Yuji'nin bakış açısı
3 yıl önce
Lisenin İlk GünüEn son Megumi bana aklından bile geçirme gibi şeyler diyordu. Sonra onu dinlemeden parmağı tekte yutmuştum. Neden geri kalanı yok peki? Hafızam silinmiş gibi değilde uykudan uyanmış gibi hissettim. O kısa uykudan uyanınca ise suratıma bir tekme yedim.
Baya sertti...
"Ne oluyor be?!" diye bağırdım.
Bağırmam yankılandı resmen. En son okulun çatısında kavga ediyorduk nasıl yankılanabilir ki? Etrafıma bakmak aklıma gelince her yerin kuru kafatasılar ile kaplı olduğunu ve bir yığının kocaman bir taht yaptığını gördüm. Onun dışında yerler ıslak ve gökyüzü siyahtı.
Neler oluyor be burada?
Bedenime dönmek istiyorum.
"Nasıl kımıldıyorsun?" diye tok bir ses sordu. Okulun çatısındaydım artık. O tok ses ise... Benden geliyordu?
"Çünkü benim bedenim? İki yüz gibi bir şeye mi dönüştüm ki?"
"İşler baya ilginçleşti ha? Tekmemi hissettin mi?" arkadan bir ses söyledi bunu da. Arkamı döndüm ve sesin sahibine baka kaldım. Dalgalı, uzun ve siyah saçları ensesinde gevşek bir şekilde toplanmıştı. Kırmızı gözleri ise delici bir bakışla bana bakıyordu.
"Ha? Tekmeyi mi? Evet, baya... Maalesef." sona doğru sesim hüzünlü çıkmıştı ve o tok ses benden gelmemeye başladı. Gitmiş gibiydi tamamen. Aynı hissediyorum çünkü. Bir fark yok. Korkulukları oradan indim ve yeni çocuğun önünde durdum. Kırmızı gözleri çok güzel bir mavi tonuna bürünmüştü. Bu gün gördüğüm en normal şeydi ama o tona hayran olmadan edemedim.
"Pardon çok mu sert geldi? Tam vuramamıştım bile şaşkınlıktan."
"Aslında... Bir dakika neye şaşırdın ki?" diye sordum bende. Ama o sırada başka bir ses onun cevap vermesini engelledi.
"Durum ne?" gelen kişiye baktığımda gözünü bir çeşit kumaş ile kapatmış beyaz saçlı bir adam gördüm.
"Gojo-sensei?! Ne işin var burada?" diye sordu Megumi de.
"Naber?" Telefonunu çıkardı ve hızlıca Megumi'nin fotoğrafını çekti. "Abisi cidden fena haldesin ikinci sınıflara göstermem gerek bunu."
"Tch." Aynı anda karşımdaki iki çocuk bu sesi çıkardı. Ben ise varlığı unutulmuş biçimde yarı çıplak yanlarında bir şey anlamadan duruyorum. Dur- Niye yarı çıplağım lan ben- derken yerdeki parçalanmış sarı sweatimi yeni gördüm.
"Neyse." sonunda Gojo devam etti açıklamasına. "Normalde gelmeyecektim ama üsttekiler lanetli objenin kaybolduğunu bildirince bir uğrayayım dedim. Ee bulabildin mi?" diye Megumi'ye döndü. Araya girme zamanım şimdi sanırım gelmişti.
"Ee şey..." yavaşça elimi kaldırdım söz alırmışçasına. "Ben onu yedim." başka nasıl açıklanabilir ki bu durum. Baya baya yuttum parmağı yani.
"Eh?" şaşkınlıktan adam kala kalmıştı. "Cidden mi?"
"Evet." üçümüz bir karamsar bir havaya bürünüp aynı anda söylemiştik bunu.
"Ben geldiğimde Megumi saldırmak üzereydi Yuji'ye. Ben önce davranıp geçirdim bir tane. Takip ettiğimiz lanetli enerji ile aynı olunca anladım zaten Sukuna olduğunu." dedi o çocuk.
"Oya, dikkat et Akira-chan! Sukuna'yı başına bela mı almak istiyorsuun!" diye çocuksu bir sesle söyledi Gojo.
"Kapa çeneni. Bu çocuğun kıpırdayacak hali bile yoktu." diye de Megumi'yi gösterdi.
![](https://img.wattpad.com/cover/288654214-288-k476394.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I was made for loving you baby
FanfictionÖzet kısmı "Başlangıç" bölümünde. Aralarda ki "JUJUSTROLL" bölümleri kitapta geçen Canon diyaloglardır. Akira Ryuu karakteri tamamen benim karakterimdir. Ben yaptım annesi benim arkadaşlar please izinsiz kullanmayın. I was made for loving you - KISS