BALAYI

325 22 27
                                    

Apar topar Paris’e gitmek için yola koyulduk. O kadar halsizlikten sonra nihayet araba durdu ve şoför
beni arabadan indirmek için kapıyı açmıştı ki Berat adama bir şeyler söyleyip gönderdi. Beni arabadan
o indirecekti.

“Gel bakalım buraya ufaklık”

“Ufaklık derken ben o kadar küçük müyüm?”

“Bana bakılırsa baya küçüksün ufaklık”

“Beni neden sen taşıyorsun ki ali abi beni taşırdı.”

“Canım ne istiyorsa onu yaparım. Canım öyle istedi ve yaptım itirazın mı var? “

“Tabi ki var indir beni yere. “

“Tamam bırakırsam yere düşersin. “

Sıkı sıkı tuttum yakalarını bunun niyeti niyet değil atar beni aşağı.

“Tamam tamam dur şuan hiç yere düşmek gibi bir niyetim yok. “

“Güzel sıkı tutun bakalım ufaklık”

Berattan kesin ve net nefret ediyordum ve hala ediyorum. Ne ufaklığı ya 22 yaşındayım
ben ufaklıkmış göstereceğim ben sana ufaklığı. Aptal herif. Ben ufak değilim sen büyüksün anla şunu artık.

Beni kucağına aldığı andan beri bir şeftali kokusu yayılıyor etrafa. Burnum şeftali kokusuna aşık oldu diyebilirim. Niye böyle kokuyordu ki sadece bu güne mi özeldi acaba yoksa kendi kokusu hep böyle mi?

Ne güzel burnum 22 senedir güzel koku almıyordu. “
“Ne saçmalıyorsun ya benim kokum da güzel. “
“Aynen kiraz güzeli. “
“Canımı sıkma sus iç ses mümkünse hiç konuşma. “

...

(Paris)

Gözlerimi açtığımda bir otel odasındaydım. Neler olduğunu az çok hatırlıyorum. Berat beni uçağa kadar kucağında taşıdı, sonra yerine oturdu ve ben uyuya kalmışım.

Ne ben Berat’ın yanında mı uyuya kaldım? “
“Evet Nazlı sen aptalsın “
“Evet öyleyim iç ses şimdi kapa çeneni”

“Bir şey mi oldu 10 dakikadır bir şeyler eveleyip geveliyorsun?”

“Ha? “

“Diyorum ki bir şey mi oldu eveleyip geveliyorsun? “

“Yok bir şey olmadı. “

“İyi. “

“Sen niye benim yanımda uyudun başka yer yok mu? “

“Karımın yanında yatarken izin alacak değilim. Hem çok şikayetçiysen koltuk da yatabilirsin. “

Afallamıştım onu her gördüğümde aklım ve kalbim yerinden çıkmak için savaş veriyor.

gözleri bal, saçları yakamoz, sesi melodi, duruşu asalet * nasıl olur da bu kadar kusursuz olabilir ki ?

“Hey sana diyorum bir şey yiyecek misin? “

“Ha?“

"Sen iyi misin bir yerlere dalıp duruyorsun? “

“Ha şey iyiyim bir şeyler söyle bana da fark etmez benim için “

“Tamam “

Öküz herif koltukta ben yatayım ha sen görürsün akşam seni yataktan atayım da gör pis herif, kas
yığını, allahın şebelek maymunu seni.

Berat oda servisini arayıp bir şeyler getirmelerini söyledikten 5 dakika sonra oda servisi yemekleri getirdi.

“Bak burada her şey var bir şey olursa haber et aşağıda barda olacağım.”

“Tamam iyi eğlenceler?

“Sağ ol karıcım “

Odanın kapısını usulca kapattı ayak sesleri tüm koridorda yankılandı ve bir süre sonra uzaklaşmaya başladı...

“Karım dedi ya “
“Karısı değil misin? “
“Değilim tabi o formalite. “
“Sen salaksın Nazlı “
“Evet salağım iç ses şimdi sus. “

Bir saat oldu yemeğimi yedim ve çizgi film izlemek için televizyon kumandasına uzandım. Carttoon
Network izlemek çocukluğumda en sevdiğim aktivite idi ve hala da öyle bir ömür de böyle olacak.
Çocukluğum diğerleri gibi koşup eğleneyim, atlayıp zıplıyım yaramazlık yapalım diyen taraf değildim ben hep sakin olan tarafım. Çizgi filmimi açar akşama kadar bıkmadan usanmadan izlerdim.

Çocuk musun sen? “
“Ne alaka iç ses? “
“Çocuklar ancak çizgi film izler aç bir magazin “
“Aptallar ancak böyle bir düşünceye sahiptir. Sus ve konuşma iç ses. “

DÜŞMANDAN AŞKA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin