinin bir kabus olduğunu düşünerek gözlerimi kapatarak kendimi uykunun kollarına bıraktım.
(...)
         Uyandıktan yaklaşık 45 dakika sonra bir hemşirenin çıkış işlemlerimin halledildiğini ve artık eve gidebileceğimde bir sakınca olmadığını söyleyip toparlanmama yardımcı oldu.
          Dışarıya çıktığımda yine o öfkeli bakışlarını yüzümde gezdirdiğini hissettim.Şoförümüz kapıyı açıp benim koltuğa geçmeme yardım ettikten sonra babamda arabaya binip araba çalışmaya başladı.
          Yol boyunca süren derin bir sessizlikten sonra Fatma ablanın endişeli ve aynı zamanda üzgün olan yüz ifadesiyle karşılaşmıştım.

"Hoş geldiniz Asya Hanım ve Kerem Bey."
          Ona nezaketen acı bir gülümseyle karşılık vermiştim.Konuşmakta zorluk çekiyordum.Keşke şu an zamanı geriye alıp her şeyi düzeltebilseydim.Ama maalesef bunu başaramazdım çünkü hiç kimse gelecekte ne olup biteceğini bilemezdi.Çok korkuyordum.Birazdan odanın içinden çıkan sesler benim içimi ürpertiyordu ve evet korkulu rüyam gerçekleşmişti.
       
            Babam benim kolumdan sertçe tutup salona doğru götürmüştü.
"Sen ne yaptığını sanıyorsun Asya.Soyadımızı mı lekelemeye çalışıyorsun!?"
"Baba gerçekten sana yemin ederim ben hiçbir şey yapmadım.Benim bu olup bitenle hiçbir alakam yok."
"Bu yaptıkların yetmedi.Birde yalan mı söylemeye başladın.Aynı annene çekmişsin!"
"Baba-"
"KES SESİNİ! Yürü odana.Bundan sonra okula falan gitmeyeceksin.Odandan çıkmayacaksın.Anladın mı beni YÜRÜ!"
          
          Kolumdan tutarak beni odama götürüp sertçe yere itmesi sonucu yaram daha da acıyordu ama bu onun umrunda değildi.Telefonumu ve bilgisayarımı da aldıktan sonra odadan çıkıp kapıyı üstüme kitlemişti.
          Şuanda bir kafesin içerisinde acıdan çığlıklar atıyordum fakat evin içerisindeki herkes duymamazlıktan geliyordu.Çok bir şey istemiyordum.Sadece bir kurtuluş bekliyordum ama derin bir kurtuluş.Ne kadar bu uzun süren kurtuluşu denesemde yine her zaman olduğu gibi tekrar bu kafesin içine giriyordum.Bu kafes çıkmaz bir kafesti.Küçükken kendimi kuş gibi özgür hissederdim ama artık o içimdeki kuş sönmüştü.Geriye sadece bir anı olarak kalmıştı.Duygularım karmakarışıktı.
     
          Yatağıma uzanıp en sevdiğim kitaplarımdan birini alıp okumaya başladım.Ne kadar okuduğumu söylemek zor çünkü bir kitaba odaklandığınızda aklınızdaki herşey siliniyor,hiçbir şey hatırlamıyorsunuz.Adeta hafıza kaybı yaşıyorsunuz.
           Kitabımın 69.sayfasına geldiğimde kapının kilidinin açıldığını duydum.Kapı nihayet açıldığında karşımda beliren kişi Fatma ablaydı.Fatma abla bana göre bir hizmetçi değildi.Annemin yokluğunda bana destek veren,zorlukların karşısında dimdik durmayı öğreten kişiydi.
"Kızım iyi misin?"
"Oradan ne kadar iyi duruyorsam o kadar işte."
"Keşke bunun için bir şey yapabilseydim."
"Sen ne yapabilirsin ki Fatma abla? Boşver üzme kendini."
"Belki senin bu sorununa çözüm bulamam ama   Sana mantı yapabilirim.
"Yok canım istemiyor,sağol yinede."
"Peki.Bir şeye ihtiyacın olursa bana söyleyebilirsin."
"Tamam Fatma abla söylerim."
           Bana gülümseyerek odadan çıktı.kapı tekrar kilitlendiğinde ben uyumaya karar vermiştim çünkü vakit başka türlü geçmeyecekti.Elimdeki kitabı özenli bir biçimde çekmeceye yerleştirirken annem ve benim olduğum bir fotoğrafa gözüm kaymıştı.Fotoğrafı elime alıp incelemeye başladığımda gözyaşlarım fotoğrafın üzerine dökülüvermişti.Her bir gözyaşım bir acıyı temsil ediyordu.Yüzümde belirsiz bir duygu vardı.Sonrasında fotoğrafı göğsüme koyup ellerimle kollarımı birbirine bağlamıştım.
          Gözlerim gitgide kapanıyordu.Artık gözlerim bile bu acıya dayanamamıştı
(...)

          Cama doğru atılan cisimle uykudan kendimi arındırmıştım.Ne kadar korksamda çok meraklı bir insan olduğum için yatağımdan zar zor kalkıp yürürken camın önünde gördüğüm kişiyle büyük bir şok geçirmiştim.

"Senin ne işin var burada?"
"....................

Sonraki bölümde görüşmek üzere👋🏻
  ~ İYİ OKUMALAR ~

SAKLANMIŞ SIRLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin