yaşasın Hwang family

615 70 35
                                    

aradan geçen birkaç haftanın ardından yaza az kalmıştı. babasının zoruyla ekmek almaya gönderilen Ryujin, karşı kaldırımda sevgilisini görmesiyle sırıttı.

sınav haftası falan derken çok ilgilenememişti onunla. hızla karşı kaldırıma geçip kolunu omzuna attı "naber?" sırıttı. Yeji bununla şaşkınca ona dönmüş ardından güldü. "korkuttun beni."

"amacım oydu." deyip sırıtmasıyla Yeji omzuna vurdu. "markete mi gidiyorsun?"

"evet." Ryujin kafasını salladı ardından birlikte konuşa konuşa markete gittiler.

birkaç şey aldıktan sonra marketten çıktıklarında Yeji'nin telefonu çaldı.

"efendim baba? ha, peki Ryujin yanımdaydı zaten tamam baay."

"nolmuş?"

"kahvaltıyı sizde ediyormuşuz."

"güzel o zaman." gülerek sevgilisini kolunun altına aldı ve eve gittiler. eve girdiklerinde bahçedeki kalabalığı beklemiyorlardı.

"hayırdır yine mi doğum günüm?" diyerek güldü Ryujin ve Yejiyle birlikte ellerindekileri bırakıp oturdular.

"yok, evde yemek bitti de buraya gelelim dedik." diyerek güldü Minho.

"siz zenginsiniz kendinize gelin."

"olabilir böyle şeyler."

Jeongin ve Hyunjin de oturduğunda yemeğe başladılar. keyifli bir kahvaltının ardından Yejiyle Ryujin odaya çekildiler.

kapıyı kapattığı gibi sevgilisini kolları arasına aldı. "özledim seni."

"okulların kapanmasına az kaldı, bol bol görürüm seni artık." güldü.

"evet ama seneye sınav var." somurttu Yeji.

"bebeğim, boş ver şimdi oraları." deyip Yeji'yi kapıya yasladı ve kilitledi.

"ya birisi gelirse?" deyip ellerini boynuna sardı. "gelmez."

"akıllanmazsın sen." demesiyle Ryujin sırıttı.

aşağıdakiler de her şeyden habersiz siyaset konuşuyorlardı..

aradan geçen birkaç saatin ardından hepsi gitmişti. Ryujin aşağıya inmiş elinde telefonla Yeji'yle konuşuyordu her zaman ki gibi.

Hyunjin ise Jeongin'in dizine yatmış boş boş duruyorlardı.

"bir fikrim var!" dedi Ryujin. iki babasının da ona dönmesiyle, "bisiklet sürelim mi????"

"bebeğim?" dedi Hyunjin Jeongin'e bakıp. "olur."

"hadi kalkın o zaman."

"yeey."

"piknik mi yapsak bir de? hava çok güzel."

"evet evet!"

"koş git giyin, biz sepeti hazırlayalım." dedi Hyunjin.

"tulum?"

"tulum." demesiyle Ryujin koşarak yukarı çıktı. Hyunjin ve Jeongin gerekli şeyleri hazırlamaya koyuldu. sırayla giyindikten sonra hepsi hazırdı.

geçenlerde aldıkları takım tulumu giymişlerdi.

Hyunjin evin big boyu olduğu için tüm bisikletleri çıkardıktan sonra hepsi bindi ve sürmeye başladılar.

eğlenerek bisiklet sürüşü yapmalarının ardından Han Nehri'ne geldiler.

Jeongin sepetten örtüyü çıkarıp ağacın altına serdi. hava oldukça sıcaktı ve hafiften esiyordu.

Ryujin oturup ağaca yaslandı. babaları yemekleri çıkarırken tabii ki yine Yeji'yle konuştu.

yemekler hazır olunca sohbet ederek yemek yediler.

Ryujin, böyle oldukları için çok mutluydu. hep gerçek bir ailesi olsun isterken daha da iyisinin olacağını düşünmemişti.

hep böyle kalmalarını diledi.

yemek bittikten sonra toparlanıp tekrar bisikletlere bindiler. hava hafif hafif kararmaya başlamışken eve geldiler.

üstlerini giyinip güzel bir duş aldıktan sonra, Ryujin yarın okul olduğu için uyumaya gitti.

tabii ki uyumadı.

Jeongin ise ikisine kahve yaptı ve bahçeye çıktılar. üstlerine örtüyü örtüp Hyunjin'e sarıldı.

"çok garip değil mi? birkaç ay önce seni tamamen kaybettiğimi düşünüyordum. şimdi yanımdasın, buradasın." dedi Jeongin Hyunjin'e bakarken.

"öyle." iç çekti. "Ryujin senden bahsettiğinde, bilmiyorum garip hissettim. uzun süre sonra ismini duymak garipti. o gün düşününce bir daha yan yana olmamız o kadar imkansızdı ki." kocaman gülümsedi bununla Jeongin.

"seni seviyorum Hyunjin, hem de çok." detip sımsıkı sarıldı. "ben de seni çok seviyorum." gülümsedi. bir süre sarıldıktan sonra Hyunjin aklına bir şey gelmiş gibi ayaklandı. "bekle." deyip odasına çıktıktan sonra çekmecesinden kutuyu alıp aşağıya indi.

"noldu?"

dudaklarını birbirine bastırdı Hyunjin. yavaş yavaş yanına yaklaşıp tam önünde durdu.

"biliyorum, yeri değil ama ben sabırsızım. seni bulmuşken bir daha kaybetmek istemiyorum. aslında burayı çok düşünmüştüm ama konu sen olunca her şeyi unutuyorum. Jeongin, ben artık sana eşim demek istiyorum. benimle evlenir misin?"

şaşkınlıkla gözlerini kırpıştırdı Jeongin. "evet." dedi hiç beklemeden dolu gözleriyle. "evlenirim." boynuna sarıldı gözyaşlarını bırakırken.

"zaten evli gibiydik. sadece kağıda dökmek kaldı." gülümsedi Jeongin. ayrıldıktan sonra Hyunjin yüzüğü parmağına taktı. arkasında h ve j yazan bir yüzüktü.

"seni çok seviyorum. gerçekten çok seviyorum."

"ben de seni çok seviyorum güzel bebeğim benim." gözlerinin içi parlarken güldü Jeongin. "aslında daha güzelini yapabilirdim ama dediğim gibi dayanamadım."

"bize de bu yakışırdı zaten." demesiyle kahkaha attılar. ardından arkalarından gelen alkış sesi Ryujin'e aitti. kocaman gülümsüyordu o da.

"sen uyumamış mıydın?"

"uyuyordum, seslerinizi duydum." güldü ellerini iki yana açarak Ryujin.

"gel buraya." demesiyle koşarak yanlarına geldi.

"iyi ki benim babalarımsınız!" dedi ikisine de sarılırken. "yaşasın Hwang family." bu cümlesi üçüne de kahkaha attırdı.

onlar şimdi gerçekten aile olmuşlardı.

-
yeeey

iki aya yakındır bölüm yazmıyormuşum, depresyondaydım bir tık olur öyle şeyler arada

bi de beni dövmeyin ama öbür bölüm final
görüşürüzzzzz

never ever, hyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin