7

41 9 13
                                    

Sabah kalkıp elimi yüzümü yıkadım. Hızlıca bir şeyler atıştırıp üzerimi giyinmek için odaya çıktım. Dolaptan kıyafetleri karıştırırken Yoongi'nin kıyafetleri ile karşılaştım. O gece kaçtığımızda evimde kalmıştı. Hala kıyafetleri bendeydi. Gülümseyip kıyafetlerini elime aldım. Yıkayıp dolabıma koymuştum ama hala kokusunu alabiliyordum. Bunları giyebilir miydim? Emin değilim.

Kıyafetleri katlayıp yerine koydum ve üzerime hızlıca elime gelenleri giyip mutfağa indim. Bir şeyler atıştırıp çantamı aldım, ayakkabılarımı giyip kapıyı açtığımda zile basmak üzere olan Yoongi ile karşılaştım.

"Ah bende tam kapıyı çalacaktım. Günaydın sevgilim"

Gülümseyip kapıyı kapattım.

"Günaydın Yoongi-shi~"

Motorun yanına gelip kaskımı taktı. Kendinkini de takıp bindi. Hemen arkasına bindim. Kollarımı hemen beline dolayıp ellerimi karnında birleştirdim. Motoru çalıştırıp ilerlediğinde sıkıca sarıldım.

Nereye gittiğimizi bilmiyorum. Burası okula giden sokak değildi çünkü. Aslında çokta umrumda olmadı. Okula gitmek istemiyordum. Motor durduğunda geldiğimizi anladım. Kafamı omzundan kaldırıp motordan indim. Kaskı çıkarıp geldiğimiz yere baktım. Kapıda yazan 'Çocuk yurdu' ile şaşırdım. Yoongi'ye döndüğümde motordan inmiş kaskını kolunun altına alıp yanıma geldi.

"Buraya arada gelirim ailesi olmayan birçok çocuk var."

Yoongi çok ince düşünceli biri... Gülümseyip elini tuttum. İçeri girdiğimizde yanımıza bir kadın geldi. Yoongi ile konuşmaya başladıklarında tanışıp Yoongi'nin konuşmasını bekledim. Bu sırada etrafı incelemeye başladım. Fazlasıyla büyük bir yerdi.

Yoongi'nin konuşmasının bitmeyeceğini anlayınca etrafı gezmeye başladım. Bahçeye çıkan kapıyı gördüğümde oraya doğru ilerlemeye başladım. Birçok çocuk farklı farklı oyunlar oynuyordu. Onları biraz izleyip yanlarına doğru ilerledim.

"Merhaba küçük"

Resim çizen minik çocuk kafasını kaldırıp bana baktı.

"Merhaba yakışıklı hyung"

"Ne yapıyorsun bakalım?"

Yerdeki kağıdı kaldırıp bana doğru uzattı. Elime alıp baktım.Bir ev, bir kulübe, bir kedi ve bir çocuk vardı. Sanırım kendisiydi. "Bu sen misin?" Sorum ile kafasını hızlıca salladı. Minik çocuğa gülümseyip kağıdını yere geri koydum.

"Bir şey çizebilir miyim?"

"Hmhm"

Kalemi alıp çocuğun yanına bir tane adam çizdim. "Al bakalım" Kağıdı alıp çizdiğim adama baktı ve gülümsedi. Saçlarını okşayıp adamı boyamasını izledim. Yanımda hareketlilik hissettiğimde o tarafa döndüm. Yoongi yanımıza çömeldi. Çocuk resimden kafasını kaldırıp Yoongi'yi gördüğünde oturduğu yerden kalkıp Yoongi'ye sarıldı.

"Yoongi hyung~"

"Merhaba Jun"

Ayrıldıklarında Jun konuştu. "Seni çok özledim hyung" Gözleri dolan çocuğa yeniden sarıldı. Biraz daha böyle kaldıktan sonra ayrıldılar. Sadece onları izliyordum. Yoongi çimlere oturduğunda Jun'da kucağına oturdu ve yaptığı resmi gösterdi. Eliyle çizdiklerini gösteriyordu. Adamı gösterdiğinde bakışları bana döndü sonra yeniden Yoongi'ye döndü. Sadece onların masum konuşmalarını dinlemek çok güzeldi.

Yoongi bir kalem alıp resime bir şeyler çizmeye başladı. Jun ise onu izliyordu. Arkadaşının onu çağırması ile kalkıp gitti. Resim çizmeye çalışan Yoongi'nin yanına yaklaştım. Benim gibi bir tane adam çizmişti. "Buraya önceden geliyordun değil mi?"Resimden kafasını kaldırıp bana döndü. Yeniden resme dönüp konuştu.

Street | SopeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin