Derya, yüzüne vuran güneş ışıklarıyla birlikte uyanır. Sağına soluna baktığında yatakta yalnız yattığını görür. Bir an Önder'in gittiğini unutup 'Önder.' diye bağırarak yatakta doğrulur ama sonra hatırlar gittiğini. Başını eline dayayıp bir süre öylece durur. Komodin'in üzerinden telefonunu alır ve Önder'e mesaj atar.
"Günaydın. Sensiz uyanmak hiç güzel değilmiş."
"Günaydın güzelim. Al benden de o kadar. Yıllardır yattığım yatak yabancı geldi, tüm gece uyuyamadım. Acaba diyorum biz boşandığın gibi evlensek mi ya?"
"Ya hayır biraz tadını çıkaralım sonra zaten evlenicez."
"Ne kadar çıkarıcaz tadını bana belli bir süre verebilir misiniz?"
"Bilmiyorum vallahi 3 5 ay olabilir 1 sene olabilir."
"1sene mi? 1 sene.."
"Tamam o 1 sene biraz abartı oldu."
"Biraz mı? Neyse bunu vakti gelince konuşuruz."
"Aynen öyle. Ben şimdi fırına gidiyorum geç bile kaldım açmaya."
"Tamam güzelim kolay gelsin. Bende okula gidicem."
"Sana da kolay gelsin canım."Gülümseyerek yataktan kalkar ve hazırlanıp fırına geçer. Gittiğinde kapının önünde dikilen Önder'i görür. Şaşkınlığını gizlemeye çalışarak yanına gider.
"Hani okula gidiyordun?"
"Seni özledim sürpriz yapmak istedim." diyip Deryaya sarılır.
"Çok güzel yapmışsın bende çok özledim."
"Kahvaltılık bir şeyler de getirdim birlikte ederiz diye."
"Harika düşünmüşsün hemen hazırlarız bir şeyler şimdi."
"Bugün çok şanslıyız dersim geç başlıyor baya vaktimiz var."
"Süper o zaman. Ben şunları alıp kahvaltı hazırlamaya geçeyim sende içerden masaları falan çıkartır mısın?"
"Elbette."Önder masaları çıkartırken Derya'da kahvaltıyı hazırlar. Birlikte yüzlerindeki gülümsemeler silinmeden kahvaltı ederler. Önder, Derya'nın masa üzerindeki elini tutar.
"Dün gece ve bu sabah çok acayipti ya. Sanki bambaşka bir şehirde tek kalmış gibiydim. Derya ben sana nasıl bu kadar çok alıştım?"
"Tam kişisine sordun bunu. Benim de senden farklı olduğum söylenemez."
"E o zaman neyi bekliyoruz Derya?"
"Ne için?"
"Evlenmek için. Ben seni mutlu edeceğimden eminim, seninle çok mutlu olacağımdan da eminim."
"Önder.. sorun mutlu edip etmemen değil ben seninle mutsuzluğa da varım. Ama daha sevgililiğin tadını çıkaramadık sürekli bir ayrılıklar falan. Ben yaşayamadığımız şeyleri dibine kadar yaşayalım istiyorum. Hem o sürede de nerede yaşayacağımıza, ne yapacağımıza karar veririz. Bu da 3 4 aylık bir süre o kadar da uzun bir süre değil yani bahar bilemedin yaz'ın başında evlenmişiz oluruz."
"Tamam güzelim haklısın sen ne dersen o. Bir daha bu konuyla ilgili konuşmayacağım."
"Hayır ama ya."
"Neyse acaba bu akşam başbaşa yemek mi yesek?"
"Olurr nerede?"
"Çok güzel bir restaurant biliyorum oraya rezervasyon yaptırırım."
"Ay nasıl hazırlanıcam ben ya."
"Çuval giyip gelsen yine çok güzel olursun." diyip elini öper.Derya gülümseyerek Önder'in elini tutar.
"Çok teşekkür ederim bu iltifatın için ama ben ciddiyim."
"Ya sen halledersin. Ciddiyim çuval giysen güzel olursun o yüzden çok kafana takma. Ama istersen alışverişe gidebiliriz öncesinde."
"Ha yok olmaz öyle sana sürpriz olacak giyeceğim kıyafet."
"O düğünde olmuyor muydu ya?"
"Bizde böyle canım."
"Eh peki madem." diyip saatine bakar. "Ohw ben burayı toplamana yardım edip gideyim derse geç kalıcam yoksa."
"Yok yok ben hallederim geç kalma sen."
"Kalmam kalmam içeri götüreyim bari."
"Peki madem."Birlikte masayı toparlar.
"Akşam 8de rezarvasyon. Sen hazır olunca haber verirsin alırım seni."
"Tamam canım. Akşam görüşürüz." diyip sarılır.
"Görüşürüz güzelim." diyip kulağına eğilir. "Sabırsızlanıyorum ne giyeceğin için." der gülerek.
"Sabreden derviş muradına erermiş. Bir kaç saat sabredeceksin."
"Ben yıllardır seni bulmak için sabretmişim bir kaç saatten mi bahsediyorsun? Neyse daha fazla tutma beni biliyorsun bana kalsa buradan gitmeye niyetim yok biliyorsun."
"Tamam hadi hadi daha eve gidip hazırlanacağım."
"Tamam gidiyorum bak."
"Giitt." diyip omuzlarından ittirir.
"Ne meraklısın gitmeme."
"Hayır akşam için hazırlanıcam yoksa gitmeni istediğimden değil."
"Hadi öyle olsun. Bir öpücük verde gideyim akşama kadar yoldaş olsun bana."