MEDYA ARDA KESKİN...
"kız sen odan da değil miydin!?"
Evet düşün elis düşün düşün ben düşünmeye çalışırken abim lafa atladı birden
"ben 2 dakika markete gönderdim bişey alması için ama kalmadığı için eli boş döndü babam da bu saatte kızar diye söylemedik haya sultan"
Abimin söylediği ile bakakalmıştım resmen beni korumuştu bu gün tarihe geçmeli abim resmen beni korumuştu! Annem gülümseyerek başını sallamış odama çıkmama izin vermişti merdivenleri ikişer üçer çıktıktan sonra üstümü bile çıkarmadan yatağa atmıştım kendimi 15 li yaşlarım da hiç bir şeyi umursamamaya başlamıştım çevremdekiler ergenlik dönemi diye geçiştirdiğin de aslında içim de sadece ilgi isteyen küçük bir kız vardı annemle babam o zamanlar pek bizi umursamaz varsa yoksa işlerini düşünürlerdi küçüklüğüm desen o zamanlara ait pek bir şey hatırlamıyordum zaten evden kaçıp pis işlere girdim psikolojim o kadar bozuktu ki neyin doğru neyin yanlış olduğunu anlayamıyordum o zaman gerçi bir saniyesinden bile pişman değilim 17 yaşımda emre beni yakalamış bu işleri bırakmama yardım etmişti bir daha da hiç konusu açılmamıştı annemin aşağıdan seslenmesi ile düşünce selinden çıktım
"elisan hadi yemeğe"
"tamam anne geliyorum!"
Hızlıca üstüme pijamalarımı geçirip aşağı gitmek üzere olan emreciğin sırtına atladım bi an afallayıp düşecek gibi olsa da iyi kurtarmıştı kıkırdadım
"gül gül yere yapışsaydık görürdüm ben seni"
"of be emrecik sana da şaka yapılmıyor"
Diyerek sırtından indim ve masaya oturdum trip yapıyordum bir nevi göz ucuyla ona baktığım da yavru köpek gibi bakıyordu bana şebek
"off tamam küsmedim" diyerek yemeğe başladım bu hallerimizi izleyen annem ve babamsa bize gülüyorlardı sessiz bir yemeğin ardından annemler artık geri dönmeleri gerektiğini işlerini fazla boşladıklarını söylediler evet emreyle başka şehir de başka evde kalıyorduk bizi pek sıkmayan ebeveynlerimiz olduğu için şanslıydık yani en azından annem için öyle söyleyebilirim babam bazen çok korkunç bir insan olabiliyordu sıkıcı geçen saatlerin ardından hava alanına gelmiş annemle babamla vedalaşacaktık
"güle güle haya sultan" diyip anneme sıkı sıkı sarıldım babama da kısa bir baş selamı vererek gülümsedim emrecik de aynı şekilde vedalaştıktan sonra uçağa binmişlerdi emrecik bir işi olduğunu söyleyip yanımdan ayrıldığın da eve gitmek istemediğim için hep huzur bulduğum yerime gittim...
Ormanın için de fazla büyük olmayan bir depo vardı yeşilliklerin arasında doğa kokusuyla başbaşa kalmam için bire bir, bir yerdi depoyu kendime göre dizayn etmiştim iki gözden yani iki odadan oluşuyordu diğer odayı mühürldiğim ve uzun zamandır açmadığım için kullanmıyordum gerek kalmıyordu zaten karanlık geçmişimden kalan bir odaydı orası şuan da bulunduğum oda ise kırmızı siyahlı yanar dönerli gibi olan kadife bir üçlü iki de tekli koltuk bulunuyordu orta da küçük Beşgenlerden oluşan kare gibi bir sehpa siyah küçük tüylü bir paspas odayı fazla kasvetli ve korkutucu kılıyordu duvarların bu tarfta kalan kısımları kızımızıya mühürlü oda tarafın da kalanlarsa siyaha boyalıydı o kısım da sırıtan gözlerinden ve arkasından alev çıkan bir kuru kafa bu tarafa ki duvar da ise siyah alevli bir kalp vardı dışarıdan ne kadar eski ve işlevsiz görünse de içerisi son derece moderndi koltukların karşısın da kalan boş duvar da ise *cennetin cehennemine hoş geldiniz * yazan bir neon aksesuar vardı gidip en ücra köşeye astığım kum torbasına eldiven takma gereği bile duymadan yumruklarımı sıralamaya başladım size diyordum normal kızlar gibi değildim işte ama keşke öyle olabilseydim...
Bi anda deponun kapısının büyük bir gürültüyle açılması ile daldığım düşüncelerimden çıktım
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EYVAH YANDIK
ActionHer şey abimle rakı balık yaparken yanlışlıkla okul müdürüne attığım mesajla başladı. Sabah uyandığım da buğulu gözlerimi ovalayarak telefonu elime aldım okul müdüründen gelen bildirimle kaşlarım çatıldı mesajı okuduğum da yataktan fırladım "EYVAH Y...