Çağrı'nın dediği gibi sosyal medya sayesinde bir sürü öğrencim olmuştu,onlara dönerek, öncelikle hoşgeldiniz. Buraya gelme amacınız ne? Beni görmek mi yoksa gerçekten dövüş öğrenmek için mi geldiniz, bunu zamanla öğreneceğiz, belki kafanızda soru işareti olarak kalmıştır.diye söylüyorum burda öğrendiğimiz bütün dövüş eğitimini yanlızca çok zor durumda kaldığınızda kullanmanız gerekiyor,kendi hayatınızı tehlikeye atmayın, çünkü insanın hayatı önceliğimiz olmalı dimi arkadaşlar, hepsi bir ağızdan siz ne derseniz odur Rojin hocam, ben başımla evet anlamında salladım. Sonra sözlerime şöyle devam ettim. Belki bazen karşımızda ki insanı yanlış anlayabiliriz, bunun için çok dikkatli olmamız gerekir,kimi döveceğimizi iyi tahmin etmeliyiz, diye tebessüm ederek söyledim.. hepsinin yüzünde samimi bir tebessüm oluştu çok sevindim.
İçimdeki ses bak Rojin senin yaşadıklarını nerdeyse aynısını yaşamış, bir sürü yüz eminim bunların çoğu şiddet ve taciz mağdurları yoksa bu sorunları yaşamayan kadınların ne işi var burda, doğru söylüyor du içimdeki ses bunları yaşamayan kadın rahattını bozup ağız burun kırmak için ders almaya gelirmiydi! Bende bunun için ders almıştım Mert hocadan, iyikide almışım yoksa hayatım başlamadan biterdi.
Banada dövüş yapmamı Mert hoca önermişti, ona minnettarım, Allah ondan razı olsun inşallah 🥰 insanın Zeynep abla ve Mert hoca gibi dostu olsun yeter, ben onları tanıdığım için çok şanslıydım.
Herkes benim gibi şanslı olmayabilir,çünkü onları tanımam büyük şanstır..
Hayat sen insanı nasıl bir hale sokuyorsun? bizi bu hale sokan insanlar utansın bu kadınlar sırf dayak yememek için buraya dövüş öğrenmeye geliyorlar, bende sırf bu amaç için dövüş öğrendim Mert hocadan, inanki başka bir amacım yoktu.Hala öyle eğer ben dövüş bilmeseydim. O sapkın adamın bana ne yapacağını tahmin edemiyorum bile, sonra salondaki kadınlara dönerek, bakın hanımlar burda ben ne dersem o yoksa başka türlüsü bu iş yürümez, herkes tamamsa başlayalım, bu gün ısınma hareketlerini yapalım, acelemiz yok yavaş yavaş sabırla öğrenelim herşeyi,
Birinci gün ısınma hareketlerini yaptık, yavaş yavaş hareketlerle tanıştılar, ağırlıklı olarak bize arkadan saldırmaya çalışanları nasıl nakaft ederiz uygulamasını çalıştık, buradaki kadınlar ne çekmişlerdi hem cinslerinden de burdalardı az çok tahmin ediyordum."Çünkü benim geçmişim az çok böyleydi", aralarında bulunan bir kadın çok öfkeli bir şekilde dövüşüyor du, inanılmaz bir öfkesi vardı. Nihayet bir haftamız tamamlanmış ikinci haftaya girmiştik,
"Ben merhaba arkadaşlar hoşgeldiniz, bu günkü dersimiz konuşmak olsun dedim." hepsi şaşkınlıkla yüzüme baktılar, nasıl yani dedi aralarından bir tanesi adı Fulya'ydı, ben baya konuşmak işte, sizcede ruhumuzun da dinlenmeye ihtiyacı yokmu? onuda dinlemek gerekmez mi? Sima şöyle söze girdi, Rojin hocamız haklı ruhunda ihtiyaçları vardır, onun derdiyle ilgilenelim ki kafamız rahat olsun dövüş tekniklerini daha sonra yapalım deyilmi! Sevgili ablalarım, diye şirinlik yaptı, kendince, "ben tamamıyız kızlar," hepsi baş sallayıp oturdular,
"Ben onlara şöyle dikkatli bakıp, acaba hangisi daha öz güvenli, hiç birinin söze başlayamayacağını biliyordum. Onun için benim başlamam daha uygun olacaktır, diye düşündüm. Çünkü hiç birini kırmak istemiyordum."
Neyse başlamak yine bana kalmıştı," size bir sorum olacak"? "Sizin burda ne işiniz var"? gibi, aralarında çok güzel bir kadın ellini kaldırdı, seni dinliyoruz dedim, şöyle söze başladı benim adım Meryem, benim burda olmamın tek sebebi hiç bir erkeğin yardımı olmadan, kendimi korumam, çünkü ben şu yaşımdan erkeklerden çok çektim. Şöyle ki çalışmak için girdiğim herkes tarafından tacize uğradım,"hiç bir erkeğin bu güne kadar insan gibi bana davrandığını görmedim".bunun için dövüş dersi almaya karar vermiştim. Senin o videonu internete gördüğümde tamam işte benim dövüş hocam dedim. İşte şimdide burdayım, seninle sonuna kadar varım hocam dedi, yüzünde güller açarak,
Meryem bana bakarak sizi dövüşe yönelten neydi? dedi. Ben acı bir gülümsemeyle hepsine baktım. Kızlar benim hikayem geçmişten geliyor,biraz uzun dedim başka zaman anlatırım."Size söz veriyorum."Şimdi şurda ki meraklı bakışlarla bize bakan Rana ya söz verelim." Dimi ya dedi Sena",Rana bana bakarak, abla,dedi. Ben kendi hikayeme başlamadan önce sana çok teşekkür ederim, şimdi burda kiler ne alaka diyecekler ilk defa biri beni fark etti isteğimi dile getirmeden beni anladı,
"Rana hikayesine şöyle başladı."Ben yurtta büyüdüm. Onun için hep içimde bir buruklukla okula giderdim. Herkesin besleme çantasında güzel bohçalar börekler kekler altlarında güzel örtüler, herkesin yüzünde tebessüm, benim boynum bükük, eski bir beslenme çantası ambalaj içinde bir kek, kutu meyve suyu, biliyormusunuz, ben kutu meyve suyundan nefret ediyorum şimdi, herkesin saçı örgülü ve kurdeleli rengarenk, benim saçlarım erkek tıraşıydı çünkü hep bitliydi, okuldaki çocukların alay konusuydum hep,
Sonra böyle böyle büyüdük, okumadım baktım bir türlü olmuyor, "Okulu bırakmak zorunda kaldım." 18 yaşına girince devlet artık reşitsiniz diye sizi salıyorlar, bende işe girdim.
Girdiğim her yerde bir göz süzmeler, bir el kol hareketleri ne yapacağımı bilemez hale geldim. Kendimi bir türlü bu gibi insanların çirkin hareketlerinden koruyamıyorum, en son çalıştığım bir restoranda beni lavabo köşesine sıkıştıran adamın başına bir tava vurmakla kurtuldum. Tam kurtuldum. Derken beni polise şikayet etmiş beni hırsızlıkla ve cana kast etmekle itham etmiş. Polisler beni alıp karakola götürdüler, orda ifademi aldılar sonra savcı karşısına çıkardılar herşeyi olduğu gibi anlattım ama savcı ne derse beğenirsin tanığın varmı ben hayır tanığım yok ben herşeyi olduğu gibi anlattım ama siz bana inanmıyorsunuz savcı şöyle bir baktı bana sana inanıp inanmamak önemli değil ki, önemli olan delilin olmaması, dedi. Sonra beni mahkemeye sevk ettiler ordada değişen birşey olmadı maalesef, ordada umduğumu bulmadım bana beş yıl ceza verip hapishaneye gönderdiler..
Neyse beş yılda orda yata kalka yattım sayılı günler geçti. Bir şekilde, şimdi de burdayım kendimi bir daha hiç kimsenin ne iftirası nede pis duygularının eğlencesi olmaya hiç niyetim yok, kendimi hakkıyla korumak için burdayım hocam,
"Rana'nın yüzünde ki bu hüzünün sebebi buydu demek ki," herkesin derdi kendine göre farkındaydım ki onun bize anlatmadığı çok şey vardı, tabi anlatacak şey var anlatmayacak şey vardır,
Ama kendini bir şekil korumayı başarmıştı, çok güçlü bir kadındı, ondan harika bir dövüşçü çıkardı, bunun farkındaydım.
Burda ki bütün kadınların dertleri ortaktı, erkekler, "Allah kadınları hep aşağlasın dövsün çirkin emellerine ortak olsun diye mi yaratmış sanki," bir keresinde Hayriye teyze den duymuştum. Cennet kadınların ayakları altındadır. Kız çocuğu doğduğu zaman müjdesi Allah'a gidermiş,kadınlar çok özel yaratmış kadınların merhametti Allah'ın Rahim isminden geliyormuş, daha bunun gibi bir çok şey var,
İnsanın fıtratı neden hep şehvet üzerine hele de erkeklerin bununda savunmasız kadınların üzerinde denemelerinde nefret ediyorum. Kadınlar bunu neden yaşıyor, neden bir erkekde ayağa kalkıp bu kadınlara yazık değil mi, yazık değil mi kadınlar neden hep işkence çekiyor demiyor yarın mahşer gününde sustuğunuz için Allah'a nasıl hesap vereceksiniz.Çok merak ediyorum..
Sevgili okurum şimdilik bu kadar olsun, yorum ve oylarınızı bekliyorum 🤗🤗