1. BÖLÜM

98 36 31
                                    

Yaslandığım duvardan sırtımı ayırıp gökyüzüne baktım. Kavurucu sıcak yüzünden tenimden akan terdamlaları beyaz tşörtümü ıslatıyordu. Yan bir göz ile baktığım beş tane koli kapının önünde yeni evine girmeyi bekliyordu. İç çekip birkaç adım attım ve yerde duran kolilerden iki tanesini üst üste koyduktan sonra kucağıma aldım . Beşinci kata yeni taşınıyorduk , gelir gelmez talihsizlikler bizi bulmuştu ve asansör bozulmuştu. Neticede yaklaşık kırk a yakın koliyi abim ve ben taşımak zorunda kalmıştık . Merdivenlerden her çıktığımda bir ter damlası daha şakaklarımdan akıyordu. dördüncü kata geldiğimde kolileri yere bıraktım ve derin bir nefes aldım. Kolileri tekrardan kucağıma aldım ve sonunda beşinci kata çıktım . Kapı açık olduğundan hızla içeri daldım ve elimdeki kolileri yere koydum.

''Abi! Dışarda üç tane koli kaldı alsana ya vallahi bak belim büküldü bak , bak yamuldum bak!''

Derin bir iç çekti ve yerdeki kolilerle uğraşmayı bırakıp yanıma geldi. Sarıya kaçan kumral saçları terden sırılsıklam olmuştu. Kahverengi gözlerini uyumak ister gibi yumup kaçtıktan sonra konuşmaya başladı.

''ben gelene kadar tabakları koliden çıkarda silmeye başla sonrada kendi kolilerini alıp odanı ve salondaki balkonu ne yaparsan artık.''

Başımla onu onayladıktan sonra yanımdan geçip merdivenlerden inmeye başladı. Hızla yerde duran tabak kolisini alıp tek tek silmeye ardından da beyaz raflara yerleştirmeye başladım . Sonunda kahvaltı tabakları bittiğinde abimin ayak seslerini duyabiliyordum . Rafa ve kölilere göz gezdirdiğimde birkaç yemek tabağı ve kutu dışında bir şey kalmamıştı son işler etrafı silmek gibi kolay işlerdi.

Abim mutfağa girdiğinde raflara ve kolilere baktığında yüzünde memnun bir ifade vardı.

''Afferim kız beklemezdim senden bu kadar hızlı iş becerebilmeni''

Gözlerimi deviridiğim de yanıma gelip yanağımı çekiştirdikten sonra cebinden sigara paketini çıkardı.

''sigaramı içeyim geliyorum sen odanın yerlerini sil sonra halını ser gerisini eşyalarını nasıl yaparsan artık.''

başımla onu onaylayıp köşede duran kovayı alacakken abim tekrar konuştu.

''Neşe ''

Ona döndüğümde gülümsüyordu. Uzun bir zaman sonra onu gülümser görmek benim hoşuma gitmişti.

''Sağ ol abim ''

Hafifçe gülümsedim ve kovayı alıp odama   gittim . Evet iş şimdi başlıyordu..

Odamı yaklaşık 1 saatin sonunda adam gibi bir hale getirdikten sonra adımlarımı salondaki balkona yönelttim. Bomboş bir balkondu ve tamamen potansiyeldi benim için. Hızla yerleri ve camları sildikten sonra iki tane  beyaz tüylü  sandalyeyi karşı karıya koydum ve aralarına bir sehpa yerleştirdim. 

''o aptal tüylü sandalyelerin gözümü acıtıyor''

yan taraftan gelen ses ile bakışlarımı diğer balkona çevirdim. Uzun boyluydu tamamen siyahtı , saçları , kıyafetleri , balkonunun camları bile simsiyahtı ancak masmavi gözleri adete bir buz dağı gibi dik dik bana bakıyordu. Bakışlarının değdiği her yerim titriyordu . Daha adını bile bilemediğim bu adamın üzerimde bıraktığı etki beni korkutmuştu. Tiksinir gibi attığı bakışlar gözlerimden kayıp sandalyelerime döndü.

''bu kadar gerzek renklere cidden ihtiyacın var mı?''

cama yapıştırdığım renkli şeffaf kağıtların ışık ile yere bıraktığı  karışık renk yansımaları güneşin camıma vurması ile daha da parladı. 

Yalancı SonbaharHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin