12. Bölüm

144 5 0
                                    


(Elif'den)

Evde dönüp dolaşup durdum telefondan Deniz ablanın aramasını bekliyordum ama yok kimse aramıyordu. Dedim ve masanın üstündeki telefonum çaldı ve elime aldım arayan Berkay dı açtım ve kulağıma koydum.

(Telefon konuşması)

Elif: Alo?

Berkay: Elif sana bişi dicem ama sakin ol tamam mı?

Oturduğum yerden ani bir şekilde kalktım.

Elif: Berkay noldu söyle

Berkay: Hazal'ın ablası ve bir çocuk araba kazası geçirdi

Elif: N-ne!? Ne diyorsun hangi hastane!?

Berkay: ******* hastanesi

Elif: Tamam hemen geliyorum

(Telefon konuşması bitti)

Hemen kapıya doğru koştum ayakkabılarımı giydim evden çıktım bir taksi çağırıp hastanenin ismini söyledim ve oraya doğru sürdü şoför. Hüngür hüngür ağlıyordum.

Hastanenin içine girdim ve sekretere.

Elif: Hazal Kaya'nın odası nerde!?

Sekreter: 3. Kat 2. Ameliyathane
Hemen asansöre fırladım 3. Kata basdım ve 3. Kata geldi hemen indim ameliyathanenin oraya doğru koştum ve orda Berk Berkay Emre abinin ailesi burdaydı ve Yusuf vardı. Yusuf beni gördü ve bana doğru geldi ve ona sarıldım hüngür hüngür ağladım o da karşılık verdi Yusuf da ağlıyordu.

(...)

Aradan yarım saat geçti ve içerden doktor çıktı.

Doktor: Hazal Kaya'nın yakınları?

Doktorun yanına gidip biziz dedik.

Elif: Nasıl durumu iyi mi?

Doktor: Hastamız iyi şuan dinleniyor kolunda bir kırık var o yüzden alçıda kolu hastamız odaya alındığında görebilirsiniz tekrardan geçmiş olsun

Elif: Doktor bey Deniz Kaya ve Emre Sönmez durumları nasıl?

Doktor: Üzgünüm benim bir bilgim yok ama birazdan biter ameliyat

Dedi ve tamam dedim sonra gitti Hazal'ı odaya aldılar ve odaya girdim. Aradan 5 dk sonra kapı çaldı ve gir dedim gelen Yusuf du yüzünden düşen bin parça.

Elif: N-noldu?

Yusuf: Deniz ve Emre..

Elif: Noldu onlara!?

Yusuf: K-kaybettik...

Dedi ve elimle ağzımı kapattım sessiz bir şekilde ağlamaya başladım. Nasıl olurdu ya o öldü mü? Hazal'a nasıl söyleyecektim ablasının öldüğünü Yusuf gelip yanıma oturdu ve bana sarıldı.

(Hazal'dan)

Gözlerimi açtığımda duvarla göz göze geldim her yerim ağrıyordu kafamı sola çevirdim Elif ve Yusuf'u gördüm ağlıyorlardı.

Hazal: E-elif?
Dedim ve ikiside bana baktı mahvolmuş gibiydiler. Koluma baktım alçıdaydı aklıma ablam ve eniştem geldi.

Hazal: Elif ablam ve eniştem onlar nasıl? Öğğhhö!

Elif: Ş-şey ablan ve e-enişteni-
Sözünü bölen hüngür hüngür ağlamasıydı. Yusuf konuştu.

Yusuf: Kaybettik..

Hazal: N-ne!?
Nasıl ablam ve eniştem öldü mü!?

Hazal: Hayır hayır hayır ölmedi onlar ölemezler ablam beni bırakıp gitmez benim ondan başka kimsem yok!
Dedim ve kolumda serumu çözmeye başladım.

Elif: Hazal dur yapma sakin ol

Hazal: Nasıl sakin olayım ya ben gidiyorum

Elif: Hazal dur nereye!?

Hemen odadan dışarı çıktım ve Berk Berkay eniştemin ailesi burdaydı eniştemin ailesi hüngür hüngür ağlıyorlardı. Ameliyathaneden sedye çıktı ve üstü beyaz bir örtü ile kapalıydı.

Hazal: Durun nolur bir göreyim ablamı nolur!
Dedim ve durdular örtünün üstünü yavaş bir şekilde açtım ve ablamın cansız bedeniyle karşılaştım elimle ağzımı kapattım ve ağlamaya başladım. Geri geri giderek duvara yapıştım ve yere çöktüm hüngür hüngür ağlamaya başladım.

Yanıma Elif geldi ve sarıldı.

Elif: Hazal lütfen sakin ol hadi kalk ayağa gidelim olur mu?

Ayağa kalkacak gücü kendimde bulamıyordum. Yusuf içerde benim eşyalarımı topluyordu ve yanımda Elif vardı.

Elif: Hadi kalk bitanem eve gidelim olur mu?

Ayağa kalkamıyordum. Yanıma Berk geldi ve beni kucağına aldı asansöre doğru yürümeye başladı. Diğerleri de arkamızdan geliyordular. Ne ara arabaya bindik bilmiyordum başımı cama yasladım ve dışarıyı seyretmeye başladım. Arka koltuğa baktım kimse yoktu arabada ben ve Berk vardı sadece. Nereye götüreceğini bilmiyordum umrumda bile değildi gözümden akan yaşları durduramadım. Aradan 10-15 dk sonra Berk arabayı park etti kendi kapısını açıp indi arabanın ön tarafından dolanıp benim kapımı açtı ve arabadan indim. Berk koluma girdi ve yürümeme yardımcı oldu sahile gelmiştik ve sahilin yanında 2 katlı bir ev vardı tek mutlu olacağım yer denize bakıp dalmak..

Eve girdik ve beni şöminenin yanındaki koltuğa oturttu. Vücudum titriyordu üstümü bir örtü örttü ve yanımdan ayrılıp mutfağa gitti. 5 dk sonra omzumda bir el hissettim ve yerimden sıçradım bana dokunan kişiye baktım Berk di.

Berk: Üzgünüm korkutmak istemedim

Hazal: Önemli d-değil
Sanki sesim çıkmamıştı Berk'in duyabileceği ses tonunda konuşmuştum. Elinde iki tane kupa vardı birisini elime aldım ve sıcak çikolata vardı en sevdiğim di bir yudum aldım Berk de yanıma oturdu.

Hazal: Elif ve Yusuf nerde?
Diye sordum bana baktı ve kupasından bir yudum aldı ve konuşmaya başladı.

Berk: Elif'e söyledim "Hazal'ı huzurlu hissedeceği yer neresi?" dedim Elif de bana "sahile götür orda kendini mutlu hisseder" dedi bende seni buraya getirdim

Hazal: Sağol ama zahmet etmeseydin keşke

Berk: Bişi olmaz

Hazal: Neden bana yardım ediyorsun?

Berk: Gel istersen üzerini çıkar rahat edersin

Başımla onayladım ve yukarı çıktık onun odasına girdik dolabını açıp bol bir tişört altıma şort verdi. Sonra odadan çıktı verdiklerini giydim odasında ki banyoya girdim aynadan gözlerime baktım gözlerim kan çanağı olmuştu yüzümü yıkadım saçımı da topuz yapıp çıktım. Aşağı indim Berk'e bakındım ama yoktu masanın üstündeki kupamı aldım ve bahçeye çıktım. Sahile doğru yürümeye başladım yere oturdum ve denizi seyretmeye başladım göz yaşlarımı tutamayıp ağlamaya başladım sessiz bir şekilde..

(Bölüm sonu.. Bu bölümü biraz geç attım özür dilerim vaktim olmadığı için atamadım tekrardan özür dilerim medya da şarkı var onu dinlemenizi tavsiye ederim iyi okumalar🦋🤍)



PSİKOPAT Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin