bölüm-2

364 192 48
                                    

Selamün aleyküm Bisimilllahirrahmanirrahim
Bölüm şarkısı Hirai Zerdüşt,Ne kadar acıyor yüreğim.
Keyifli okumalar dilerim ☺️

(Alyadua'dan)

"Benim yaralarım ateş tuttukça daha çok kanıyor kendime deva olamıyorum bari başkalarına umut vereyim."

Unutmak ne büyük bir lütuftur değil mi?

Peki ya unutmayıp avutmak,umutla mutluluk arasındaki kadar fark vermez mi insana...

Bir türlü unutamayıp kendimi avuttuğum yerdeydim şimdi.
Bahçesinden bile girmeye cesaret edemeyecek kadar yormuştu beni.

-"Abla inecek misiniz artık?"

Ne zamandan beri burdayım ?Kaç dakikadır önümdeki kapının kolunu açmaya cesaret edemiyorum?

Bilmiyorum.

Derin bir nefes alıp taksiciye ücreti ödeyip indim.

Ben adım attıkça ayaklarım geri sendeliyordu sanki,ayaklarıma inat daha hızlı yürüdüm ve o büyük, siyah çelik kapının önünde durdum.

Bu kapı kaç kere yüzüme çarpılmıştı?Kaç kere o küçük yumruklarımı kanatmıştı ?Kaç kere çaresizliğimi yüzüme vurmuştu?
Saymaya bile gücüm yetmemişti.

-"Buyrun kime bakmıştınız?"

Güvenliğin seslenmesiyle aniden irkildim.

-"Bben Müdüre hanımla görüşecektim."

-Adam adımı sordu ve beklememi söyleyip yurdun içine girdi.

İçimden tekrar ve tekrar inşrah okuyup gözümde ki yaşları sildim.
Önümdeki kapı büyük bir gürültüyle açılınca besmele çekip yavaş adımlarla içeri girdim.

İçimde ki burdan arkasına bile bakmadan kaçmak isteyen çocuğun sesini bastırmaya çalışıp yürümeye devam ettim.

Bahçede koşuşan çocuklar, hâla ilk gün ki gibi duran halat ipinden yapılmış salıncak,her gölgesine oturduğumda beni koruyacakmış gibi hissettiren koca çınar ağacı ve her bir köşesinde acılarımı gizleyen geniş üç katlı eski bina...

Açık olan kapıdan içeri girdim,sanki her an biri boynunu sıkıyormuş gibi nefes alamıyordum.

Ezbere bildiğim koridorlardan geçerken sanki her an o aciz kız çocuğu önüme çıkacaktı.

Büyük harflerle Müdüre Ahu Alkan yazan kapının önünde durdum.
Elimi sanki yerinden çıkacakmış gibi atan kalbimin üstüne koyup sırtımı duvara dayadım.

-"Elem neşrah leke sadrek,ve veda'na 'an ke vizreke,Elleziy enkada zahreke..."

Kendimi biraz daha rahat hissettiğimde omuzlarımı dikleştirip yavaşça kapıyı çaldım.

-"Gelll"

Besmele çekip yavaşça kapı kolunu indirdim.

İnsan nisyan kökünden gelir ya hani unutur bir çok şeyi, ama kokular, onlar unutulmayacak kadar kalıcıdır.

Aynı kokuyordu burası ilk defa sekiz yaşında küçük bir çocuğun kokladığı gibi kokuyordu,seni sessizliğe çeker gibi kokuyordu...

-"Alyadua hanım lütfen şöyle geçip oturun."

Varlığını yeni fark etmiş gibi başımı kaldırıp orta yaşlı kadına baktım.

Orta boylu hafif kilolu,gri renk dizinde biten etek,ceket takımı
Aralardan bir kaç tel beyazlamış kısa saçları, şeffaf kırmızı çerçeveli gözlükleri olan tombul,güler yüzlü bir
kadın duruyordu karşımda.

TEVAFUKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin