I was made for loving you baby

What Family Member?

Geto şu an neden film izlemeyi kabul ettiğini sorguluyordu. Daha doğrusu belli bir filmi neden 5. kez izlemeyi kabul ettiğini sorguluyordu. Çünkü her bu filmi izleyişlerinde yanında iki tane çocuk zırıl zırıl ağlıyordu. Biri Akira diğeri de Gojo olmak üzere iki çocukla uğraşıyordu. Biyolojik olarak ergen olan Gojo ile aslında uğraşmaması gerekirdi ama ona tahammül eden tek kişi kendisi olduğu için sorumluluk olarak üstlenmişti bile.

Film de Aslan Kral bu arada.

Muphasa'nın ölümüne hep ağlıyorlar, Hakuna Matada kısmı geldiğinde bağırarak söylüyorlar ve sanki filmin içindeymişlercesine Simba amcasını döverken onlarda gaza gelip yumruklarını hava savuruyorlardı. Akira yanlışlıkla öyle yumruklarını savururken tekniğini çalıştırıp yumruğu ejder pençesi yapmıştı. Aniden uzadığı içinde o yumruk Geto'ya gelmişti. Bu sanırım üçüncü izleyişlerindeydi.

Sözde Shoko da onlarla izliyordu ama hiç bir şekilde yardım etmiyordu Geto iki çocukla uğraşırken. Kendi akıl sağlığını koruması için iyi bir karar gerçi.

İkinci yılları böyle huzurlu geçiyordu. Aslan Kral'ı izlerken hatta tam Muphasa'nın ölümünün olduğu sahne de Yaga sensei içeri girdi. İlk ağlayan Akira'yı görünce endişelendi. Gojo'nun da ağladığını görünce durdu ve ne için geldiğini anlattı.

"Bu kadar acil olmasa gelmezdim ama göreve çıkmalısınız Geto, Gojo."

"Bende gideyim mi?" diye sordu Akira kanepede dizlerinin üstüne çıkarak. Öbür türlü göremiyordu Yaga sensei'yi.

"Hayır. Bu görev tehlikeli. Sen bekle onları bu sefer tamam mı?"

"Beklerken yine kurabiye yapalım mı!?" dedi Akira heyecanlı heyecanlı.

"O muhteşem lezzette, kinaye yapmıyorum, kurabiyeleri sen ve Yaga sensei mi yaptı?" diye Gojo sordu muzipçe. Sonra sırıtırak bir kaşını kaldırdı ve Yaga'ya baktı.

"Kim yapacaktı başka? Hıh." dedi Akira ve saçını savurarak kanepeden indi ve Yaga sensei'nin yanına gitti. "Meşgul değilsen yapalım mı?"

"Maalesef meşgulüm. Ve onlarında görevi tek günlük gidip gelmeli bir görev değil."

"O kadar ciddi ha... Neyse tamam. Hadi baybay!" dedi Akira ve bahçeye doğru çıktı.

Diğerleri de görevlerin detaylarını dinledi. Yıldız taşıyıcısının korumalığını yapacaklardı resmen. Sonra da onu buraya getirip Tengen ile beden değiştirmesini sağlayacaklardı.

Akira çok merak ettiği için sınıfın baktığı bahçeden ejder kulaklarını aktifleştirip dinlemişti. Tengen de kim diye kendi kendine sormadan edemedi. Jujutsu Dünyası hakkında bilmediği fazla şey vardı ve sanırım bu da onlardan biriydi. Bahçede dolaşırken de aklından Fushi konuştu ve aklındaki soruları yanıtladı.

"Tengen lisenin bariyerlerini yapan perde ustası bir herif. Baya güçlü aslında. Sadece korkak bir asosyal. Benimle yaşıt gibi bir şey. Uzun zaman oldu onu da görmeyeli. Bir ara ziyaretine gider misin?"

"Ziyaretine nasıl gideyim nerede olduğunu bilmiyorum." dedi Akira da. Kendi kendine konuşuyormuş gibi duruyordu ama bahçenin en sevdiği kısmında mavi çiçeklerin yanındaydı. Kimsecikler olmuyordu burada.

"Sen liseye baygın girdiğin andan beridir hissetmiştir o geldiğimi. Eğer beden değiştirecekse de yanına çağırır yakında."

"Dediğin gibi. Çağırırsa giderim."

Ertesi gün öğleye kadar gelmedi Geto ile Gojo. Akira ise lisenin içinde yine kaybolmuştu. Shoko revirde meşguldü ve Akira ile ilgilenememişti. Nanami ile Hanabi ise başka bir göreve gitmişlerdi. Akira kendi kendine takılıp antrenman yaparken Tengen cidden de onu çağırmıştı. Sanki bodrum katından fısıldamışçasına seslenmişti ona. Tam bir korku filmi sahnesiydi ama Akira korkmak yerine daha çok tetiklendi gibi oldu. Kırmızı gözlerle, ejder kulaklarını açarak takip etti sesi.