Call Me Baby | Hyunlix

17| Göründüğü gibi

1 hafta önce

Jisung'dan

Bugün Minho'nun doğum günüydü. Akşam onun için mükemmel bir parti düzenlemiştim. Sırf değerli hissetsin diye elimden geldikçe çabalıyordum. Minho çok kötü bir çocukluk geçirmişti.
Annesi onu doğururken vefat etmiş, Babasıda başka bir kadınla evlenmişti.

Babası yurtdışında çalıştığı için
Minho'ya üvey annesi bakmıştı. Kadının Minho'ya yaşatmadığı hiç bir şey kalmamış. Demirle dövmüş,evden atmış,sahilin ortasında bırakmaya kalkışmış... Kısacası Minho'nun yaşamadığı dert kalmadı. Liseye geçince baskı daha da arttı.

Okulda onu ilk gördüğümde kalbimde bir tıkırtı hissetmiştim.
O çok tatlı görünüyordu. Gülünce ortaya çıkan o tavşan dişleri beni öldürüyordu. İtiraf etmem gerekirse onu ne kadar sevsemde biraz korkuyordum. Çünkü bana sürekli yiyecekmiş gibi bakıyordu. Ama onu aldırmıyordum bile. O benim kalbimin içinde yaşıyordu. Çok değerliydi benim için,canımdan daha çok seviyordum onu.

Bir gün okul çıkışı yürürken bir çocuk önüme çıktı. Bu çocuk Minho'nun en yakın arkadaşıydı. Herkesin korktuğu,herkese sataşan çocuktu. Kısacası zorbaydı. Önümü kesip paramı istedi,vermezsem beni döveceğini, okulda peşimi bırakmayacağını söyledi.

Tam o sırada Kaslı yakışıklım Minho gelip beni korudu. En yakın arkadaşından korudu ya. İlk defa biri beni korumuştu. O gözümde daha da büyümüştü. Bu olaydan sonra Minho başıma bir şey gelir diye okul çıkışı evime kadar eşlik etmeye başlamıştı.

Ona gerek olmadığını söylesem de beni dinlemiyor,peşimden geliyordu. Tabi yaptığı bu hareket beni benden alıyordu. Ahh eski zamanlar hatırladıkça mutlu oluyorum. 11 yıl ya 11 yıl... Ona ilk gün ki gibi aşığım...

Şimdi ise Minho'nun iş yerine gelmiştim. Ona sürpriz yapacaktım. Ona İlişkimizin bittiğini,artık onu sevmediğimi söyleyecektim. Tabiki bu bir yalandı. Yavaş adımlarla odasına doğru yürümeye başladım. Bilmiyordum içimde çok kötü bir his vardı. Vicdan mı yapmıştım acaba...

Oh kapıya yetişmiştim. İçeriden garip garip sesler geliyordu. Sanki birileri öpüşüyordu. Elimle kapı kolunu tutup hızlıca indirdim. Kapı kolunu indirdiğim gibi kapıyı hızla açtım ve gördüğüm o görüntü beni parçalamıştı.

Bir kadın Minho'nun kucağında oturmuş,onunla deli gibi öpüşüyordu. Kalbim kırılmamıştı,parçalanmıştı. İkiside giren kim diye baktığında Minho ile göz göze gelmiştik. Kucağında ki kadının dediği iğrenç kelimeler daha da yaktı canımı"Aşkım söyle ona çıksın""Kalk üstümden"dedi Minho.

Hemen kadını itip ayağa kalktı. Bana doğru yürüyüp,yanıma yaklaştı.
"Bir açıklama bekliyorum" dedim. Minho'da "Aşkım göründüğü gibi-" "Evet göründüğü gibi seni ben ile aldattı" Duyduğum sözlere daha fazla dayanamayıp,oradan koşarak uzaklaşmaya başladım.

Neden yapmıştı bunu anlamıyordum. Bana karşı olan hislerinin bittiğini söyleseydi zaten ilişkiyi bitirirdim. En azından arkadaş kalırdık. Neden yapmıştı bu iğrençliği neden...

Minho'dan

Yine sıradan bir gündü diyecektim ki aklıma doğum günüm olduğu geldi. Doğum günüde doğum günü olsa kimse kutlamamıştı. Felix,Chan hyung...
Onları geçtim Jisung ya hayatımın anlamı olan adam,normalde ilk o kutlardı,neden bilmiyorum ama kimse yazmamıştı.

Tam o sırada odamın kapısı çaldı.
"Gir" kapının kolunun yavaşça aşağıya indi ve açıldı. Kulağımın işittiği kadın sesi oflamama neden oldu. Tanıştırayım bana sürekli yanaşmaya çalışan,takıntılım Min Seo...

Sevgilim var diyorum,ona deli gibi aşığım diyorum yok nuh diyor peygamber demiyor. Salak ya salak kadını alıp aşağı atasım geliyor. Ama yinede iyi davranıyorum sonuçta o bir kadın,kadınlar benim için çok değerli varlıklar,onlara eşya gibi davranan insanları alıp idam etmek istiyorum.

Düşüncelerimden ayrılmamı sağlayan şey kadının iğrenç sesiydi...
"Günaydın Minho" dediği cümleyle birlikte sinirim tavan oldu.
"Minho ne?" Şaşkınca suratıma baktı "Minho Bey" dedi üzgün bir biçimde...
Peki sorun bakalım umrumda mı...
Tabiki hayır.
"Şu dosyaları imzalamanız lazım"
"Tamam getir" yavaş adımlarla yanıma gelmeye başladı. Onu baştan aşağı süzdüğümde kalçasının biraz altında olan kısacık bir elbise giymişti. Gerçekten midem bulandı.

Yanıma gelip,elini koltuğun başlığına yasladı. Benim sinirlerim yükselişe geçmişti. Nerden buluyordu bu rahatlığı anlamıyordum.

"Minho Bey aramızdaki bu resmiyeti kaldırmalıyız diye düşünüyorum"
Dedi yüzsüzce,sinirimden elimdeki damarlar ortaya çıkmaya başlamıştı. Sakin ol Minho sakin ol.

"Yok sağol seninle mesafeli olmak iyi"
"Ama kırılıyorum"dedi sesini bebek gibi yaparak. Resmen benimle oyun oynuyordu.
"Ver artık şunu imzalayayım" dedim sert bir sesle. "Tabiki hemen" diyip dosyayı önüme yani masaya koydu.
"Nereyi imzalayacağım" parmağını dosyanın üstünde gezdirip imzalamam gereken yerin üstüne koyup
"Şurayı" dedi gıcık bir sesle...

Kalemi elime alıp,dosyayı okumaya başladım. Şimdi bu bana evlilik sözleşmesi imzalatır güvenemem..

Dosyanın şirket ile ilgili olduğunu anladığımda,gösterdiği yere imza attım.
Dosyayı elime alıp,ona doğru uzattım. Dosyayı alıp,geri masaya koydu. Masaya koyduktan sonra anında kucağıma oturup,yerleşti.
"Ne yapıyors-" cümlemi tamamlamama izin vermeden,bir anda dudaklarıma yapıştı. Ah ne yapıyordu bu deli. Onu olabildiğince hafif ve yavaş bir biçimde üstümden itmeye çalıştım.

O anda kapı bir anda açıldı. Gördüğüm kişi ile gözlerim büyüdü. Olamaz hayatımın anlamı Jisung'du bu. Onu aldattığımı düşünecekti.

Düşüncelerimden sıyrılmama neden olan onun dediği cümleydi.
"Aşkım söyle ona çıksın" dedi
"Kalk üstümden" onu üstümden itip Jisung'un yanına koştum.
"Bir açıklama bekliyorum" dedi
"Aşkım göründüğü gibi-" "Evet göründüğü gibi seni ben ile aldattı" dedi pislik,o anda Jisung odadan çıkıp,hızlıca uzaklaşmaya başladı...

Min seo Allah belanı versin
Minsung'umu ayırdın
Neyse kendi çapımda rekor
Kırdım yazdığım en uzun bölüm oldu
780 kelime neyse hepinizi öpüyorum
İyi geceler❤❤❤❤❤❤