4

101 10 7
                                    


"Bunu nasıl yaparsın ya nasıl?! Yıllardır bu şirket için yaptığım emeklerin hiçbirini görmüyor musun?! Çoğu zaman uyumuyorum bile ama sen-"

"Böyle bağırmaya devam mı edeceksin Taehyung? Bu şirketin yarısı benim üzerime ve istediğimi yaparım." Toplantı çoktan bitmiş ve Taehyung içinde tuttuğu tüm zehri babasına karşı akıtmaya başlamıştı. "Eğer bu şirket sadece senin olsa yemin ederim umrumda olmazdı ama burada annemin de hakkı var! Sen onun tüm haklarını görmezden geldin! O sen ve senin yaptıkların yüzünden kaçtı! Umrunda bile değil, değil mi? Çünkü annesini kaybeden sen değilsin, neden umrunda olsun ki?!"

Bay Kim şirketteki tüm hisselerini dört çocuğunun üzerinde paylaştırmıştı ama hisselerin hepsini kaçmadan önce karısı üstüne devrettiği için Taehyung annesinin hakkını aramak için babasına bağırmaya başlamıştı.

"Hepiniz benim çocuğumsunuz, birinizi diğerinizden ayırmam. O yüzden bana bağırmayı kes ve kaderine razı ol Taehyung. Hepinizi düşünmek zorundayım."

"Bu şirket sadece annemin hakkıydı biliyorsun değil mi?" Taehyung'ın gözlerindeki yaşlar yavaşça akmaya başladığında annesinin emanetine sahip çıkamamak canını fazlasıyla acıtmıştı. Belki sadece dördü arasında paylaşılacak olması canını bu kadar acıtmazdı ama babasının Vien'in annesinin de hakkı var diyerek yüzünü bile hiçbir zaman görmediği kadının üstüne hisse bırakması gözünde Vien'in annesini çıkarcı bir kadın olarak görmesine sebep olmuştu. Her şeyden önemlisi annesi aldatıldığını öğrendiğinde çocuklarını bırakıp kaçmıştı. Belki de ölmüştü  ama Taehyung hiçbir zaman annesini kaçtığı için suçlamamıştı.

"15 yıl oldu Taehyung, 15 yıl boyunca her gün o kadını hatırlattın. Senin düşündüğün gibi bir anne olsaydı kaçar mıydı peki?"

"Senden o kadar çok nefret ediyorum ki.. Sanki kendi suçun yokmuş gibi anneme bok atman...nefret ediyorum senden. Annemi hiçbir zaman haketmedin." Taehyung sinirle odadan çıkıp kapıyı sertçe kapatmış ve hemen kendi odasına geçip kapıyı kilitlemişti. Masasının üzerindeki her şeyi yerle bir etmiş ve arka raflarda duran annesinin fotoğraf çerçevesini alıp sıkıca sarılmıştı.

Keşke bir kez olsa bile görme şansı olsaydı!

.....

Jungkook evin içinde oradan oraya yürürken kız kardeşleri de oturmuş onu izliyorlardı. "Jungkook aklına bir yer gelmiyor mu? Nerede olabilir? Ben onun için endişeleniyorum." Hye Rin gözyaşlarını tutamayıp ağlamaya başlayınca Jungkook yanına oturup sıkıca sarılmıştı. "En son şirketten çıkarken görmüşler, çok sinirliymiş."

"Sana nerede olduğunu sordum! Bana gereksiz bilgiler verme Jungkook!" Hye Rin erkek kardeşine ne kadar bağırmak istemese de abisi için endişelendiğinden ne yaptığını idrak edemeyecek durumdaydı.

"Nişanlısına da sordum, yanımda değil dedi." Jungkook'un sesi güçlükle çıkarken kapının çalınması üçünün de dikkatini dağıttı. "Geldi, abim geldi." Hye Rin, abisinin de onu bırakıp gitme ihtimali olduğunu düşündüğü için Taehyung'dan en ufak haber dahi alamayınca aklında en kötü senaryoları kurardı.

Kapıya doğru koşmuş ve hızlıca kapıyı açıp karşısına baktığında bütün umutları yok olmuştu. "Taehyung'dan bir haber var mı? Gelene kadar kafayı yedim." Genç kız içeri geçip Jungkook ve Hye Rin üzerinde gözlerini gezdirirken Jungkook başını olumsuz anlamda sallamıştı. "Aramalarımızı açmıyor Sun Hee, bir kere de sen arasan. Seninkini açar."

Hye Rin ümitsiz bir şekilde kıza söylediğinde Sun Hee karşısındaki kıza sıkıca sarılmıştı. "Aramadım mı sanıyorsun unnie? Sabahtan beri arıyorum. Ulaşılamıyor." İkisinin birbirinden ayrılmasına Vien'in sesi sebep olmuştu. "Neden gittiğini öğrenirsek belki onu belli bir yerde bulabiliriz? Sonuçta bir şeylere sinirlendikten sonra herkesin gittiği bir yer illa ki vardır?"

EvermoreHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin