Asya

27 Bölüm

Yazarın anlatımıyla

Egeyi kaçırdıktan sonra ayılmadan kollarını iki yanindan zincirlemişlerdi cengiz egenin baygın yüzüne bakıp hafıf tebessüm etmişti ege hakında hiç iyi şeyler düşünmüyordu ona yardım eden herkese zarar vermek onun zaafıydı

Cengiz ıslık çalarak depodan ayrılırken telefonundan birisini aramıştı karşı taraf telefonu açtıktan sonra "görüşmeyeli nasılsın" demişti karşı taraf ise "iyi" dedikten sonra "sana iş çıktı" karşı taraf anlamış olucaki "adamların değilde benden haletmemi istediğine göre önemli biri olmalı" dedi sakinliğini ve sert konuşma şeklini değiştirmeden cengiz ise "Evet kolay Bi yem değil oldukça güçlü  onla özel olarak ilgilenmeni istiyorum bu yüzden" demişti karşı taraf ise sadece "tamam ne zaman ve nerde" demişti cengiz ise yarım saat içinde gelmesini ve adresi söylemişti karşı taraf ise "tamam kapatıyorum" dedikten sonra konuşmaları sona ermişti

Cengiz depoya girince egenin Bi anda gözlerini açıp cengizle göz göze gelmişti cengiz ise başta şaşırmış sonra ise onun karşısındaki masaya yaslanarak "günaydın egecik" dedi hafif sırıtarak ege ise keskin ve sinirli bakışlarını boynunu hafıf yana atarak cengizi incelemişti   sonra da başını iki yana sallayarak alayla sırıttı 

"eğer şimdi bana bilgi verirsen sana zarar vermeden bırakabilirim belki" demişti ege ise hadi ya öylemi der gibi bakıyordu "cevabı bilecek kadar küçük Bi aklın vardır diye düşünüyorum" demişti cengiz ise bu dediğine sinirlenmiş olacaki egenin arkasındaki adamlardan birine işaret vermişti egenin arkasında 2 adam ve Cengizin arkasında 2 adam vardı adam işareti anlamış olacaki kırbacı egenin arkasından sert Bi şekilde vurmaya başlamıştı ege bağırmak yerine dudaklarını birleştirmiş bazen boğuk sesler çıkarmıştı aradan geçen 6 dk ardından cengiz adama durması için işaret vermişti adam durduktan sonra cengiz egeye bakmıştı konuşmasını umut ederek ama ege ise yüzüne bakıp başını arkaya atarak kahkaha atmaktan başka bişey yapmamıştı cengiz Bu sefer arkalarındaki adama işaret yapmıştı onlarda ellerinde demir sopayla egeye doğru ilerlemişlerdi ve egenin yüzüne gövdesine ve Bi kaç yerlerine vurmuşlardı durmadan aradan 10 dk geçmişti ve Cengiz durmalarını işaret etti elliyle adamlar durunca ege başını hafif eğip ağzındaki kanı tükürdü kaşındaki akan kanı umursamadan başını dikleştirip Cengizin gözünün içine baktı ona istediğini vermiceğini bakışlarıyla belli etmişti cengiz ise "hadi ama ölüceksin bak o sevdiğin güney nerde şimdi savunduğun güney nerde" ege ise gözlerine bakmayı devam ederek "güneyin nerde olduğu seni hiç alakadar etmez ayrıca bana da öyle kolay kolay bişey olmaz yani elinden ne geliyorsa yap" demişti cengiz ise "pekala devam edelim o zaman" dedi ve egenin kırbacla vurdugu adamın yanındaki adama baktı adam anlamış olacaki egenin vücuduna  Bi kaç kablo koyduktan sonra masanın yanındaki makinayı çalıştırdı ve böylece egenin elektirik almasını sağladı ege  "bu kadar mı ya" demişti alay ederek cengiz adama yükseltmesini söyleyince ege tekrar "hisetmedimki" demişti sonuna kadar yükseltikten Bi kaç dakika sonra durmasını işaret etmişti adam makinayı kapatıktan sonra egenin hareket eden bedeni de durmuştu  cengiz "Evet" dedi söylicekmisin der gibi ege ise kısık ve çatal çıkan sesinin aksine alayca konuşarak "acıyorum sana hala dememi bekliyorsun" deyip kahkaha atmıştı cengiz ise sinirlenip yüzünü ovuşturmuştu kapının açılmasıyla bütün gözler ona dönmüştü motorcu kıyafetine benzer şekilde giyinen üstündeki herşeyi siyah olan bir kız gelmişti kızıl saçlı at kuyruğu yapıp uzun saçlarını toplamıştı şapkası ve gözlüğüyle egeye dönmüştü egenin gözüne gözlüğü biraz indirip gözlerine bakmıştı ve geri gözlüğünü eski haline getirmişti ege kızın yüzünü şapkasından ve gözlüğünden dolayı tam görmemişti kız cengiz döndüğünde kızın eldivenli elini sıkıp "hoş geldin" demişti kız ise sadece başıyla onaylamıştı "sen gelmeden önce ben biraz ilgilenmek istedim şimdi de gerisi sende güney birinin bilgisini olurda verirse bana haber ver ha vermezse sen zaten ne yapman gerektiğini biliyorsun" dedi kız ise "tamam" demişti sadece cengiz ise "omzuna iki kere vurup yanından geçerken" kolay gelsın"demişti ve adamlarıyla beraber depodan  çıkmışlardı depoda sadece kız ve o kalmıştı depoyu ışık veren tek şey egenin karşı duvardaki havalandırmadan ve masanın kenardaki duvarda olan lambaydı

Kız eldivenlerini çıkarıp masaya bırakırken ege "sende kimsin" demişti ama kız sadece egeye bakıp gözlüğünü ve şapkasını çıkardıktan sonra onuda masaya bırakmıştı kız hafıf boynunu yana yatırıp egeyi incelemeye başlamıştı