Bölüm 3

22 4 0
                                    


Oy ve yorumlarınızı bekliyorum...


"Ben de senden bahsettimmmm.. anlatırken fark ettim..."

Arka fonda çalan şarkının ritmiyle dans ederek evi toparlamaya çalışıyorum. Cidden çalışıyorum çünkü bitmiyor. Yani sen tek başına yaşayan birisin. Nasıl olur da bu ev bu kadar dağılabilir Bahar?

Çamaşır makinasının bittiğini belirten ses gelince elimdeki katladığım pantolonu kenara atıp banyoya geçtim. Çamaşır makinasının kapağını açar açmaz yüzüme buram buram vuran yumuşatıcı kokusuyla biraz abarttığımı söylemem gerekebilir.

Olsun. Güzel kokan nevresimler her zaman iyidir. Zaten o hastane kokusundan sonra yumuşatıcıyla yıkanmadığıma dua edin.

Hastane demişken oradan nasıl ayrıldım inanın hiç bilmiyorum. Sinan'la baş başa kalınca ne yapacağımı şaşırmıştım. Ki onunda aynı durumda olduğunun farkındaydım. Baktım ikimizde konuşmuyoruz daha fazla odada kalmanın bir anlamı olmadığına karar verdim.

Tam çıkıyordum ki Sinan'ın kurduğu cümleyle ona dönmüştüm. Teşekkür ediyordu. Yüzümde ufak bir tebessüm oluştu. Nedensiz bir şekilde mutlu olmuştum. Onunla konuşmak istiyordum. Yani.. neler olduğunu, neden bu durumda olduğunu merak ediyordum.

Ağzımı açıp cevap verecekken şimşek edasıyla açılan kapı yüzünden refleksle kendimi kapının arka tarafına attım. Kapıdan ağlayarak ve 'dayı' diye bağırarak giren kızlarla şaşırıp kalmıştım.

Biri uzun diğeri kısa saçlıydı. Birinin üzerinde mini, şık bir elbise varken, diğerinde kumaş pantolon ve beyaz bir gömlek vardı. Anlayacağınız birisi beyazken diğeri siyahtı.

Sinan'ın her iki yanında duran kızlar, onu soru yağmuruna tutmaya başlamışlardı. O kadar konsantreydiler ki hemen arkalarında duran beni bile fark etmemişlerdi. Daha sorduklarının soruların cevabını almadan diğer soruya geçiyorlardı.

En iyisi daha kimse tarafından fark edilmemişken usul usul odadan ayrılmaktı. Odadan ayrılmadan önce Sinan'a son kez bakış attım. Hiçbir soruyu cevaplamadan tabiri caizse kızlara alık alık bakıyordu. Kafasının karışmış olduğu belliydi.

Hastaneden ayrıldıktan sonra dışarda kahvaltı yapıp, eve geçtim. Biraz uyumaya çalışmış, bir türlü uyuyamayınca kalkıp temizliğe girişmiştim. Çıkan nevresimleri asıp, yatak odasına geçtim. Orayı da toparladıktan sonra televizyonun karşısındaki sarı kanepeye kendimi bıraktım.

Sinan ne yapmıştı acaba? İnşallah kızlardan kendini kurtarmayı başarmıştır. Yeğenleri olmalıydı. Nasıl bir dayıydı? Kızlar zırıl zırıl ağlayarak içeriye girdiklerine göre çok seviyor olmalıydılar.

Aman. Sonuçta bir daha görmeyeceğim birisini bu kadar kafaya takıp, düşünmek çok gereksiz.

Yastığın altında sıkışan kumandayı çıkarıp televizyonu açtım. Yaşadığım şu aksiyonlu gecenin üstüne en iyisi komik bir film izlemekti.

**

Lütfen bu ses alarm olmasın. Lütfennn...

Yastığın altında titreyerek çalan telefonumun alarm olduğuna o kadar eminim ki.. Telefonu alıp duvara fırlatmamak için zor duruyorum.

Zor bela sıcacık yatağımdan çıkıp hazırlandıktan sonra evden çıktım. Kafe evimle yürüme mesafesindeydi. Bu hayatta en iyi olan şeylerden biride evine yakın iş.

Öğlene kadar mutfaktan çıkamamıştım. Emre ile olanlar hakkında konuşmak istiyordum ama mutfakta o kadar eksik vardı ki bir türlü işleri bitirememiştim.

BAHAR GÜZÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin