1.1

1.1K 97 7
                                    

Garip hissediyordu. Gerçekten de garip hissediyordu. Kötü anlamda gariplik değildi bu. Sanki ailesinden, sürüsünden kovulan o değilmiş gibi huzurluydu. Eh belki de bunda yanında uyuyan adamın etkisi de olabilirdi. Sevgilisi Jeon Jungkook'un bebek gibi uyuyan yüzü sadece bir kaç santim ilerisindeydi Jimin'in. Ağzı hafifçe aralanmış sakin ve derin nefeslerle uyuyordu. Dudakları kıvrıldı Jimin'in. Jungkook'un yüzüne düşen bir kaç tel saçı ittirdi ve yüzünün açılmasını sağladı. Parmaklarıyla yüzünü sevmek istiyordu ama uyandırmak da istemiyordu aynı zamanda. İç çekti ve bir süre daha izledi. Ardından uzanıp dudaklarını öptü çok hafif bir şekilde ve yataktan kalktı. Dolaba ilerleyip üzerine hırka aldı ve odadan çıkmak için kapıya ilerledi.

"Umarım şu an terk edilmiyorum." İrkilmişti sesi duyunca ister istemez. Arkasına döndüğünde Jungkook'un elini başının altına koymuş uykulu gözlerle onu izlediğini gördü.

"Korkuttun beni. Ayrıca ne terk edilmesi?"

"Kaşlarını çatınca aşırı tatlı gözüktüğünü sana daha önce söylemiş miydim? Yani beni öpüp dolaba gittin ve üzerine hırka alınca terk edildiğimi düşündüm." Kahkaha attı Jimin ve yatağa ulaştı. Emekleyerek sevgilisinin yanına gittiğinde Jungkook onun beline sarılarak yatağa yatırdı ve üzerine çıktı.

"Şapşalsın."

"Bu alfaya daha önce böyle şeyleri söyleyen kimse olmamıştı," diyip hafifçe Jimin'in burnunu ısırdı.

"Ya! Dayak mı istiyorsun?" Sahte kızgınlıkla konuştu Jimin.

"Hm, dayak değil de gerçek bir günaydın öpücüğüne asla hayır demezdim." Sırıttı Jimin ve Jungkook'u ensesinden tutup kendine çekti. İşte gerçek günaydın öpücüğü. 

''Kahvaltıyı dışarıda yapalım,'' dedi Jungkook. Hala Jimin'in üstündeydi ve sakince saçlarını seviyordu. 

''Olur. Okulun oradaki kahvaltıcıya gidelim.'' gülümsedi Jungkook. Orası birbirlerini ilk gördükleri, ilk tanıştıkları yerdi. Tatlı tatlı gülümseyince Jimin, Jungkook dayanamayarak burnunu sıktı sevgilisinin ve üzerinden kalktı. 

''Duşa girmek ister misin?'' diye sordu Jungkook. 

''Bu çok iyi olurdu.'' Ayaklanarak elini uzattı Jungkook ve birlikte banyoya gittiler. Jungkook, Jimin'e su ayarını nasıl yapacağını gösterdi ve ardından Jimin valizinden kıyafetlerini eşyalarını aldı. Kişisel bakım eşyalarını alamamıştı ve Jungkook eşyalarını Jimin'le paylaşmaya dünden razıydı. 

''Aslında birlikte duş almayı teklif ederdim de, neyse zamanı var,'' diyip hınzırca güldü Jungkook. Utanmıyordu Jimin bu konuşmalardan aksine hoşuna bile gidiyordu. 

''Hm, erken olduğunu düşünmen üzdü beni,'' diyip yalandan dudak büzdü. Şokla gözleri irileşmişti alfanın. 

''Ne? Jİ-'' hınzır bir gülüşle yüzüne kapanan kapı sözünü kesmişti. Histerik bir şekilde güldü alfa. Bu omega onu çok zorlayacaktı. 

--

Arabadaydılar. Kısık sesli müzik eşliğinde yolcuklarına devam ediyorlardı. Jimin oldukça sakin, normal gözükse de kafasındaki düşünceler onu zorluyordu. Bunun farkında olan Jungkook sağ eliyle Jimin'in elini kavradı. Araba otomatik vites olduğu için zor bir şey değildi bu. İrkilerek ellerine baktı Jimin, sonrasında Jungkook'a döndü. Jungkook yola bakıyordu ama yüzünde munzur bir gülümseme vardı. 

''Biliyorum, yakışıklı suratımı izlemek çok cazip.'' nazik bir kahkaha attı omega. Jungkook kesinlikle tanıdığı o diğer alfalar gibi değildi. 

''Hah, kendini beğenmiş.'' omuz silkti Jungkook. Elini hala sıkı sıkı tutuyordu ve omega bundan asla rahatsız değildi. Jimin'in telefonu çaldığında arayan ismi gördüğünde iç çekmişti. Beklediği arama nihayetinde gelmişti. Sakince kısa bir konuşma yaptı ve onu merakla dinleyen sevgilisine döndü.

''Kahvaltıdan sonra yurda gidebilir miyiz? Babam artık ödeme yapmayacakmış ve iki gün içinde  çıkmam gerekiyormuş. ses tonu gayet sakin olsa da kolyesini takmadığından dolayı feromonları hissediliyordu. 

''Buna şaşıramadım aslında. Sonuçta beni evlatlıktan reddeden babamın hala masraflarımı karşılamasını bekleyemezdim.'' daha sıkıca tuttu Jungkook elini. İster istemez sinirlenmişti. 

''Babanın kafasını kopartırsam benimle konuşmaya devam etme ihtimalin yüzde kaç?'' kıkırdamıştı Jimin. 

''Çok komiksin Jungkookie.'' 

''Şaka değildi aslında ama sen bilirsin.'' iç çekti Jimin. 

''Yeni bir yurt ya da ev bulmam gerekiyor. Fatura ve kiralar için de iş. Sanırım birazcık zorlanacak gibiyim.'' Jungkook'un alfası şu an onu tutmasa ortaya çıkacaktı. Omegayı böyle görmek hoşuna gitmemişti. İç çekti derince ve kahvaltıcının önüne park etti arabayı. Elleri kısa bir süre ayrılsa da tuttu yine ellerini Jungkook. Arabadan inmeden aklındakini söylemesi gerekiyordu. 

''Jimin'im, benimle kalmak ister misin? İş konusunu da ararız birlikte olmaz mı? Hem böylece sana yardımcı olurum yoksa kurdum beni yiyecek.'' düşünceli bir ifade ile dudaklarını büzdü Jimin. Masraflarını düşününce yarıya bölünecek olması daha iyiydi aslında hem de sevgilisiyle olacaktı.

''Olur, ama masrafları yarı yarıya bölüşeceğiz, anlaştık mı?'' hızla başını salladı Jungkook ve omegasını öptü. O nasıl isterse öyle olacaktı. Önlerinde zorlu bir süreç vardı ama ikisi bir aradaydı, gerisi hallolurdu bir şekilde. 


--


Need Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin