James
Çok içmeRegulus
İzin almam mı gerekiyor Bay Potter?James
Bay Potter demekRegulus
Hoşuna gitmedi mi?James
Gitti
Fazla hoşuma gitti hattaRegulus
SevindimJames
Ne zaman çıkmayı düşünüyorsunRegulus
Bilmem
Sıkılınca giderimJames
Bana geçelim desem sıkılır mısın buradanRegulus
Sen vdidis misisn|
Kulağa güzel geliyorJames
Arabayı almaya gideyim mi o zaman?Regulus
Zahmet olmazsa Bay PotterJames
Hala Bay Potter diyorsunRegulus
Hoşuna gittiğini sanıyordum
Fazlasıyla :)James
Evet dediğimin arkasındayımRegulus
Arabayı getirmezsen eve gidemeyiz
FarkındaysanJames
Doğru
GetiriyorumRegulus
:)|***********
- Eve gitme teklifimi kabul ederken bu kadar istekli olduğunu düşünmemiştim, dedi James gülümseyerek.
- Evini merak ediyorum ondandır, diye karşılık verdi Regulus.
Yüksek sesli bir müzik yolculuğunun ardından eve geldiler.
James'in evi gri renklerle tasarlanmıştı. Mutfak ve oturma odası iç içeydi. Oldukça rahat koltukları vardı. James burada sızdığında bir yerlerinin ağrısıyla uğraşmazdı.
- Film izlemek ister misin?
- Bize gidelim film falan izleriz gibi oldu. Gerçi beni çağırırken bunu söylememiştin.
- Bunu evet olarak kabul ediyorum. Filme karar ver. Ben yiyecek ve içecek bir şeyler getireyim.
Regulus onaylar şekilde kafasını sallayıp kendini koltuğa attı. Kumandayı eline aldı ve önüne gelen ilk filmi açtı. O an içinden düşünmek gelmemişti pek.
James de elindekiler ile geldi. Kadehleri doldurup Regulus'a uzattı.
- Teşekkürler.
- Önemli değil.
Regulus filmi izlerken kafasını James'in omzuna yaslamıştı. James bu durumdan hiç rahatsız değildi tabi ki. Regulus'un saçlarının ne kadar güzel koktuğunu düşünerek filmi izlemeye geri döndü.
Film bittikten sonra omzunda yatan çocuğu uyandırmamaya çalışarak yavaşça ayağa kalktı. Sehpanın üstündekileri alıp mutfağa bıraktı.
Sırıtmadan duramıyordu iki gündür. O günün üstünden iki gün geçmişti. Mutfaktaki yakınlaşmalarının yani. Hala nefesini kesecek kadar etkileniyordu bu olaydan.
Regulus'u dikkatlice kucağına alıp odasına götürdü. Yatağına yatırdı. Onu koltukta öylece bırakmak ayıp olurdu. Koltukta kendisi yatabilirdi.
Işığı söndürüp odadan sessizce çıktı.
**********
Regulus sabah uyandığında nerede olduğunu anlamakta zorlandı. Sağına soluna baktı. Kesinlikle kendi yatak odasında değildi.
Derken aklında dün gece canlanmaya başladı. James ile mesajlaşmaları, onun evine gelmesi, film izlemeleri.
- Film izlerken uyuyakalmış olmalıyım.
Mutfaktan gelen tabak sesleriyle irkildi ve ayağa kalkıp mutfağa gitti.
James kahvaltı hazırlamıştı. Her şey gözüne çok lezzetli görünüyordu şu an. Ne kadar aç olduğunu fark etmişti.
- Bu kadar becerikli olduğunu bilmiyordum Bay Potter.
- Hala Bay Potter diyorsun.
- Ve sen bundan hoşlanıyorsun.
- Evet. Ee oturmuyor musun?
- Oturalım bakalım.
**********
- Ellerine sağlık. Benim kadar olmasan da fena değilsin.
- Bu da bir iltifat sonuçta.
İkisi de gülümsedi. Regulus birden durdu. Uzun zamandır içinde tuttuklarını artık söylemek istiyordu. İki gün önce kendini aşıp ilk defa dile getirmişti hissettiklerini. Ama hala söylemesi gereken daha çok şey vardı.
- James.
- Efendim.
James onun ciddileştiğini fark edince biraz diklenmişti oturduğu yerde. Güven verircesine ona bakıyordu.
- Geçen gün olanlar... Bak, ben... Hiçbir zaman böyle şeyler hissetmedim. Hissedeceğime de inanmazdım. Seni gördüğümden beri işler düşündüğüm gibi gitmiyor. Başta bunların gelip geçici hisler olduğunu düşünüyordum ama öyle değiller. Senden hoşlanmıyorum. Sana aşığım.
Regulus bakışlarını James'e dikmiş. Tepkisini bekliyordu. Birkaç hafta önce bunu yapsaydı James'in onu ciddiye almayacağını, şu an ise hissetiklerinin karşılıklı olduğunu düşünüyordu.
Ve James'in ağzından çıkanlar düşündüklerini doğrular nitelikteydi.
- Ben de sana aşığım.
____________________
Kafam aşırı karıştı aralarını nasıl yapacağım konusunda. Anlamışsınızdır.
Olduğu kadar diyelim.
Diğer bölümü bu kadar bekletmem, sizin de okumanıza bağlı.
Ayrıca aklımda yeni hikaye fikirleri var ama bakalım.
Kendinize iyi bakın. Görüşürüzz.<3