Threats

5 1 0
                                    

yazar: kuzenimin düğününde yazıyorum bu bölümü resmen annemler oynamaya kalktığı gibi sarıldım bölüme

°§°

Miwa'nın bakış açısı

Tokyo'ya gelmiş ve öbür sınıftan gelen öğrencilerin sensei'lerini bekliyorduk. Utahime Sensei sürekli hep öyle olduğunu homurdanarak söylüyordu. Satoru Gojo'nun onların öğretmenleri olduğunu biliyorum o yüzden kıkırdamamak için kendimi kasıyordum.

Öbür yanımdaki Noritoshi Senpai ise birinci sınıflardan birinin yokluğu konusunda homurdanıyordu. O da sürekli öyle yaptığını söylüyor ve ikisi arasındaki benzerliğe artık dayanamadım ve kıkırdadım. Tokyo öğrencileri durumu fark etmiş ve benim kıkırdamama katılıp beni yalnız bırakmadılar. Tek ben gülseydim tuhaf bakışlar yerdim o yüzden içimden onlara çok teşekkür ediyorum.

En sonunda Satoru Gojo uzaktan koşturarak elinde bir araba ile geldi. Üstünde bize el yapımı bebekler getirmiş. Bir tek Utahime Sensei'ye getirmemiş ama zaten bizim Sensei onu tersleyip bırakmıştı konuyu. Biz bebekleri incelerken arabadan bir kaç pat sesi geldi. Oraya göz ucu baktım ve ölmüş olması gereken birinci sınıf öğrencisi çıkmıştı arabanın içinden.

Birinci sınıf öğrencileri yüzlerinde bıkkın bir ifade oluştu. İkinci sınıflar ise sadece olaylara bakıyorlardı. Panda çok yumuş duruyor ya.

Neden çok önemsemedim bilmiyorum... Sukuna'nın taşıyıcıydı o değil mi?...

...

Uzaktan gelen koşar adım sesleri daha geldi ve kafamı oraya döndürdüm.

"Senpai bu senin bahsettiğin öğrenci mi?" dedim yanımdaki Kamo'yu dürterek.

"Evet. Neden kızdı o-"

Onun sözünü kesen bizim tam önümüzden geçen ayaktı. Gojo'ya doğru atılmış resmen bir uçan tekmeydi. O gelen öğrenci tarafından... Sonsuzluğu olmasaydı Gojo baya bir ileri uçar belki bayılırdı bile. Sonsuzluğu ile ayağı havada kalmış ama hala kafasına doğru itmeye çalışırken konuştu.

"Ne demek şimdi bu!?" diye resmen tısladı. Bakışları ise resmen deliciydi. Kırmızı gözlerindeki yabaniyi ben bile sezebiliyordum.

"Itadori'nin özel bir eğitime ihtiyacı olduğunu en çok sen biliyordun Akira-kun." diye açıkladı kendini.

"En azından bana söyleseydin!" diyerek ayağını indirdi. Kırmızı gözleri hala aynı şekilde öfkeyle parlıyordu. Yanımdaki Noritoshi Senpai öne atıldı ve Akira'nın omzunu tuttu.

"Sakin ol, Akira. Sırası değil." yandan Senpai'ye başını çevirdi ve bir süre daha yabani bakışları kaldı. Gözlerini kapattı ve derin bir nefes aldı. O nefesi verirken gözlerini açtı ve maviydi artık gözleri. Nasıl yaptı be onu? Hayran bir şekilde baktım ona çünkü çok güzeldi gözleri. Bir şey demeden önden yürümeye başladı sonra Akira.

"Sıçtık." dedi Gojo fısıltı ile ama duydu herkes yani.

En sonunda son stratejileri konuşacağımız yere geldik. Gakuganji sensei ise bize Yuji'yi öldüreceğimizi söyledi. Ben her ne kadar istemesemde hepimiz kabul ettik. Ama Todo tabiki de karşı çıktı ve salonu filan erken terk etti. En sonunda sensei'lerde çıkınca konuştum.

I was made for loving you babyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin