Oy ve yorum yapmayı unutmayın<3
Han
Kaykayımı olduğum yerde döndürerek son hareketimi yapmış ve nefeslenmek için durmuştum benim arkamdan gelen minho ise dik duvarda dönüş yapıp tam önümde durup kendisini yere atmıştı. Gözlerim bir kaç saat önce düştüğünde zedelenip kanayan sonrada pantolonumun kemer kısmına taktığım fuları bağladığım parmaklarına değdi.
Pazartesi ,salı ve bugün çarşamba. Üç gündür buraya geliyor altı kişilik grubumuzla eğlenceli saatler geçirip beraber yemek yiyor sonrada evlerimize dağılıyorduk. Uzun zaman ardından Chan ve Changbin dışında yaşıtlarımla geçirdiğim saatler iyi gelmişti. Kendimi iyi hissediyordum. Krizlerim git gide azalmıştı. Ancak son zamanlarda mental olarak iyi olsamda, şarkı yazmada bana yardımcı olan ilham perimi kaybetmiştim. Yada o bir süreliğine beni cezalandırmak için terk etmişti. Yazdığım şarkıda sürekli eksik birşeyler oluyordu ve bu devam etme isteğimi eksilere düşürüyordu.
Bununla beraber gözlerimi siyah fularla sarılmış elden hala soğuk, gri beton yerde oturan turuncu saçlı kuyruğuma çevirdim. Öncedende gözleri beni takip ediyordu ama geçen hafta çarşamba gününden beri sanki izlenme hissi daha çok artmıştı.
Sevgilisinin onu aldattığını öğrenmesine rağmen iki üç gün içinde kendisini toparlamıştı. Yanında iyi hissetmesi için onunla pek laf dalaşına girmesemde eskisine oranla daha çok konuşur olmuştu özelikle de benimle. Bu nedensizce siyah uzun saçlı kıza olan aşkının gerçektende dediği gibi bir hoşlantıdan ibaret olduğunu düşünmeme neden oluyordu.
Ona baktığımı fark etmesiyle bağlamaya çalıştığı bağcıklarından kafasını kaldırıp bana bakmıştı. Nedensizce gözüme bir bebekten farksızdı şuan. Onun aksine oturmak yerine iki dizimide kırıp önünde eğildim.
Bu numarayı çok iyi biliyordum. Chan da yapmamı istediği bir şeyi yapamıyormuş gibi yapar ve beni buna mecbur ederdi. Bir nevi eğlencesine yapılan bir flört yöntemi.
Eğildiğim yerden açılmış bağcığı bağladıktan sonra diğerinin de gevşek olduğunu gördüm ve o tarafa doğru uzanıp onuda bağladım. Bağlarken gözlerinin yüzümde gezdiğinin farkındaydım ancak gözlerimi onunla buluşturamayacak kadar güçsüzdüm.Sebebini asla bilemiyecektim.
Onun ilgisi, onun bakışı, birbirine değdiğinde yıldızları sığdırdığı gözleri.
Belki de biri ile birlikte olduktan sonra rahatça onu geride bırakabilmesi ondan uzaklaşmamı sağlıyordu. Ben bunca zaman beni geride bırakan biri için bu kadar harebeye dönmüşken o aldatılmasına rağmen bu kadar çabuk toparlanması sebebsizce kıskanmama da neden oluyordu.Olduğum yerde dikeldiğimde oda benim gibi dikelmiş ve biraz yüzüme baktıktan sonra baş parmağını küçüklüğümde bütün acılarımın toplandığı yanağımdaki küçük noktaya değdirmişi.
Biraz bastırıp saklamak için kulandığım ten rengi boyayı silmiş ve parmağını çekmişti.
Parmağını baskısı ile titrek bir nefes bırakırken konuşmuştu.
"Yüzüne o kadar çok yakıştığı halde neden sakladığını hiç anlamıyorum.""Seni ilgilendirmez." dedim bir anlık cesaretle ama yüzüme yakın olan parmağını yanağıma sürtmesiyle geri çekilemedim. Elleri altında titriyordum. Komik olanda bu eski sevgilim bunu yaptığında hissettiğim duygulardan daha yoğun duygular hisetmemdi.
Gözlerimin kapanmasına izin vermeden soğuk havanın aksine sıcak ellerinden kaçıp yerdeki kaykayımı elime almış ve dinlenmek için seungmin ve jeonginin olduğu düzlükteki banka ilerlemiştim. O da kaçtığımı fark etmiş ve kıkırdayarak peşimden gelmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
nepenthe Minsung
Fanfiction"O akşam beni yere serdiğinde senin çok güçlü olduğu düşünmüştüm. Şimdi ise yanıldığımı fark ettim. Senin yüzünden onunla yüz göz olduğuma inanamıyorum. Aptal gibi hareket etmeyi kes ve ondan uzak dur. Eğer kendini koruyamıyorsan da insanlarla muhat...