13.BÖLÜM

415 29 12
                                    



UNUTMAK ÖYLE KOLAY MI SANDIN ?





Hayatta kimse bunu bana yapmaz diyemiyorum artık. Herkes her şeyi o kadar güzel yapıyor ki. En umulmadık taş yarıyor başını. En imkansız dediğin yerden ihanet '' Bak bu hayatta bende varım'' diyerek dahil oluyor hayatına.   Bana mesela söyleseler inanmazdım ''anne'' dediğim kadının  oğlunun çocuğuna hamile olduğumu bile bile beni bir başıma bırakacağına, ya da bunca yıl en azından arkadaşlığı çok güzel diyerek yıllarca gözümden sakınarak sevdiğim adamın beni bir mecburiyetle karısı yapacağına.  Ya da daha acısı koynunda kokusunda büyüdüğüm kadının bana hayatımın en büyük kazığını atacağını. Yıllarca ''babam sevmemiş beni elin adamı niye sevsin''  diyerek kendi kendimi yerken belki de beni arayan seven bir anne babam vardı. Annem benim dünyamdı. Bu nedenle bu kadar canımı yakıyor ihaneti. Sevdiğimiz insanlara konduramıyoruz ihaneti. Türlü bahaneler kuruyoruz kafamızda , ikna ediyoruz kendimizi ''hayır sebebi buydu, böyle olacağını bilse yapmazdı'' gibilerle başlayıp '' Ama çok pişmanmış, bir daha olsa yapmazmış'' larla biten kendi içimizde aklayarak bize tekrar ihanet etmelerine izin veriyoruz bir noktada.


Tüm öfkemi, hayal kırıklığımı derinlere gömerek çocuklarımın yanına gelmiştim. Beni hep gülerken görmelerine aşırı önem gösteriyordum. Mutlu anne görmenin çocuklar için ne karar önemli olduğunu bizzat yaşayarak öğrenmiştim. Anneni ağlarken görmek, elinden gelen hiç bir şeyin olmaması bu hayata sadece annesi olan biri için yaşarken cehennemi yaşamak gibi bir şey.  Şimdi ise sadece evlatlarım var. Onlar mutlu ise benim tüm acılarım, hüzünlerim bekleyebilir.

-Ayne şen beni diynemiyorsun mu?

Bu minik atarı yapan tabii ki benim duygusal prensesimdi.

-Özür dilerim fındığım dalmışım. Tekrar eder misin?

İkisi birlikte kıkırdamaya başladılar.

-Ayniş ya denişde değiliş ki naşıl daldın ?

Bu çok bilmişte tabii ki junıor Merih di.

-Sen anneyle dalga geçmeye utanmıyor musun bakalım benim çok bilmiş oğluşum?

Minik ellerini ağzına kapatarak kıkırdamaya başladı iki gözümün çiçekleri. İkiz oldukları için zorlandığım çok fazla zamanım olmuştu. Hasta olduklarında, biri ağladığı için diğeri ağladığında, birbirlerine karşı her ne kadar çoğu zaman sevecen yaklaşsalar da kavga ettiklerinde, bazen sadece iki çocukla yalnız kaldığım için delirdiğim anlarda çok zorlanmıştım. Ama aynı anda yaptıkları minicik hareketler bile onlara hayran olmamı sağlıyordu. Evet onlara hayrandım. Belki normal olan tersidir -ki ben anneme hep hayrandım- ancak ben çocuklarıma hayrandım. Bana kattıkları her şey için, öğrettikleri duygular için , yaşamama sebep verdikleri için, belki bencilce gelecek ancak bana hayat arkadaşı olup, yalnız bırakmadıkları için, hem minnettar hem hayrandım.

Ben düşüncelere dalmışken Alparslan konuya çok başka yerden başka bir heyecan ile devam etmeyi tercih etti.

-Ayniş biliyoşun mu bu gün ceyenin babası geldi. Poyişmiş bize poyişliyi aynattı.

-Ne güzel oğlum. Sevdiniz mi peki polisliği ?

Gözlerinde beliren hayranlık ile heyecanla atıldı sözlere minik oğlum.

-Şok şevdim ayne. Motobisbisi vardı biliyoşun mu? onunla deldi.

Motosikletin bizim evimizde ki adı ''motobisbisdi''. Literatüre kattığımız bir kaç kelimeden sadece bir tanesi bu. Teşekkür etmenize hiç gerek yok bizim için şerefti.

Yıllar Geçmiş ÜstümüzdenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin