9. BÖLÜM

470 18 13
                                    

Oy ve yorumlarınızla destek okursanız çok sevinirim 🐼🖤 tişikkirler tişikkirler

Kelime hatası gördüğünüz, eksik cümle gördüğünüz yerlerde not bırakarak uyarırsanız çok sevinirim çünkü fark edemiyorum  bazen. Şimdiden teşekkürler ♥️

Büroda oturmuş hem işlerimi yapıyor hem de Merih'in gelmesini bekliyordum. Yine bir harbe hazırlanıyormuşum gibi hissediyordum. Çok yorulmuştum sürekli kavga etmekten. Daha yeni dönmüştü ama biz belki de hiç bu kadar zıt gitmemiştik birbirimize. Evliliğimiz ilk aylarında daha normal diyebileceğimiz seviyedeyken , son aylarda- ki zaten totalde bir yıl evli kalmış ve anlaşmalı olarak boşanmıştık- neredeyse iletişim kuramayacak kadar görmüyorduk birbirimizi. Ona tam yaklaştım diyordum, evet bu sefer oldu seviyor beni diyordum, sonra Merih'e bir şey oluyordu ve tekrar başa dönüyorduk. Merih son zamanlarda ruh gibi dolaşıyordu evde. Siz şimdi doğal olarak diyeceksiniz ki o zaman bu çocuklar nasıl oldu ? haklısınız. Biz boşandığımızda ben üç aylık hamileymişim. Ancak o dönem yaşadığım stresten ve regli dönemimim de devam etmesi nedeniyle bu ihtimali aklıma getirecek bir olay yaşamadım ya da ben fark edemedim.

Ben düşüncelere dalmışken büro telefonunun çalmasıyla birlikte kendime geldim.

-Efendim.

-Afra hanım Merih bey geldi.

Geliyor gelmekte olan. Gazamız mübarek olsun.

-Tamam canım. Gönderebilirsin.

-Tamamdır Afra hanım.

Derin bir nefes aldım ve tam o an kapı çaldı. Her daim kibardır, karşısında ben olmadığım sürece.

-Gel.

Tüm heybetiyle girdi içeri. Ayağa kalktım, odanın ortasına gelmişti o da yanına giderek elimi uzattım. Tüm müşterilerime yaptığım bir şeydi bu ona özel değil.

-Hoş geldin.

Diyerek masamın karşısında ki tekli koltuğa yönlendirdim elimle.

-Hoş buldum.

Dedi ve oturdu koltuğa. Ben de karşısındaki koltuğa oturdum.

-Ne içersin , çay ,kahve ?

-Bir şey içmek istemiyorum. Bir an önce bu konuyu mantıklı bir zemine oturtmak istiyorum.

-Peki. Sen önce merak ettiklerini sor, sonra ben boşlukları tamamlarım.

Kafasını sallayarak onayladı ve gözlerini gözlerime sabitleyerek - hiç bir ifademi kaçırmak istemezcesine- başladı konuşmaya.

-Öncelikle çocukları ne zaman öğrendin ve bana neden söylemedin.

-Sana ayrılmak istediğimi söylediğim günden bir hafta sonra. Ve söylemememin sebebi ise senin hayatını bir kere daha mahvetmek istemememdi.

- Ne demek mahvetmek ya çocuklarım benim hayatımı mahvetmez asla.

Yüzümde oluşan hafif tebessüm ile cevapladım onu.

-Bunu şuan çocuklarının varlığını bildiğin için söylüyorsun. Eğer o dönem sana gelip çocuk istediğimi söyleseydim kabul etmeyecektin. yanlış anlama hamileliğimi sonlandırırdın demiyorum. hiç olmayan bir çocuğu yapmak istemezdin. Sebebini sende bende biliyoruz üstelik değil mi ?

-Neymiş sebebi.

-İlla duymak istiyorum diyorsan söyleyeyim. Sen beni sadece arkadaşın olarak sevdin. Çocuğunun annesi olmasını isteyeceğin aşık olduğun kadın olarak değil. Haksız mıyım ?

Yıllar Geçmiş ÜstümüzdenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin