Son dersde bittiğinde eşyalarımı topladım.
Yanımda oturan boktan saçlıya dönüp kolunu sertçe dürttüm. "Bro kolumu istersen matkap ile delebilrsin sıkıntı yok"
"Komikti ama gülmedim. Todorokiyi eve taşınmasını istedim" durdu ve sırıttı. Bir kolunu arka sıraya koydu ve bana değişik şekilde bakmaya başladı.
"Eve atınca ne yapmayı planlıyorsun, hm?"
"Seni kromozomlarını ayırmayı"
"Komik değilsin Katbro"
"Bir daha bana Katbro dersen sikerim seni" kitabımı elime alıp ayağa kalktım. Boktan saçlı da peşimden gelirken Deku ile karşılaştım.
Bana el sallayarak yanıma geldiğinde sadece bakarak yetindim ama Dekunun kesinlikle derdi ben değildim orası ayrı.
Yanımda ki piçti.
"Selam Kacchan! Selam K-kirishima" kekeledi... Tanrım boktan saçlıdan mı hoşlanıyor? "Ondan Deku. Shoto nerede?"
"Sınıfta- Nerede olduğunu biliyor musun da gidiyorsun!?" arkamdan seslendiğinde orta parmak işareti çekip sınıfa doğru gitmeye başladım.
Sırf intikam için araştırma yapmışken ders programını da öğrenmiş oldum ve sınıfını da öğrenmiştim.
Sınıfın kapısının önüne geldiğimde önce kafamı içeriye soktum, bir kaç kişi sınıftaydı.
İçeriye girdiğimde gözlerim Todorokiyi arıyordu, en arkalarada kafasını masasının üzerine koymuş yatıyordu.
Yanına gidip boş sırasına oturup kapalı gözlerine baktım. Yaralı yüzü, büzüşmüş dudakları... İki defa öpmüştüm evet, ikincisi duyguluydu ilki kurtarmak içindi.
Saçları gözünün önüne geliyordu, elimle saçlarını birazcık kenara ittim. Yüzümü biraz daha yaklaştırdım, bende onun gibi sırayı kafama koydum.
"Yüzün... Çok güzel"
"Gözlerin, burnun, kirpiklerin, dudakların ve saçların çok güzeller Shoto" kafamı biraz daha yaklaştırdım yüzüne. Daha çok dudaklara.
Şu an uyanıp bu duruma ne derdi acaba?
"Shoto-ha?" bir kız Todorokinin yanı başına geldiği zaman kaşlarımı çatarak kafamı sıradan kaldırdım. "Bakugou-san? Sen burada mıydın?"
"Sana ne? Ve sen kimsin?"
"A-ah şey ben.. Sınıf arkadaş."
"Tamam git şimdi" kız sanki bozulmuş gibiydi ve umrumda değildi. Kız gittiği zaman sinirle Todorokinin kolunu sertçe çektim.
Çektiğim gibi kafasının altında ki eli sıradan aşağıya sarkerken kafası masaya yüksek sesle vurdu.
Acıyla ağzından inleme çıktığında merakla baktım yüzüne. O da bana çatık kaşları ile baktı. "Derdin ne senin ya?"
"Uyanman"
"İnsan gibi uyandır o zaman" diyerek kafasını ovduğunda elim kafasını gidip yavaşça okşadım. Bana şaşkınlıkla bakarken ben de ona düz şekilde baktım.
Birbirimize yakındık, nefeslerimiz birbirine karışıyordu. Gözlerimiz ayrılmıyor...
"Shoto benimle kalacak mısın?"
"Hayır"
"Neden?" gözlerimiz hala ayrılmazken konuştuğumuz konuşma saçmaydı. "Olmaz çünkü"
"Ama ben seni istiyorum"
"Bende seni istiyorum" demesini beklemiyordum. Gülümsemem ilk defa seviye atladı. Dişlerim gözükecek şekilde gülümsedim. "Ama babam sorun çıkartır"
"Sorun değil, sen yanımda durmak istiyor musun?"
"Herşeyden çok hemde!" ani duygu patlaması ile durup yüzünü başka yöne çevirdi, utanmış mıydı?
Benim kalbim neden hızlıydı? Ne ara duygularım değişti? Ne ara ben benlikten çıktım?
Ne ara ben Shotodan hoşlanmaya başladım?
Dur ben Shotodan hoşlanıyor muyum?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Enemy <BakuTodo>
Fanfiction[DEVAM EDİYOR] Bakugou, Todorokinin en büyük düşmanıydı. Todorokinin geçmişini araştırıp yazmaya karar verir.