6. Bölüm: Donmuş Göl

10 2 0
                                    

Güzel yazdığımı iddia etmiyorum

Yazdıkça güzelleşmesini diliyorum.

Yazım veya noktalama yanlışı varsa lütfen kusuruma bakmayın gözümden kaçmış olabilir

İyi okumalar...

"KAMU SPOTU: Beğenmediğin bir şey olduğunda ya da sana hitap etmeyecek bir olay yaşandığında yapıcı eleştiri yapmak zor değildir. Bir dene. Çıkıp gitmek ondan da kolay inan bana:)"

&&&&&&&

YER: Gardenya Bölgesi Yakınları

Donmuş Bir Göl

YIL: 2524

ZAMAN: Belirsiz

Amcasının son sözleri yol boyunca Chae'nin peşini bırakmadı. Uyarının anlamını çözmeye çalıştığı her seferinde başına ağrılar giriyordu ve o bunalmış hissediyordu. Bütün bunlar onu çok yormuştu. At arabası soğuk zeminde zorlukla ilerlerken birazdan atların dinlenmesi için duracaklarını biliyordu üstelik yeni bir moladan çıkmışlardı. İnsanların aksine atlar dışarıda yolculuk yapıyordu. Sağlam nallar veya eyerler onları bir noktaya kadar koruyabilirdi. Buzdan canavardan korunabilmek için ısınmaları gerekiyordu.

At arabasında onun haricinde iki araştırmacı daha vardı. Turuncu bölgeden iki araştırmacıydı ve yol boyunca çok az susmuşlardı. Hiç denecek kadar az. Baş ağrısının bir nedeni de bu olabilirdi. Soğuk havayı kessin diye yapılmayan pencereler yüzünden yürüyen tabutta gibi hissediyordu. Bütün bu sebepler birleştiğinde atlardan çok Chae, mola verecekleri anı kolluyordu.

Nihayet yarım saatin sonunda bütün ekip mola vermek için durmuştu. Hava nispeten güzeldi ve şansları varsa şehre ulaşana kadar dolu yağmazdı.

Arabadan indiğinde ilk işi tutulan uzuvlarını esnetmek oldu. Soğuk hava şimdiden yüzünü acıtmaya başlamıştı. Atkısını yukarıya kadar çekti. Arabaların arasında yürürken kulağına ezilen karların sesi doldu. Onlar geçmeden önce karları temizleme ekibi işini iyi yapmış gibi görünüyordu. Yağan karlara rağmen donmuş gölün yüzeyini seçebiliyordu. "Bu kadar mola verip durursak bu keşif bir yıldan fazla sürer." Yakınarak çıkan bu ses arkadaşı Hazal'a aitti. Mavi gözleri yaptığı birkaç dakikalık kestirmenin etkisiyle kızarmıştı. Saçları birbirine dolanmıştı ve düzeltmekle uğraşmış gibi görünmüyordu. "Yola devam edebilmemiz için atlara ihtiyacımız var ve atların devam edebilmesi için de dinlenmeye." Chae gülerek cevaplarken ona doğru yürümeye başladı.

"Daha hızlı bir yolu olmalı ama." Hazal konuşurken ayaklarını yere vuruyordu. "Bir keresinde bir kitapta eski zaman insanlarının çok uzak mesafelere birkaç saate ulaşabildiğini okumuştum. Tahminen bizim bu teknolojiyi yeniden kazanmamız kaç yıl sürer?" Chae dudaklarını büzerek onu dinlerken hak vermeden edemedi. Mesafe az bile olsa bir yerden bir yere gitmek en iyi ihtimalle aylar sürüyordu en kötü ihtimalle de yıllar. Hal böyle olunca yolculuklar işkenceye dönüşüyordu. At arabalarının arasından Hazal ile geçerken gözüne diğer insanlar takıldı. Çoğu atları kontrol etmek için seyisti geri kalanlar da güvenlikten sorumlu askerlerdi. Onun gibi hava almak için dışarı çıkan çok az araştırmacı vardı.

"Arabanda boş yer var mı?" Bir anda sorduğu bu soru Hazal'ı olduğu kadar kendini de şaşırtmıştı. Turuncu bölgeden bir araca bindiği için at arabasının güvenliği daha sıkıydı ancak bu bir şeyi değiştirmezdi. Daha fazla gürültüye maruz kalmak istemiyordu. Hazal mavi gözlerini kırpıştırarak onu yanıtladı. "Yani boş yer yok ama yerler değiştirilemez değil. Neden sormuştun?" Chae sadece kafasını salladı ve ekledi "Çok iyi. Akşam neden sorduğumu anlarsın." Daha fazla bir şey söylemedi ardından konuşma başka yerlere kaydı. Daha çok etraflarından konuşuyorlardı.

VC17Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin