14 TAŞ

194 13 19
                                    

2 aydır ortalarda yoktum haliyle neler olduğunu bilmiyordum, çok fazla şey olduğunu söylediler hepsi gergin gözüküyordu bana anlatmaları için masada toplaştık.

"Beni korkutuyorsunuz"
"Şöyle ki.."
"Konuşacak mısın artık?"
Thoru daha önce bu kadar gergin görmemiştim.
"Thanos adında bir titan var, yeni düşmanımız, o diğerlerinden çok daha farklı."

"Neden farklı patlicana mı benziyor?"
"Asteria, lütfen izin ver."
"Gözüne ne oldu?"
Cevap vermedi, anlatmaya devam etti.
"Evrende ki canlıların yarısını yok etmek istiyor."
"Komikmiş, nasıl yapacakmış bunu?"
"Sonsuzluk taşlarını topladığında elini şıklatmasına bakar."
"Tamam toplamasına izin vermeyiz?"
"2 tanesini aldı bile"
"Hangileri?"
"Uzay ve Güç"
"Uzay mı? O taş-"
"Loki'deydi Thanos onu aldı"
"Nerede o, Loki nerede?"
Kafasını öne eğip bekledi.
"Onu öldürdü"

Beynimden vurulmuşa döndüm herşeyin şaka olmasını bekliyordum. Ama mümkün gözükmüyordu ellerim buz gibi olmuştu.
"Hayır, mümkün değil. Yine çıkar bir yerlerden kandırmıştır sizi ölmüş olamaz her zaman ki gibi geri gelir unuttun mu o Fesatlık Tanrısı."
Stresten hızlı konuşmaya başladım. Şuan gelip beni öldürmesine bile razıydım.
"Başkaları ölmemesi için savaşmalıyız"
"SAÇMALIK! BENİ ANLAMIYOR MUSUNUZ? ÖLEMEZ MÜMKÜN DEĞİL BİR ŞEKİLDE DİRİLİR VE GERİ GELİR"
"Bu sefer dirilmek yok kardeşim."

*****************

Dün olanlardan sonra hiç iyi değilim. Kendime anca gelebilmiştim berbat hissediyordum kalan tek abime yaslanıp saatlerce ağlamıştım Thor bana "Loki görse seninle dalga geçerdi o yüzden güçlü durmalısın" gibi bir çok ikna edici şeyler söylemişti.

Şuan istediğim tek bir şey vardı
İntikam

Strange her şeyden haberdardı Tony ve ben onun yanına geldik bir süre konuştuktan sonra Banner üstümüze düştü birazda onunla konuştuk.Tony dönüp bize baktı.
"Az önce saçını sen kıpırdatmadın değil mi?
Büyücüye doğru dönüp baktım saçı oynuyordu ortamda sessizlik oldu. Dışarda kıpırdama gördüm, kapıya doğru ilerledim. Tony benden önce davranıp kapıyı açtı ve dışarı çıktı hepimiz peşinden çıktık.

İnsanlar bir yöne doğru koşuyordu bir kadın yere düştü Tony kaldırdı koşmaya devam etti bir araba kaldırıma üstümüze geliyordu durduracaktım ki direğe çarparak durdu. Wong ve Stephen ona yardım ederken Tony ile yürümeye devam ettik.
"Taşı arka cebine koyarsan iyi olur Doktor"
"Kullansam daha iyi olur"
Yürüdüğümüz yoldan ters yöne doğru bazı parçalar uçuyordu.

Yürümeye devam ettiğimizde ışıklar içinden iki çirkin kişi çıktı öbürüne göre daha küçük olan konuşmaya başladı.
"Beni dinleyin ve sevinin, Thanos'un çocuklarının elinde ölmek üzeresiniz. (...)
Başka şeyler daha zırvaladı en sonunda Tony konuştu.
"Kusura bakmayın dünya bugün kapalı buradan defolup gitseniz çok iyi olur.
"Taş koruyucu, bu geveze mahluk senin adına mı konuşuyor?"
"Hayır ben kendi adıma konuşurum bu gezegene ve şehre izinsiz girdiniz"
Büyücüler siper aldı
"Yaylan demek istiyor kalamar"
"Asteria?"

Çirkin Uzaylı adımı söylediğinde ona baktım.
"Sesin neden çıkmıyor Kardeşin adına üzgün olmalısın"
"Beni dinle Thanos'un çirkin çocuğu, babanda senin kadar çirkin mi sanırım o patlicana benziyormuş doğru mu bu?"
"Neredeyse alınacağım"
"Beni nereden tanıyorsun?"
"Lütfen, tanınmayacak birisi değilsin"
"Peki, beni tanımanın hatrına kafanı koparabilir miyim? Bu arada söz veriyorum babacığınıza kelleni bizzat ben göndereceğim"

Sinirlendi yanındakiyle bakıştı o sırada Tony ve Banner konuşuyordu dönüşmek için ıkınıyordu.
Dev üstümüze doğru koşarken ıkınmaya devam etti o sırada Tony ve Stephen bakıştı.
"Beni büyücülere rezil ediyorsun"
"Özür dilerim kontrol edemiyorum"
"Geri çekil, gözün üstünde olsun, teşekkür ederim"
Diyerek Banner'ı Wong'a emanet etti.

Tony zırhını giydi kolayca devi ileriye uçurdu müdahale etmeye tenezzül bile etmedim.
"Nereden çıktı o?"
"Nanotek beğendin mi benim yeni-"
Lafı bitmeden şekilsiz adam onu uçurtmuştu. İşte şimdi bir şeyler yapmalıydım. Eliyle eline geleni bize doğru savururken tek elimle fırlattıklarını tuttum diğer elimle hızla vurdum parçalar adama doğru giderken Wong kalkan açtı Stephen Banner'ı portal ile uzaklaştırdı.

Elime gelen arabayı ona doğru attım, eliyle arabayı ikiye böldü.
"Senden daha akıllı hamleler beklerdim"
"Gerçekten mi?"
Fırlattığım araba aniden patladı. Birazda olsa zarar görmüştü dev geri gelmişti Tonye saldıracaktı ki engelledim. Ama ikisi başka bir yerde savaşa devam etti daha sonra Wong ortadan kayboldu hatta bi ara havada uçan Peter'ı gördüm.
Yalnızca uzaylı ben ve Stephen kalmıştık.
Adam ile konuşmaya başladım.

"Taşı bana verin"
"Saçma sapan konuşma verecek olsak bu zahmete neden girelim? Bu arada sana uzaylı diyorum sorun yoktur umarım."
"Maw denmesini tercih ederim. Ölmeyi dileyeceksiniz"
"Hiç sanmıyorum tavuk, daha çok gencim."
"Abin de gençti"
"Delirmeyeceğim , soğukkanlılığımı bozamazsın"
Hem dövüşüyor hem de konuşuyorduk. Onu zorlayınca büyücüye sarmıştı.
"KENDİNİ DÜZGÜN SAVUNUR MUSUN? BÜYÜCÜSÜN SEN BİR İKİ SİHİRBAZLIK YAPSAN OLMAZ MI PELERİNDEN TAŞ ÇIKAR MESELA"?
"HOKKABAZ DEĞİLİM BÜYÜCÜYÜM"
"SONRA TEŞEKKÜR EDERSİN"
Adamı ondan tekrar kurtardım.

Döngü içine girmiştik sonuç yoktu. Aklımda bir şey vardı ve kesinlikle yapacaktım. Adam Stephen'a çok yaklaşıyordu çünkü taş ondaydı olmamalıydı.

Adam biraz uzaktı Strange ile uzaktan kapışıyorlardı elimi hareket ettirdim kolyenin kapısını açtım. Kendimi Stephen'ın üstüne attım.
"Noluyor?"
"Sadece ayağım kaydı"
Yok artık bakışını attıktan sonra hemen beni kaldırdı. Kaşla göz arasında taşı ondan aldım. Adam gelip beni hırpaladı daha sonra uzaklaştırdı kamyonun üstüne düştüm sonra yere çakıldım.

Büyücüyü bir şeyle sarmalamıştı o da mumya gibi yere düştü yenilmiş gibiydi. Ardından bana baktı
"Ne o taşı mı bulamadın?"
Elimde ki taşı ona gösterdim ve iddialı şekilde baktım.
Sinirle bana doğru bağırdı.
"Defolup gitmen gerek yoksa gerçekten kafanı koparabilirim."
Üstüme doğru sinirle kükredi.
"Babana selamımı ilet, intikam için geleceğim davetsiz misafirlik olmasın diye söylüyorum."
Ondan uzak yerde taşı sakladım.

*******************

Maw'a racon kestikten sonra ikimizi de bir yere getirmeyi başarmıştı Strange'in suratına iğneler sokuyordu. Bana da her yerime ateş parçacıklarını vücuduma sokuyordu. Yüzüme gelmiyordu özel istek.

"Acı verici değil mi?"
"Hayır benim ki hiç acımıyor"
Dememle ateşi arttırdı
"Gıdıklamaya başladı"
"Taşı nereye koydun en son elindeydi"
"Bir kuş geldi ve elimden onu ağzıyla aldı sanırım içinde bir yerde kaldı."

Karnımın sol tarafında bir yarık açtı neyseki sağ tarafa değildi.
"Ben çok inat biriyim maymun beni yenemezsin"
Aniden Tony yanımıza geldi kolunu adama uzattı.
"Arkadaşların neredeyse ölmek üzere"
"Öncelikle o benim arkadaşım değil bu da sevgilim."
"Güçlerinin benim karşımda bir önemi yok , yetersizsin"
"Evet ama çocuk çok film seyretmiş"
Bir yere doğru ateş etti adam oraya savrulurken bizde peşindeydik Peter büyücüyü tuttu Tony de son anda beni yakaladı ve kendine çekti.

"Taş nerede?"
Yerlere bakındım ve keskin bir şey aradım ince bir demir parçası buldum tişörtümün sağ kalan diğer yarısının bir kısmını parçaladım elimle göğüsümün biraz altını yokladım yeri bulunca demiri oraya sapladım.
"Hey hey ne yapıyorsun"
Demiri biraz aşağıya doğru çektim ve yeşil taş parlamaya başladı.
"Böyle olunca yaralarım hızlı kapanıyor"
"Kuş sen miydin?"
Omuz silktim

************************


Goddess Of Water || Tony StarkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin