Yeni bölüm.
Davul çaldığını düşünün. 🥁
_____________________________Peter köşede birileriyle konuşuyor, Remus ve Sirius dans ediyorlardı. James ise birkaç kişiyle sohbet ettikten sonra kendini boş bulduğu yere atmıştı.
İçkisini yudumladığı sırada gözleri yalnız başına duran Regulus'a takıldı. O an düşündüğü tek şey Regulus'un görünüşünün ne kadar kusursuz olduğuydu.
Anlık bir cesaretle ayağa kalktı ve onun yanına gitti.
- Selam. Yalnızsın sanırım?
- İyi oluyor böyle.
Genel konuşmalarını düşündüğünde bu aralarında geçen en tersleme içermeyen konuşmaydı.
- Bir şeyler içelim mi? Benden.
Gülümsemesine karşılık verdi Regulus.
- Olur.
Bütün gece içtiler. Regulus, James'ın aksine daha çok içmiş olduğundan sendelemeye başlamıştı.
- Seni eve bırakmamı ister misin?
- Sen kimsin?
- Abinin arkadaşıyım.
- Adın yok mu?
- Bilmem var mı?
- Ama ben anlamıyorum böyle konuşunca. Neden net değilsin, diye dudak büzdü.
Vermek istediği karşılığı verememek James'ın moralini bozuyordu. Yine de çok şey yapmamaya çalıştı. Regulus'u belinden tuttu ve çıkışa ilerlediler.
Yol boyunca arabada kimse konuşmadı. Regulus sızmıştı çünkü.
Eve vardıklarında James koltuğundan indi. Regulus'un kapısını açtı. Uyurken bile o kadar güzel gözüküyordu ki.
Onu kucağına alıp binadan içeri girdi. Regulus tek başına yaşamaya başlamıştı bu yıl.
Anahtarları montunun cebinde buldu ve eve girdiler.
Regulus'u yatağına yatırdığında dayanamadı saçlarını karıştırdı. Kaybolmak isteyeceği kadar mükemmeldi. Belki de çoktan kaybolmuştu, kim bilir?
- Saçlarım güzeller mi?
James beklemediği tepkiyle irkilerek kendini geri çekti.
- Çok dağılmıştı düzeltmek istedim.
- Öyle olsun, diye mırıldandı bu sefer Regulus.
Sonra tekrar gözlerini kapattı. James de hızlıca dışarı çıktı. Kalbi deli gibi çarpıyordu. İşin asıl zor tarafı hemen eski haline dönemeyecek oluşuydu.
________________________
James, sakin ol.