"Todoroki-kun okul çıkışı kahve içelim mi?"
"Hayır"
"Yemek yiyelim mi?"
"Hayır"
"Sinemaya gid-"
"Midoriya benim için uğraşma" Midoriya öğle arasından beri benim in birşeyler yaptığını farkındayım.
Ama gerek yok. Çünkü ben iyiydim, değil mi?
Katsukiyi artık göremiyorum...
Bu beni zaten üzüyordu.
Babama dediklerim herşey internette yayınlanınca görmüş ve eve gittiğim gibi dövmüştü beni.
Canım çok acıdı. Hala acıyor ama en çok kalbim.
Belki Katsuki bana birazcık sevgi gösterse o zaman böyle olmayacaktı.
Sadece ona sarılmama izin verse herşey iyi olacaktı.
"Kacchan yine canını mı yaktı?"
"Hayır. Artık Katsuki istese de canımı yakamaz"
"Bıraktı mı yani?" gülümseyerek baktığında omzumu silktim. Bilmiyorum demekti, bilmiyorum çünkü.
Benim ölmemi isteyen çocuk beni kurtarıp ölmememi istemediğini söylemişti. Beni öpmüştü. En çok hayal ettiğim şeyi yaptı, öpmesi.
Ama neden birşeyler ters gidiyor gibime geliyor. "Ben kahve alıcam ister misin?"
"Yok" dediğim gibi yüzü düşerek kantinden kahve almaya gitti.
Karnımın guruldaması ile kafamı başka yöne çevirdim. Üç gündür yemek yememe kararı almıştım, hem babam vermiyordu hem ben istemiyorum.
Yemek yemeden ölmeyi tercih etmiştim.
"Açlıktan ölmeyi mi tercih ediyorsun Shoto?" Katsukinin sesini duyduğum gibi kalbimin ritmi hızlanmıştı.
Dün akşam konuşmamızda onu artık sevmediğimi söyledim, peki hala geçerli miydi? Seviyor muyum sevmiyor muyum?
Yanımda ki sandalyeye oturdu ve elinde ki soğuk sandviçi önüme koydu. Kaşlarım çatık şekilde baktım.
"Ne yapıyorsun?"
"Oturuyorum sen?" benimle dalga mı geçiyor bu? Şaka gibi... "Şaka mı yaptığın? Bu ne?" dedim güzel görünümlü sandviçi göstererek. "Sandviç tanıştırayım. Yemek o merak etme"
"Çok komiksin ya. İstemiyorum"
"Shoto ne zaman baksam yemek yemiyorsun Deku da yemediğini söylüyor. Benim için yesen?"
"Senin için neden yiyeyim?"
"Seviyorsun ben-"
"Sevmiyorum seni. Sildim seni, sen benden nefret ederken benim ölmemi isterken seni sevmeyi devam edemem aptal kıt mısın?"
Sinirle ayağa kalkıp kantinden çıktım.
Unutmam gerek, acilen. Yoksa annem gibi aklımı yitirmeye başlıyacam.
Okul bahçesinde sinirli bir şekilde bana bakan babamı görmem ile donup kaldım. Korkudan ne ayaklarım hareket ediyor ne de sesim çıkıyordu.
Eli ile gelmemi işaret etti. Gitmem gerek, şu an gitmem gerek evet. Yoksa kötü şeyler olacak.
"Shoto!" Katsukinin sesini duymam ile arkama döndüm. Hızlı adımlar ile bana geliyordu, ne oldu buna?
Anlayamadım. O an algılarım kapandı.
Katsuki ikinci defa dudaklarımı öpmüştü.
Bunu okulun bahçesinde iken yapmıştı. Babam varken, babam bana bakarken öpmüştü.
Alt dudağımı emiyordu, sertçe itirip kaşlarım çatık şekilde bakıyordum. "Ne yapıyorsun lan sen!?"
"Öpüyorum, sevgili değil miyiz biz?"
"Ne sik kon-"
"SHOTO!" babamın gür sesini duymam ile yerimde çivi gibi kaldım. Yüzümde ki korkuyu Katsuki görmüştü ki elimi tutmaya çalıştı ama ben izin vermedim.
Ne kadar tutmasını istesem de izin vermedim.
Çünkü birazdan olacaklar onun canını yakmasını izin veremem.
"Shoto-"
"Senden tek birşey isticem Katsuki. Git hemen şu an buradan gitmen"
"Ne?"
"Sik kafalı mısın? Git diyorum git!" Ve olan oldu. Babamın yumruğu tam da sol tarafımda ki yaraya isabet etmişti.
Dengemi koruyamadım ve kafamı sertçe bir yere vurdum.
Ayağa kalkamadım, gözlerimi açamadım, sesim çıkmadı ama sesleri duydum.
Katsukikinin sinir dolu bağırışı. Babamın benim hakkımda iğrenç hakaretleri...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Enemy <BakuTodo>
Fanfiction[DEVAM EDİYOR] Bakugou, Todorokinin en büyük düşmanıydı. Todorokinin geçmişini araştırıp yazmaya karar verir.