Önder, göğsüne değen nefesle uyanır. Derya olduğunu bilmesine rağmen melekler gibi uyuyan sevgilisini görünce gülümsemeden edemez. Rahatsız etmemeye özen göstererek telefonunu komodinin üzerinden alır. Kahvaltı edecek kadar vakitleri olduğunu görünce daha da rahatlar. Derya'nın saçlarını okşar ve kulağına doğru eğilir.
"Derya hadi uyan güzelim."
Derya sağa dönüp Önderin göğsünden düşer ama gözlerini açmaz.
"Güzelim hadi uyanman lazım."
Gözlerini aralayıp "Biraz daha lütfen." der.
Önder gülerek "Peki ben kahvaltı hazırlayana kadar uyu." diyip yataktan kalkar.Derya bir şey demeden gözlerini tekrar kapatır. Önder, eğilip Deryayı öper ve aşağı inip kahvaltı hazırlar. Tekrar yukarı çıktığında Derya'nın hâlâ uyuduğunu görür.
"Sevgilim.." diyerek yatağa oturur ve Derya'nın çıplak omzunda ellerini gezdirir. Derya "Ya Önder.." diyerek gözlerini tamamen açıp yatakta doğrulur. Ama ağrıyan başı engel olur ve yatak başlığına dayanır. "Başım çatlıyor. Çok mu içtim ben?" "Eh evet.. Hatırlıyor musun peki dün geceyi?" Derya başını sıvazlayıp "Bölük pörçük.." diyerek Önder'e bakar.
"Ne kadarını hatırlıyorsun?"
"Dans ettik, daha sonra sen beni kucaklayıp eve soktun, ikizin vardı.." Önder son duyduğu şeyle kahkaha atmadan duramaz.
"Sonrası yok mu?"
"Odaya çıktık öpüşerek sonrasını hatırlamıyorum ama tahmin edebiliyorum." der gülerek.
"Pişman mısın peki?"
"Hayır.. Böyle bir şeyden asla pişmanlık duymam."
"Sevindim. Dün gece sana demiştim pişman olacağın bir şey yapmanı istemem. Sarhoşken seni kullanan bir şerefsiz olduğumu düşünmenide.."
"Öyle bir şeyi yapmayacağını bildiğim için düşünmezdim. Pişman değilim ve olmam da. Ama hatırlamak isterdim o anı." Önder, Deryaya yaklaşır.
"Hatırlamak istiyorsan hatırlatabilirim.." diyip parmaklarını tişörtten boşta kalan bacaklarının üzerinde gezdirir.
"Çok isterdim ama gitmem lazım."
"Biliyorum güzelim ama kahvaltı edip öyle hem ilaç içersin. Başın çok mu kötü?"
"Evet.."
"Oy kıyamam ben sana." diyip Derya'nın başını göğsüne dayayıp saçlarının arasına öpücük kondurur.
"Hadi sen üzerine daha kalın bir şeyler giy birde üşütüp hasta olma."
"Hasta olsam bakmazsın yani?" der gözlerini kısarak.
"Olur mu öyle şey? Yanından bir dakika bile ayrılmam. Bilmiyormus gibi soruyorsun birde."
"Biliyorum şaka yaptım. Hadi sen in bende üzerimi değiştireyim."
"Eşofmanlarımdan giyebilirsin hepsi yeni yıkandı sweatlerim de orada senin evinmiş gibi rahat ol."
Derya gülümseyerek "Olurum." der. Önder öpmeye doyamadığı yüzünü tekrar tekrar öpüp odadan çıkar.Derya da Önderin kıyafetleriyle aşağı iner. Sweat o kadar büyüktürki üstünde elbise gibi duruyordur. Kollarını öne uzatıp
"Annesinin elbiselerini giyen çocuklar gibi oldum." Önder gülerek Derya'nın yanına gider.
"Benim bebeğim olduğun için normal." diyip sarılır.
"Çok tatlı olmuşsun." Derya dönüp Önder'e daha da yaklaşır. "Öyle mi?" der nefesi yüzüne değerek. Önder sadece "Hıhım." diyebilir. Derya dudaklarına yaklaşırken bir anda fake atıp "Bu sabah ne hazırladınız şef?" diyerek masaya doğru giderken Önder elinden tutup kendine doğru çeker. Saçlarını geriye doğru atarken "Acaba biz bugün her şeyi boş mu versek?" der gözlerini dudaklarında gezdirirken. "Önder saçmalama!" der sesinin yüksek çıkmasına özen göstererek. "Saçmalamıyorum gayet yerinde bir istek bence." Parmaklarını Derya'nın dudaklarının üzerinde gezdirir. Derya tam gözlerini kapatmış kendini ana kaptırırken toparlanır. Önderin ellerinden tutup masaya doğru çekiştirirken "Hadi sevgilim.." der.
"Bir dakika bir dakika sen ne dedin?"
"Hadi dedim?"
"Sonra bir şey dedin yanlış duymadıysam. Sev.." diyip parmak şıklatıp gözlerini kapatıp açar. "Sevgilim dedin."
"Evet.. yanlış bir şey mi dedim?" der yan yan bakarak.
"Hayır güzelim çok doğru bir şey dedin ama ne bileyim ilk defa ağzından duyuyorum hoşuma gitti." diyip elini omzuna atıp sarılır.
"Önder sende temas bağımlılığı olabilir mi? Bana dokunmadan duramıyorsun da."
"Evet sana karşı var sanırım." diyip elini geri çeker ve küsen çocuklad gibi durur. "Dokunmamı istemiyorsan dokunmam."
"Hayır saçmalama. Şaka yapıyorum."
"İyi hadi kahvaltımızı edelim sende daha geç kalma Kader sonra seni sorguya çekmesin."
Derya sofraya otururken "Ay birde öyle bir gerçeğim vardı benim. Aliye ne diyeceğim birde ben ya." diyip derin nefes verir.
"O hengamede ve anın güzelliği ile bende unutmuşum haber vermeyi ama tahmin etmiştir."
Çatalıyla oynayıp güler. "Anın güzelliği ha.."
"Hıhı senin hatırlamadığın o büyülü an. Hâlâ hatırlamak için bir şansımız var." diyip ağzına zeytin atıp göz kırpar.
"Hayır bu numaralarına kanmayacağım. Bir şey sorucam sana?"
"Sor güzelim."
"Gerçekten ikizin var mı?"
Önder tekrar kahkaha atar. "Hayır tabi ki yok."
"Neden bana ikizim dedin?!"
"Seninle uğraşmak hoşuma gidiyor."
"Hoşuna gidiyormuş! Yok bir daha senin yanında o kadar çok içmek. Beyimiz eğlence arıyormuş kendine."
"Aşkım sakin olur musun?"
"Sakinim ben." diye bağırır.
Önder içinden 'eyvah' der. Gülmemek için zor duruyordur.
"Off kimbilir daha neler saçmaladım."
"Hiçbir şey saçmalamadın, senin saçmalamaların bile çok güzel."
"Sus sen küsüm ben sana." diyip başını çevirir ve ellerini göğsünde bağlar.