bölüm- 3

230 117 27
                                    

Selamün aleyküm
Bisimilllahirrahmanirrahim
Bölüm şarkısı Deniz Tekin,Kendine iyi bak...

(Alyadua'dan)

Kimdi bu?Niye evi çekiyordu ki
içimdeki merakla adımlarımı biraz daha hızlandırıp yürümeye devam ettim.

Her kimse adım seslerini duymasına rağmen dönüp bakmıyordu bile,fiziğine bakılırsa bir kadındı.

Ve evet tahmininmin de doğrultusuyla karşımda arkası dönük bir kadın vardı,peki ya neden hiç tepki vermiyordu?
Daha fazla beklemeden seslendim,
"Pardoon"

Sesim biraz yüksek çıkmıştı galiba karşımdaki kız irkilip varlığımı yeni fark etmiş gibi kulağındaki kulaklığı çıkardı ve arkasını döndü.

Ha- hayır hayır Zeynep,bu o muydu? Peki burda ne işi vardı? Yıllar sonra bu nasıl bir karşılaşmaydı.Ya Rab sen nelere kadirsin.
İyyide burada ne işi vardı ve evimi neden çekiyordu? Aklımdaki sayısız sorulardan kurtulmak için başımı kendime gelmek için sirkeleyip dilimin ucundaki ilk cümleyi kurdum .

"Zeynep sen misin?"

"Zenep ıı hayı ben zenep değilim,herhalde karıştırdın siz."

"Kimdi bu? Yani Zeyneb'e çok benziyordu hatta onun aynısı olduğuna yemin edebilirim ama kanıtlayamam.

Herşeyi farklı olsa bile orman yeşili gözleri aynıydı.

Ve bu kız Türkçe'yi çok eksik ve farklı konuşuyordu.İngilizce daha iyi anlaşabileceğimizi düşündüm ve,

"Who are you,what are you doing
here?"

"I'm Lena,nature photographer."

Lena,sanırım Türk değildi.Ayrıca doğa fotoğrafçısıysa bizim bahçede ne işi vardı ki?

Ben kızı süzmeye devam ederken verdigi cevapla bakışlarımı parmağıyla gösterdiği yere çevirdim.

"I'm sorry to intrude on your garden, ı
just wanted to capture the image above that tree,sorry if it bothered you."

Ağacın dalına konmuş üç kuş vardı.
Anne kuş yavrularını kanatlarının altına almış tedirginlikle koruyordu.İki yavruda anneden bi haber uyuyorlardı.

Kareye bakıp gülümsedim gerçektende çok mükemmel bir tabloydu.

"No need to apologize it's okay."

Kızın bakışları çok farklıydı yani baştan aşağı süzüldüğümü hissedebiliyorum üzerimde bir şey mi var acaba diye düşündüm bi an.

Hayır, gayet normal her zaman ki bendim üzerimde hakkı yeşili feracem ve aynı renk şalım vardı.

Lena'ya göre biraz değişik gelmiş olabilirdi tabi.Üstünde siyah göbekten bir crop,kot yırtmaçlı bir pantolon ve siyap kapşonlu bir hırka vardı.

Sanki kız bir şey sormak istiyorda soramıyor gibiydi.

Tam birşey söyleyecek gibi oldu ama çalan telefonu söylemesini engelledi.
Çalan telefonunu eline alıp baktıktan sonra açıp açmamak arasında kararsız kalmış gibiydi.

Telefonunu açıp kulağına götürdü ve beklemeye başladı.

Gidip gitmemek arasında kararsız kalmıştım.

"No mom,how many, times will I tell you that I won't ve but"
Telefonu kapattıp,"see you"dedi.

Bende "Allah'a emanet ol "dedim.

Cümlemin üzerine tuhaf bakışlarını tekrar takınıp bana baktı.Uzun bir bakıştan sonra arkasını dönüp ,gitti.

Subhanallah,dünya ne kadarda küçüktü gerçekten.

TEVAFUKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin