Tamirci

552 57 107
                                    

Yorumlarınız benim için gerçekten çok önemli ve yazmak için büyük bir ilham kaynağı, yorumlarınızı bekliyor olacağım. İyi okumalarrr <3

☆゚.*・。゚

Karşında pişkin pişkin oturan iki adam sinirlerine dokunuyordu Emre'nin. O ikisi kendisine hiç güvenilir gelmiyordu, Şahin'in avukatlığı bile saçma geliyordu.

Köye geldiğinde gördüğü manzara karşısında dumura uğramıştı. Bir arabanın ardından sürüklenen yaban domuzunun kanı süslemişti sokakları. Gencecik çocuklar alkışlayarak kendinden geçerken, büyükler havaya ateş ediyordu. Caniliğin fotoğrafını isteseler, Emre bu anı çekip gösterirdi.

Bu haraketleri köyün avukatı yapıyordu. Eğer avukatları bunları yapıyorsa, diğerlerinin yapmama sebebi neydi?

"Şahin bey, bu köyün ayrı bir geleneği olabilir ama o caniliğe müsade edemeyeceğimi en iyi siz biliyorsunuz."

"Tabi tabi savcı bey ama kimseye bir şey olmadı. Ayrıca domuz köyün içine kaçtığı için köye girdik, yoksa asla avlanırken köyün içine girmeyiz."

Derin nefes verdi Emre.

"Çok sık avlanır mısınız?"

"Yok, ayda bir kere falan."

Yanındak Kemal konuşmaya başlayınca ona döndü genç adam. Üstü başı kırış kırış olan adam gülerek konuşmaya başladı.

"Savcım biz vurduğumuz yere de dikkat ederiz, kimseye bir şey olmadı zaten. Biz vurduğumuzda isabet ettiririz evelallah."

Emre o an karşısındaki adamın çirkin olduğunu düşündü. Görünüş olarak değil, içinin çirkinliği dışına çıkmıştı sanki.

"Bunu bir daha görmek istemiyorum."

İkili kafasını salladı ve ayağa kalktılar.

"Müsaadenizi isteyelim biz savcım, daha sonra görüşürüz zaten."

Emre kafasını sallayıp onları geçirdi. Onlarla görüşmek istemiyordu, ama yine de nazikçe gülümsedi.

"İyi günler."

Onlar gidince soğumuş olan çayını yudumlamaya devam etti. Etraf sakinleşince yarım bıraktığı işlerine devam etti. Arada annesi arıyor, mesaj atıyordu. Buraya gelme konusu ailesi tarafından pek hoş karşılanmamıştı.

Saat 17:00 olunca ayağa kalktı ve ceketini alıp masasını düzenledikten sonra kapıya ilerledi. Adliyeden çıkarken sadece ona selam verenlere karşılık verdi. Zeynep hanımı sigara içerken görünce aklında sadece baş selamı verip geçmek vardı ama kadın ona doğru ilerleyince durdu ve zoraki şekilde olsa da gülümsedi. Bunu yapmayı iyi biliyordu.

"Emre, nasılsın?"

"İyiyim Zeynep hanım siz nasılsınız?"

"İyiyim bende... Alıştın mı? Bir ihtiyacın vesaire var mı?"

Kafasını sağa sola salladı ve gülümsedi.

"Yok teşekkür ederim."

"Bu akşam bize gelsene. Yemek yiyip otururuz, hem eşimle de tanışmış olursun."

Açıkçası... Buna ihtiyacı vardı. Evinde hiç bir şey yoktu ve çok boş geliyordu. Ev yemeği güzel olurdu. Kafasını salladı.

"Saat kaçta geleyim?"

"Yani.. saat sekiz senin için uygun mu?"

"Uygundur. Sizin evde görüşürüz o zaman?"

"Ben sana konum atarım, görüşürüz."

Gardenya Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin