"Günaydın Bubo!"
"Günaydın baba." dedim kahvaltı masasına otururken. Yine mutlu bir güne başlıyordum galiba. "Bugün erkencisin." Sesin sahibi annemdi. Genelde onlarla kahvaltıya oturmazdım. 12'ye kadar dana gibi uyurdum. "Hııı... Evet." dedim ağzımdaki salatalıkla cebelleşirken. Kahvaltımı hızlıca mideme indirdikten sonra hazırlanmak üzere odama çıktım.Dolabın karşısına geçip öküzün trene baktığı gibi bakarken ablam içeri daldı. "Öncelikle içeri kapımı tıklatarak gir." dedim sert bir ifadeyle. Sonra 'Kedi suratı' adını verdiğim ifademi takınarak "Hadi ne giyeceğime karar vermeme yardım et." Halimden anlamış olmalı ki "Çekil, ben hallederim." dedi ve dolabın içinden birkaç parça eşya çıkardı. Beğenmiştim. Zaten zevkine güvenirdim. Dolabımı beraber düzerdik. "Zaten 3 gün sonra İstanbul'a gidiyorsun, bu sana son iyiliğim." Evet haklıydı. Gidiyordum. Bugün de arkadaşlarımla son kez eğlenecektim.
Gitmemin sebebi anneannemin beni özlemesiymiş. Gözünde tütüyormuşum. Ablam buna hiç bozulmadı çünkü anneannemlerin apartmanında eski boyfriendi vardı. Zaten sadece 1 haftalık gidiyordum. "Gıcık." dedim dil çıkararak. "Buse." dedi ciddi bir ifadeyle. "Seni çok seviyorum ve seni çok özleyeceğim."
"Daha gitmeme 3 gün var Beril." dedim garip bir sürat ifadesiyle. "Abla diyeceksin Buse. Ab-la."
"Be-ril." dedim aşağı doğru koşmaya başlarken. "Seni gıdıklarken öldüreceğim, küçük." diye peşimden koşturuyordu. "Baba! Koru beni!" diyerek kolunun altına girdim. Beril de gelmişti. "Baba, onu bana ver ne olur." diyordu oyuncağını ister gibi. "Beril biliyorsun ki sen onu gıdıklayınca krize giriyor. O yüzden gıdıklama yok." dedi babam sakince. Babamdan güç bulurak "Duydun babamı. Şimdi uzaklaş buradan." dedim. Hâlâ babamın kolunun altındaydım. Söylediklerime aldırış etmediğini görünce "Baba!" diye mızmızlandım. "Geç kalıyorum."
Beril de pes etti ve "Aman tamam be git ne halin varsa gör." deyip odasına çıktı.*~*~*~*~
"Selam kızlar."
"Selam." , "Hoşgeldin." gibi sesler yükseldi masadan. Herkesle tek tek tokalaşıp sarıldıktan sonra benim için ayrılan yere oturdum."Eee naber?" diye sordum. "1 haftalık yokum." dedim sırıtarak. Best friendim Derya yanımda oturuyordu. Sohbeti biraz koyu tutmuş olmalıyız ki Gizem, "Hop! Biz de varız burada Buse. Derya' yı gördün bizi unututun." diye mızmızlandı. Güldüm...
*~*~*~*~
"Kızım, sen mi geldin?"
"Evet anne. Ve çok yorgunum."
"Tamam. Bir şeyler yiyecek misin?"
"Hayır."Odama çıkıp üstüme Mickey Mouse desenli pijamamı giydim. Yatağa uzanıp kendimi uykunun huzurlu kollarına bıraktım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÜÇÜK
ChickLit"Nereye gidiyorsun sen, küçük?" "Eve." dedim utançla ve hızla uzaklaşmaya başladım. Arkamdan bana yetişti ve bedenimi hızla duvara yasladı. Aramızda bir nefeslik mesafe kalana kadar yaklaştı. Nefeslerimiz birbirine karışırken yanaklarımın kıpk...