28.Bölüm

154 26 48
                                    

Tatile girmeden konu eksiği olduğunu düşündüğü konuları halletmek istiyordu Jeongyeon. Çünkü tatillerde arkadaşlarıyla sokaklarda gezmekten asla ders çalışmıyordu. Chanyeol aralarındaki gerilimi bitirmeyi teklif etmiş olsa da Jeongyeon'un ona 1.liği kaptırmaması gerekiyordu.

Okulun çıkışından sonra okul kütüphanesinde ders çalışmak Jeongyeon'un bu sıralar adeti olmuştu. Vakit kaybını önlediğini düşünüyordu. Göstermelik bir süre vakit geçiren öğrenciler gittikten sonra sadece Chanyeol ile ikisi kalmışlardı kütüphanede. Jeongyeon ondan önce kalkıp gitmemek konusunda kendi kendine inat etmişti. Beyni akacak dereceye gelse de sınırlarını zorlamıştı. Chanyeol, ona uzak ve sırtını dönük oturduğu için Jeongyeon'un da kütüphanede olduğunu bilmiyordu. Tek başına olduğunu sanıyordu.

Pes edip etmemek Jeongyeon'un beynini tırmalarken Chanyeol yalnız olduğunu düşünerek şarjı biten telefonuna rahatça ofladı ve telefonunu çantasına attı. Tam da kaptırmış konu videosu izliyordu. Sinirlenmişti. Toparlandı ve çıktı gitti kütüphaneden. Jeongyeon da rahat bir nefes aldı. Çözdüğü testi bitirdi ve hızla okulu terk etmek istedi ama yapamadı. Çünkü bina kapısı açılmıyordu. Telefonunu da kütüphanede ders çalışmasına engel oluyor diye evde bırakmıştı. Kapıyı zorlamanın gereksiz olduğunu fark edince okulun içine geri döndü. Okulda yalnız bir gece Jeongyeon'u çok ürpertmişti. Chanyeol gittikten sonra mı kilitlenmişti acaba kapı? Yoksa kapıyı kilitleyen kişi zaten Chanyeol müydü? Eğer öyleyse bu çocuğun elinden çekeceği vardı.

Sinirli sinirli koridorda yürürken birden önüne çıkan karaltıyla bir çığılık koyuverdi Jeongyeon ve elini göğsüne koyup yere çöktü. Karşı taraf da en az Jeongyeon kadar korkmuştu tabi.

"İyi misin?"

Jeongyeon Chanyeol'e baktı ve başıyla onaylarken ayağa kalktı. "Çok korktum niye öyle bir anda önüme çıktın?"

"Senin okulda olduğunu bilmiyordum ki. Kütüphanede miydin?"

"Evet oturduğum masa senin arkanda kalıyordu."

Jeongyeon bunu söyledikten sonra aynı anda konuştular.

"Birini arasana benim telefonum yok."

"Birini arasana benim şarjım bitti."

"Şarjın mı bitti?"

"Telefonun mu yok?"

Chanyeol son cümlesinin üzerine tekrar konuştu. "Nasıl telefonun yok ya?"

"Ya bizimkiler mesaj atıp duruyor çalışamıyorum diye getirmemiştim."

Ofladı Chanyeol. "Ben de konu videosu izlerken şarjım bitti diye eve gidiyordum artık." Bir duraksadı ve devam etti. "Okulda kaldık yani."

"Belki memurun odasındaki sabit telefon çalışıyordur."

"Kilitlidir bence orası." dedi Chanyeol ve ekledi. "Ama bir bakalım."

Chanyeol'ün dediği gibi kilitliydi oda. Demiştim dercesine bir bakış attı ve konuştu. "Bari zemin kattaki bir sınıfta duralım biri gelirse haberimiz olsun."

Yürürken Chanyeol tekrar konuşmuştu. "Camlarda demir olmasa zemin kattan atlardık dışarı."

"Sen cama sığar mıydın ki?"

"En fazla sıkışırdım." Chanyeol gülerek söylemişti ve devam etti. "Sonra sen beni kurtarırdın."

"Yani, evet..."

Zemin kattaki ilk sınıfa gidip ayrı ayrı sıralara oturdular ve hava kararana kadar ders çalıştılar. Hava hafiften karardığında ışığı açmak istediler ama ışık yanmıyordu. Yüksek sesle ofladı Jeongyeon. "En azından ışığın yanması gerekmiyor muydu bu ne şimdi karanlıkta mı kaldık?"

Tornado Spiral | Twice × Exo Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin