Bölüm 7 Mains froides

8 3 0
                                    

Acaba "O zaman neden en başta S sınıfı mahkumların bulunduğu yere konuldunuz?" gibi bir şey sorarsam fazla tehditkar durur muydum? Ne tarz bir yol izlemem gerektiği hakkında en ufak bir fikrim yoktu.

''Henüz tanışmamıştık değil mi? Benim ismim Conan yanımdaki rahat kişi de Valerio.''

''Memnun oldum arkidiş! merak etme asla rahatsızlık vermeyiz varlığımızı anlamazsın bea.''

Conan denilen kızın o kadar da gürültü yapmayacağı kesindi. Fakat... Altın gözlü kişiden o kadar da emin değildim. Onlara bir şey söylemeden dikkatlice bakmaya devam ederken ikisi de sanki bir şey söylememi bekliyor gibilerdi.

En azından bana öyle bakmaya başlamışlardı... da neden? Onlara garip gelecek başka bir şey daha mı yapmıştım? Odada garip bir hâl vardı.

''Şey, sizin isminiz nedir?''

Conan utana sıkıla bu soruyu sormuştu ki haklıydı. İnsanlar isimleriyle kendini tanıtarak tanışıyorları. Bundan dolayı ismimi söylemeyi beklemişlerdi. Ben artık nezaketen bile yapılan sosyal becerileri de unutmuşum.

Ayrıca hayatımda bana daha önce hiç ''Siz'' diye hitap edildiğini duymamıştım. İçime iyi ya da kötü olup olmadığını anlayamadığım, garip bir his oturuyordu.

''Benim ismim Allysa.''

''Ne güzel bir isim, memnun oldum Allysa.''

Güzel bir gülümsemeyle bana doğru elini uzatıyordu. Tokalaşmak istediği belliydi. Ancak bunu düşünmek garip kaçıyor mu bilemem ama elleri çok güzeldi.

Hissiz gözleri ve o gözlerle uyumlu olmayan o gülümseme, nerdeyse ölmüş insanın sahip olacağı soluk ten rengi... Sanki kendimden bir şeyler bulduğum bir görünüştü. Bana ne kadar çok ters olan bir tavır olsa da ben onun elini tutmak istiyordum.

Tereddüt ederek elimi ona doğru uzattım. Elimi tokalaşmak için tuttuğu an çok geçmeden elimi hemen geri çekmiştim. Buna tokalaşmak denir miydi? Ama düşündüğüm gibi eli adeta buz gibiydi.

''Üst ranza benimdir Conan kardeşlik!''

''Haha tabii.''

Yatağımın karşısına da ranza koymuşlardı. İkisininde kalması için ranza yeter de artardı. Ömrümde ilk defa başka birileriyle yaşayacağım gerçeği hala garip geliyordu. Valerio yanındaki çantalardan kıyafetlerini çıkartmaya başlamıştı büyük ihtimal diğer hapishaneden getirdiği eşyalardı.

Sonra ranzanın üstünden zıplayıp karşıma geçmişti. O da elini uzattığı için onunla da tokalaşmıştım. Conan'dan farklı olarak elimi çok daha hafif sıkıyordu. Bir de elleri Conan'a göre sıcacıktı, alışık olmadığım bir şeydi.

''Abe senin de ellerin Conan gibi, buz gibisiniz bea! Şam şeytanı mısınız nesiniz anlamadım ki.''

Conan, Valerio'nun bu sözlerine gülmeye başladı. Sanırım bu Valerio kızı ben de uyuzluk yapıyordu. Garip olan kısmı şu ki ondan kötü bir enerji alamıyordum.

''Benim ellerim hep böyleydi.''

Deyip onu geçiştirirken Valerio bavullarının yanında dönüp onları tek tek ve özenle açmaya devam ediyordu. Conan odayı süzdükten sonra bana döndü.

"Bu odada kendinize ait bir şeyler yok mu?"

''Nasıl yani? Ne demek istemiştiniz?"

"Etrafta size ait bir kişisel eşya göremiyorum."

Kişisel eşyaların ne olduğunu hiç bilmedim. "Kişisellik" denen kavrama bile aşikar değildim. Hem bu oda bana ait de değildi. Burası sadece zorunlu yaşadığım bir yerdi.

"Dediğiniz kavramı maalesef bilmiyorum."

Conan cevabımı duyduğunda şaşkınlık geçirse de bakışlarında acıma karışımı bir ifade takınmıştı. Hatta ağırlıklı bir şekilde acıma da diyebilirdik. Hemşire Dorothy sayesinde bu bakışla intibak eder hale gelmiştim.

Conan'a daha o kadar yakın olmadan zihnimden ne geçerse söylemem doğru bir karar mıydı emin değildim. Lakin içimdeki bir şey bunu yapmamı istiyordu.

"Nasıl anlatsam, sizin için özel olan şeyler diyeyim. Mesela..."

Diyerek Valerio'yu gösterdi. Valerio çantalarından birini karıştırıp içinden yeşil yapraklı etek, çiçekten taç giyen ufak boyutlu tahta bir figür çıkardı. Suratında fabrikasyon görünen boyayla işlenmiş bir gülümseme var.Conan tahtadan bebeğin kafasına hafifçe vurduğunda sallanmaya başlamıştı.

"Mesela bu, Valerio için çok değerli bir şey, onun için kişisel eşyası oluyor."

"Anladım."

Kafamı sallayarak anlamış gibi yapıyordum ki aslında hiçbir şey anlamamıştım. O sadece bir tahta parçası nasıl özel olabilir ki? Belki de insanlar bir şeylere şekil vermeyi ya da sadece sevdikleri içindir.

 Eğer o bebek sadece bir odun parçası olsaydı Valerio onu almazdı, bence dekorize ve dış görünüşü her şeyi belirliyordu.

Conan bebeği Valerio'ya verdikten sonra o da bebeği alıp nostaljik bir duyguyla bakmaya başladı.

"Ahh ahh özgürlük günlerimde arabamda her yolculukta yanımda gelirdi, şimdi nerede o günlerim."

İyi de senin yaşın araba kullanmaya tutmuyor ki... Desem bile anlamı yoktu. Bunu yapar o, beklerdim...

Fatal CheatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin