3. Bölüm: Defter

33 6 8
                                    

Güzel yazdığımı iddia etmiyorum

Yazdıkça güzelleşmesini diliyorum.

Yazım veya noktalama yanlışı varsa lütfen kusuruma bakmayın gözümden kaçmış olabilir

İyi okumalar dilerim.

&&&&&&&

YER: Lavinia Bölgesi

Araştırma Tesisi

Yıl: 2524

Zaman: Belirsiz

Ayağındaki botların tok sesi geçtiği koridorlarda değişik bir ses yayarak yankılanıyordu. Elinde tuttuğu çantaya biraz daha sarıldı. Sıkmaktan elleri ağrımaya başlamıştı. Yine de gevşetmedi. Terlediğini hissediyordu ardından o terin hemen soğuduğunu. Bir taraftan da etrafına bakıp hızını arttırdı. Bu yaptığına bir türlü inanamıyordu. Delilikti. Sonra düşüncelerine güldü. Bu dünyada hayatta kalabilmek için delirmek gerekmiyor muydu zaten? O kriterleri fazlasıyla karşılıyordu.

5 saat önce:

Çıkış saati kaçınılmaz bir şekilde gelmişti. Normal zamanda eve bu kadar erken gitmeyen Chae için şimdi eve gidiyor olmak tuhaf hissettirdi.

Yolculuk esnasında General David'in teklifini düşündü. Genel olarak bütün gün düşünmüştü ancak işi kafasını dağıttığı için ve şimdi eve dönerken böyle bir lükse sahip olmadığından düşünceleri daha yüksek sesliydi. İlk duyduğunda güzel bir fırsatmış gibi gelen bu durumun işin içine girildiğinde öyle olmadığını görebiliyordu. Dışarıdaki canavarlar küçümsenmeyecek kadar gerçek ve bir o kadar da tehlikeliydi.

İş yerinden nasıl çıktığını hatırlamıyordu. Yanında çalışan insanların bu erken çıktığına şaşırması bir sır değildi ancak Chae'nin onlara ne söyleyerek ayrıldığı sırdı. Genç doktor, odadan çıkmadan öncesine dair hiçbir şeyi hatırlayamıyordu. Bu dalgınlığının kısa süreli olmasını diledi. Aksi taktirde göreve çıkar çıkmaz ölecek ilk kişi olurdu. Canavarların onu yakalaması için çaba sarf etmesine bile gerek kalmazdı.

Toparlanmak için nefes egzersizleri yapmayı denedi. İşe yaramayınca da bıraktı. Terlemiş ellerini çantasından çıkardığı bir peçeteye sildi.

Gerginliğinde hangi konunun daha baskın olduğundan emin değildi. Gittiği yerde yaratıklar tarafından kanının son damlasına kadar içilme ihtimali mi, yoksa bu işe gizlice girdiği için amcası tarafından yakalanınca başına gelecek şeylerin ihtimali mi? Park Chae yaratıkların daha az ürkütücü olduğuna karar verdi.

İki tarafı da camlarla döşeli ve yapay ancak yine de bakanın tekrar bakmasını sağlayan manzaraya sahip koridorlardan geçerken bir taraftan etrafına bakıp onu tanıyan biri var mı diye kontrol etti. Dedikodu kazanı olan bir yerde onu tanıyan biri demek, dakikalar sonra amcasının kulağına ulaşması demekti. Neyse ki kırmızı bölgede çok tanıdığı yoktu.

Tanıdık bir simayı görmemenin rahatlığıyla derin bir nefes verip etrafı yapay ağaçlarla çevrili koridorlardan hızla uzaklaştı.
Attığı her adımla beraber onu tanıyacak insan olasılığı daha da düşerken sıktığı elini gevşetip çantasını diğer eline aldı. Saatler süren araştırmalara rağmen yorulmayan elleri, ağırlığı bile olmayan bir çantayı taşımaktan dolayı yorulmuştu. Çantanın içi boş olabilirdi fakat Chae'nin omuzlarındaki yük bu bilgiyi önemsiz kılıyordu.

İnsan sayısının bir anda normalden fazla artması Chae'nin dikkatini çekti. Dün geceki gibi bir tabloyla karşılaşmaktan korktu. Fakat korkuları boşunaydı çünkü kalabalığın tek nedeni işten çıkış saatinin gelmesiydi. Genç kadın rahatlasa bile zamanlamasına lanet etti. Kötü bir zamanlama olduğunu inkâr edemezdi.

VC17Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin