Selin: Gizolya? O kim ?
Zemheri: Sensin. Adını da mı unutturdular sevgilim.
Selin: Benim adım Selin. Gizolya değil. Ayrıca sevgilim yok benim.
Zemheri: Hayır var. Senin sevgilin benim. Sanırım adımı unuttum hatırlatayım. Zemheri.
Selin: Zemheri ? Benim tanıdığım tek Zemheri vardı o da kardeşim gibiydi. Zaten öldü.
Zemheri: Belkide ölen o değil ikiziydi.
Selin: Onun ikizi yok!
Zemheri: Konuyu dağıtmak gibi olmasın ama madem tanımıyorsun neden konuşmaya devam ediyorsun.
Selin: Doğru gitmeliyim.
Zemheri: Tam zamanı!
Arkamı döndüğümde bianda bana sarıldı ve ağzımı kapattı. Sonra kucakladığı an bayılmışım. Bayıltıcı kokulu seni.
~1 saat sonra~
~Lamia'nın ağzından~
Selin gideli 1 saat olmuştu. Çoktan ayaklanıp gitmiştim. Eşyalar elimde yürüyordum. Lavaboda yoktu. Tüm ormanı aradım bulamadım. Telefonu çalıyordu ama açmıyordu. Fazlasıyla korkmuştum. Polise haber verdim.
-SELİİİN! SELİİİN! NERDESİİİN! SELİN KORKUYORUM!
1 saat sonra telefonum çaldı.
~Zemheri'nin ağzından~
Selin'i bayıltıp minik kulübeme götürdüm. Ormanın bitiminde arkası dağa bakan iki ağaç vardı. Tabii dağın içinde de mağara. O mağara benim kulübemdi. Ağaçların dalları çok sık olduğu için görünmüyordu.
Selin ayılmadan onu misafir odama götürdüm ve yatağa yatırdım. Çok güzel duru güzellikte bir kızdı. Onun benim olacağı 10 yaşında belirlenmişti daha. O yaşta bile çok tatlıydı. Uyandığında ondan izin isteyerek onu kendi boyutuma götürecektim.
Uyandığında güçsüz olma ihtimaline karşı ona bol vitaminli bir tabak hazırladım. Çikolatalı yulaf lapası meyve tabağı ve sıcak mercimek çorbası. Bayılacaktı bunlara. Zaten yemek yemeyi çok severdi. Tepsiyi aldım ve odasına götürdüm.
Sanırım uyanıyordu. Kapıyı tıklattım. Ses gelmedi. Kapıyı biraz açıp kapının yanındaki masaya tepsiyi bıraktım. Üzerine" Uyanınca odadan çık." yazılı kağıdı da bıraktım ve kapıyı örttüm.
Odasının kapısına bakan koltuğa yayıldım. Evet bildiğin yayıldım. O sırada odanın kapısı açıldı. Sevinçle oraya baktım.
~Selin'in ağzından~
Gözümü açtığımda garip ama sade bir odadaydım. Kıyafetlerim aynıydı. Sevinmedim değil. Etrafa göz gezdirdiğimde yemek tepsisini ve üzerindeki kağıdı gördüm. Zaten burası küçük bir odacık gibi birşeydi. Notu okuyup odadan çıktım. Zaten nerede olduğumu tahmin ediyor ve korkuyordum. Sonuçta tanımadığım bir adam.
Kafamı sola çevirdiğim gibi Zemheri'yi gördüm. Sevinçle ve "sonunda uyandın" der gibi suratıma bakıyordu. Ne var ağır uykum varsa. Gerçi uyku değil bu adam beni bayılttı.
- Selin gel. Anlatıcam nolduğunu. Ama istersen önce Lamia'yı ara kız merak etmesin. Eve dönmesini söyle. Benimle gelmek istemezsen söz ben seni götüreceğim evine. Bana güven. Lütfen. Ayrıca Lamia polislere haber verdi söyle buldum desin boşuna yorulmasınlar zaten burayı bulamazlar.
-Güvenmiyorum ama dediğini yapmaktan başka şansım yok sanırım. Telefonum nerede ? Ya da çantam ?
- Çantanı odadaki yatakbaşı çekmecene koydum. Orası misafir odası bu arada merak etme. İlk sana kullandım boş boş duruyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gizemlerle Dolu
HorrorOrmanda arkadaşıyla piknik yapmak isteyen bir kızın karşılaştığı varlığın hayatına getirdiği yenilikler, belki de nefretler... Zemheri: Merhaba! Selin: Merhaba? Da sen kimsin? Zemheri: Ben mi kimim? Beni nasıl tanımazsın ? Selin: Evet. Sen kimsin...