Sabah aniden yerimden sıçradım. Birisi
kapıyı alacaklı gibi çalıyordu. Yataktan öyle bir hışımla kalktım ki kendime inanamadım. Bir pazar sabahı kimse beni bu kadar erken kaldıramazdı. Bir ses. Bu sesi sabahın 9 'unda duymak gerçekten işkence gibi." Gökçeeee!!! " Hayır. Olamaz. Bu ses. Ben bu sesi tanıyorum.
"Canım kuzeniiiimmm" Tabii işine gelince canım kuzenim.
"Gelince ses tellerini teker teker koparacağım!!"
"Hadi oyalanma hadi. Annemler kahvaltıya bekliyor."
"Tamaaaaamm geliyoruuum sen git." Ve kapının kapandığını duydum.
Annemin evde olmadığını anlamıştım. Çünkü annem normalde beni de beraberinde götürmeden gitmez. Büyük ihtimalle dün yorgunluktan resmen bayıldığım için beni götürmemiş olabilir.
Seri bir şekilde hazırlanmaya başladım. Önce banyoya girdim ve yüzümü yıkadım sonrada dişlerimi fırçaladım. Aynadan uzun ve kumral saçlarıma baktım ve bir kez daha lanet ettim. Saçlarımı o kadar da beğenmiyordum. Ama yinede sanki çok beğeniyormuşum gibi dağınık bir topuz yapmaya çalıştım.Tekrardan odama geçtim ve altıma mavi bir kot şort üstüme de siyah askılı bir crop giydim. Gayet iyiydim bence. Odamdan sonunda çıkabilmiştim nihayet. Merdivenlerden aşağı indim. Evden çıkmadan önce beyaz spor ayakkabılarımı giyindim ve evden çıktım.
Neyseki Sevda teyzemin evi evimize o kadar da uzak değildi. Evin kapısının önüne nihayet gelebildiğimi düşünerek kafamı kaldırdım ve o da ne kafam duvar kadar sert olan bir yere çarptı aslında duvar da olabilir. Neye çarptığıma bakmak için kafamı azıcık yukarı kaldırdım ve karşımda 190 boylarında odun görünümlü kişiyi gördüm neden onu odun olarak adlandırdığımı anlamanız bence zor olmamalı. Çünkü kendisi bana çarptığı halde bir özür bile dilemedi. Ay haspam.
Daha fazla dayanamadım ve..."Ya insan bir özür diler bir pardon der insanlık da kalmamış." dedim. Kendimi tutamadığım için teşekkürler kendim.
"Sen bana insan değilsin mi dedin " Yok canım en saygılı en görgülü sensin dedim. Hasbinallah.
"Evet öyle dedim anlamış olmana sevindim gerçi bir de soruyorsun demekki sonradan anlıyorsun normal aslında " dedim ve baştan aşağı süzdüm odun görünümlü kişiyi. "Normal aslında deve de boy var mesela ama..." dedim ve kendimi tutamadığım için kıkırdadım.
"Bir dakika bir dakika bence burada hatalı olan sensin çünkü önüne bakmadan yürüyorsun belli. Son anda çekilecektim ama sanki sırf bilerek çarpacakmışsın gibi üzerime doğru geldin. Bence bu açıklama sana yeter de artar bile. Ve küçük hanım önüne bakmayı da öğrensen senin için daha iyi olur."
Bu adama daha fazla dayanamayacak-
tım artık. Benden günah gitti. Ve kalasın o arkasına bile bakmadan giderken sırtına atladım. Sırtına."Sen kimsin be neymiş hatalı olan benmişim ayneeennn kardeşim aynen sen kimsin ya laflara bak. " Bence adamın sırtından inmelisin Gökçe. Hatta şuan ,hemen ,şimdi İN GÖKÇE.
"Ya sen deli misin divane misin kızım sırtımda ne işin var!"
"Tamam be indik hakettin ama sende."
Ve sırtından atladım atlarken ayağımı incitme ihtimalimi düşünmemiştim tabi adam gökdelen gibi lan.Hiçbir şey söylemeden arkamı döndüm ve yürümeye başladım. Arkamdan güldüğünü işittim. Güldü mü o.
Neyseki Sevda teyzemlere de gelmiştim. Bahçe kapısını açtım ve arkamdan kalas bey'in sesini duydum."Sen neden o evin kapısını açtın şimdi?"
Lan başka hangi evin kapısını açtın e be dangalak. Gökçe ayıp ama."Burası teyzemlerin evi de ondan." Yemin ediyorum adam sanki kal gelmiş gibi dondu kaldı. Gökçe adamı bir dürtsene şok geçiyor herhalde.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZAMANSIZ GİDİŞ
General Fiction"Bir daha yüzünü bile görmek istemiyorum!" Dedi Gökçe acımasızca. "Yalvarsan da yakarsan da ben seni bırakmam! Bunu o kafana sok!" Diye karşılık verdi Görkem. "Peki öyle olsun, o zaman ben gidiyorum. Bir daha yüzünü görmemek üzere!" Çok büyük konu...