prologue

590 41 69
                                    

Gözlüklerimi düzelterek elimde tuttuğum dosyayı göğsüme bastırdım ve kollarımı etrafına sardım. Yüzümde kocaman bir gülümsemeyle onun yanına doğru gitmeye başladım. Arkadaşlarıyla konuşuyor ve sonra o hoş kahkahasını serbest bırakıyordu.

"Peki ya Pete?" Adımı duyar duymaz hemen arkasında duran ağacı kendime siper edip saklandım ve konuşmalarını dinlemeye başladım. Öyke ki hızlanan kalbim benimle ilgili düşüncelerini öğrenmek için adeta atış hızını 100 ün üzerine çıkarıyordu.

"Pete mi? Pete ne alaka?" Sesi oldukça soğuk çıkmıştı.

"Onu ne yapacaksın?" Göz ucuyla onlara baktım. Arkadaşı yüzünde ki ciddi ifadeyle oturuşunu düzeltip ona yaklaştı. "Yakında üzerinde sana aşık olduğuyla ilgili bir pankartla gezecek." Gülümsedim. Bunu yapabilirdim sanırım, emin değilim.

Elini arkadaşının yüzüne koyup onu geriye doğru ittirdi. "O ezikle işim okul bitene kadar. Ödevlerimi yapması ve sınavlara çalıştırması için yanımda tutuyorum." Kalbim bir atış atladı ve yüzüm yanmaya başladı. Dudaklarımda asılı kalan gülümseme yavaşça solarken o kıkırdadı. Kıkırdadı ve yanında oturan diğer kişinin omuzuna kolunu atıp kendine doğru çekti. "Açıkçası bana aşık olması umurumda değil." Çocuğun alnına bir öpücük bırakıp geri çekildi. "Ona bir bakın, yanımda tutacağım birine mi benziyor? Eziğin teki işte." Boğazıma bir yumru oturdu ve tüm uzuvlarım titremeye başladı.

Hepsi kahkaha atmaya başlayınca akmaya başlayan gözyaşlarımı hızlıca sildim ve bir süre titreyen vücudumun kendine gelmesine izin verdim. Hayır üzüldüğüm veya hayal kırıklığına uğradığım için ağlamıyordum. Salak yerine koyulup arkamdan atıp tuttuğu için sinirimden ağlıyordum. Nasıl bu kadar salak olabilirim, nasıl ona inanabilirim diye ağlıyordum.

Bunu ona ödeteceğim. Yemin ederim ona bunu ödetecektim.

Ağacın arkasından çıkıp karşısına dikildim. Yanında ki çocuğun omuzunda duran kolunu çekip doğruldu. "Pete, hoşgeldin. Gelsene." Yüzüne, beş dakika önce hayranı olduğum ama şimdi iğrendiğim o gülümsemesini yerleştirdi. Kucağımda duran dosyayı işaret edip konuşmaya devam etti. "O ne? Yoksa ödevimi bitirdin mi?"

Bakışlarını gözlerime çıkarıp kaşlarını çattı. "Güzelim neden bir şey söylemiyorsun?"

Elimde duran dosyayı suratına fırlatıp oldukça sakin ama içinde tüm öfkemi barındıran sesimle konuştum. "Çok dalga geçtin mi arkamdan?" 

"Pete..."

"Yeterince eğlendin mi? Tatmin oldun mu? Sana olan ilgim egonu istediğin gibi okşadı mı?" Gözlerimi kısarak ondan iğreniyormuşçasına konuştum.

"Pete ben ne dediğini..."

"Kapa çeneni. Beni salak yerine koyup kullanmanın bedelini sana ödeteceğim." Sol elimin tırnaklarını avuç içime batırıp sağ elimin işaret parmağını kaldırdım ve yüzüne doğru salladım. "Sana yemin ederim Vegas, sana önümde diz çöktüreceğim."

Arkamı dönüp yanından uzaklaşırken akan gözyaşlarımı saklama gereği duymadım. İlk aşkım, lise aşkım, ilk heyecanım olan bir insanın bu kadar iğrenç olması, beni bir salak yerine koyup dalga geçmesinin canımı hem bu kadar yakıp hemde tüm öfkemi diri tutması inanılmaz bir çelişkiydi ve ben bu çelişkiyi lehime kullanıp onu ayaklarımın dibinde diz çöktürecektim.

Ben Pete Phongsakorn Saengtham seni ezmeden yoluma devam etmeyeceğim Vegas Kornwit Theerapanyakul.

~•~•~•~•~•~

Bir şey diyeceğim kapak aşırı tatlı değil mi? Aşk yaşıyorum ♡♡♡

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bir şey diyeceğim kapak aşırı tatlı değil mi? Aşk yaşıyorum ♡♡♡

Eveeeet yeni bir kurguyla geldim, sanki diğerini çok sık yazabiliyormuşum gibi. Neyse aklımda böyle bir kurgu dönüp duruyordu ve onu yazmam için kırk takla atıp durdu.

Umarım konu açısından dikkatinizi çekmiştir. Olaylar öyle bir gelişecek ki varyaaaa offf durun ağzım sulandı.

Gittim ben:)))

ATLANTIS || VegasPeteHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin