0.9

1.3K 125 9
                                    

Bazı şeylerin konuşulma zamanı gelmişti aslında. Jimin, arkadaşlarıyla konuşmuş gece olanlar hakkında bilgilendirmiş, neler yapılacağına dair fikir yürütmüşlerdi. Namjoon bir kaç defa babasını dövme teklifinde bile bulunmuştu aslında. Ardından Jaemin'le konuşmuştu. Jaemin'in ona destek olması büyük güç vermişti ona. Şimdi ise asıl konuşulması gereken insanın yanına gitmişti. Jungkook koltukta oturmuş, ayaklarını da sehpaya uzatmıştı. Pür dikkat televizyon izliyor gibi gözükse de dikkati Jimin'deydi aslında. Usul adımlarla Jungkook'un yanına oturdu Jimin ve o da programa göz atmıştı. Pekala bu zor bir şey değildi. Omegası çıldırmıştı bile bu zamana kadar konuşulmadığı için.

"Babam beni evlatlıktan reddetti." Bam! Bu girişi ikisi de beklemiyordu aslında.

"Ve muhtemelen sürüden atıldım." Bam! Jungkook'un iri gözleri daha da açılmıştı. Dudakları şaşkınlıkla aralanmıştı. Kesinlikle bekledği bu değildi.

"Ne?" Histerik bir şekilde güldü Jimin.

"Jaemin'e aşık olmadığımı ve onunla evlenmek istemediğimi söyledim. Ne ben ne de omegam bu durumu kabullenememişti çünkü. Jaemin benim çocukluk arkadaşımdı ben nasıl ona öyle bakabilirim ki?" Gözleri doldu Jimin'in. Jungkook tamamiyle ona dönerek ellerini avucuna aldı Jimin'in ve hafif hafif okşamaya başladı. Aldığı destekle omegası sinmişti yerine.

"Kavga ettik tabi, kaçınılmaz son." Sustu bir süre Jimin. Aslında bu biraz da cesaret toplamasıydı. Jungkook ise alfasıyla birlikte çıldırmıştı. Omegasına şu an yardımcı olamamak, onu rahatlatamamak mahvetmişti kendisini.

"Onlara başkasına aşık olduğumu söyledim." Kalbi teklemişti Jungkook'un. Tuttuğu eli daha sıkı tutmuştu.

"Ona Jeon sürüsünden birisine aşık olduğumu söyledim." Bitti. İşte bu kadardı. Alfası ve kendisi büyük bir rahatlama ile birlikte harika bir sevinç dalgasına kapılmıştı. Yerinde duramıyordu, yüzünde aptal bir gülümseme oluşmuştu bile. Jimin ise herhangi bir tepki alamadığı için korkmuştu aslında. Ailesi önemli değildi artık onun. Onun için önemli olan bir tek Jeon Jungkook vardı. Tekrardan dudaklarını araladı fakat Jungkook ondan önce konuşmuştu.

"Jimin, Jimin'im." Erimişti buna. Öyle yumuşak öyle güzel söylemişti ki titremişti Jimin. Göz göze geldiler en sonunda. Jungkook'un iri gözleri ışıl ışıldı. Bir elini kaldırıp Jimin'in yanağına yerleştirmişti ve Jimin anında başını yaslamıştı.

"Kolyeni çıkarabilir miyim?" Mühürlenmeyen türlerin kokularını gizlemesi zorunluydu. Bunun için özel kolye kullanıyorlardı. Başıyla onayladı onu Jimin ve Jungkook kolyesini çıkardı. Kendisininkini de çıkardığı anda oda çiçek ve fesleğen kokusu sarmıştı. İlk kez birbirlerinin feromonlarını duymuşlardı ve ikisinin de kurtları kendinden geçmişti. Odayı açık yeşil bir aura sarmıştı. Jungkook iyice yaklaştı omegaya. Aralarında oldukça az mesafe kalmıştı.

"Seni öpebilir miyim?" Onayladı onu Jimin. Ardından gözlerini kapattı. İlk önce sıcak nefesleri hissetti ardından dudağındaki yumuşak baskıyı. Aklını yitirecek gibi olmuştu. Yanaklarını kavrayan büyük ellerin bileklerini kavradı ve ağzını araladı. Aldığı işaretler dudaklarını oynatmaya başladı Jungkook. Yavaş yavaş öpüyordu Jungkook'u. Bu anı ikisi de o kadar çok hayal etmişti ki. Eğdi kafasını biraz daha ve alt dudağını emdi. Şeker gibiydi, iştah açıcıydı. Baş parmaklarıyla yumuşak yanağı okşuyordu. Dayanamadı Jimin, ellerini ensesine doladı ve kendine biraz daha çekti. Jungkook ise daha rahat etmeleri için ellerini yüzünden çekmiş beline sarmıştı.

Ağır ağır öpüyorlardı birbilerini. Sıfır aceleyle. Birbirlerine doyamacaklarının farkındaydı ikisinde aslında ama yine de acısını çıkartıyorlardı işte. Üzerine eğildi Jungkook Jimin'in ve Jimin'in sırtı koltuk kenarıyla buluştu. Aralanan bacakları arasına girdi Jungkook. Yavaş yavaş belininde okşuyordu aynı zamanda. Bir süre sonra ikisi nefesleri kesildiği için ayrılmıştı. Nefeslenmelerine rağmen Jungkook kelebek öpücükler konduruyordu yüzüne ve bu durum Jimin'i tatlı tatl kıkırdatıyordu. Tek elini Jimin'in yanağınla boynu arasına yasladı ve gözlerine baktın

"Seni seviyorum. Hayır hayır sana aşığım. Beni mahvediyorsun. Güzelliğine tapmak istiyorum. İlk kez duyduğum konunun bağımlısı oldum bile. Seni gördüğüm ilk andan beri bu haldeyim. Alfam ve ben senin için çıldırıyoruz. Ne yaptın bize?" Şımarıkça güldü Jimin ve Jungkook'un yüzünü elleri arasına aldı.

"Ben de seni seviyorum, Jungkook-ah! İlk andan beri hemde." Tekrardan birleşti dudakları. Bu sefer biraz daha hızlanmışlardı. İkisi de bu duruma bu kadar kolay adapte olabildikleri için şaşkın olsa da üstelememişlerdi. O gün neredeyse gün boyunca birbirlerini öpmüşler birbirlerini ne kadar sevdikleri hakkında konuşmuşlardı. Artık birliktelerdi, aşamayacakları bir engel yoktu.

Need Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin