Ertesi gün olmuş Önder dünden beri yüzünden silinmeyen gülümsemesiyle güne başlamıştır. Kafasını yastıktan kaldırmadan elini yukarı kaldırıp sağ elindeki yüzüğe uzun uzun bakar. Elinde ilk defa yüzük görmüyordur ama bu yüzük diğerinden farklıdır. En severek taktığı ve Derya ona ne yaparsa yapsın takmaya devam edeceği yüzüktür o. Sol eliyle yüzüğü okşar parmağından çıkarıp içindeki Derya yazısına bakar. Düşürmemek için tekrar yerine takıp kendisi de yataktan kalkar. Komodindeki telefonu alıp saat'e bakar. Saat 7dir. Deryayı arayıp mutfağa iner. Kahve yaparken Derya'da telefonu açmıştır.
Önder, Derya'nın "Günaydın sevgilim." diyen neşeli sesini duyunca yüzündeki gülümseme daha da büyür. Gülmekten ağzı ikiye ayrılacaktır neredeyse.
"Günaydın sevgilim." diyip endişeyle devam eder. "Umarım uyandırmamışımdır."
"Yok hayatım uyandırmadın. Biliyorsun ben bu saatte uyanmış oluyorum. Sen napıyorsun? Sesinden yeni uyandığın belli gerçi."
"Vallahi doğru yeni uyandım kahve yaptım kendime şimdi de balkona çıkıp bir keyif yapacağım. Sözlü olmanın keyfini tek başıma çıkaracağım ama olsun."
Derya, Önder'in son dediğine kahkahalarla güler. "Keyfiniz bol olsun Önder Koçak."
"Siz olsaydınız daha bol olacaktı Derya Öztürk.." diyip duraksar ve yan yan gülerek "Koçak." diye ekler.
"Koçak.. Yakışıyor da."
"Sana her şey yakışır güzelim. Bugün ne yapacaksın? Ben seni çok özlüyorum ya her gün seninle olmak istiyorum. Böyle gidip gelmeye uğraşmayıp direkt evlensek.."
"Öndeerr.." der gülen ama uyarıcı sesle. "Bunu konuştuk sevgilim. Az kaldı ve ilk adımı attık." diyip kafasını yüzüğüne indirir. Kocaman gülerek "İkimizde de birbirimizden bir parça var. Bunlar bir kaç ay sonra sol elimize geçecek ve oradan bir daha çıkmayacaklar." der.
"Yüzüğün içine baktın mı?"
Derya soru karşısında şaşırır. "Hayır.. bakmam mı gerekiyordu?"
"Sen bak bir."
Yüzüğü çıkarıp içine bakar ve gördüğü 'Önder' yazısıyla daha da gülümser. "Önder bu.. çok güzel. Böyle bir şey beklemiyordum."
"Bende de Derya yazıyor. Alnıma dövme yaptırmayı da düşünmüştüm ama insan içine çıkıyoruz diyip vazgeçtim ama senin ismini bir şekilde yanımda taşımam gerekiyordu."
Derya gülmekten konuşamıyordur. Önder'de o dövmeyi yaptıracak potansiyelin olduğunun farkındadır. Şimdi gaza getirse bir kaç saat sonra yanına alnında Derya yazarak gelir.
Önder, Derya'nın neye güldüğünü anlayamadığı için kaşını çatarak "Sen neye gülüyorsun?" diye sorar.
Derya nefesini düzenleyip "Dövme.. dövme yaptıracak potansiyelde olmana gülüyorum." der zorla.
"Tamam o potansiyelimiz var da sana var yani bunu herkesin görmesine gerek yok değil mi? Neyse sen bugün ne yapacağını hâlâ söylemedin?"
"Bugün komşular gelecek hayırlı olsuna. Hayır daha dün sözlendik yani ne gerek var böyle şeylere. Yüksek ihtimal akşama kadar onlarla olurum."
"Hadi ya tüh. Neyse eğer işin erken biterse seni dinlendirmek isterim."
Derya dudaklarını dişlerinin arasına alarak "Hımm nasıl dinlendirmek bu?" der cilveli cilveli.
"Görürsünüz Derya hanım. Hadi ben şimdi kapatayım okula gideceğim senin de çok işin var belli. Görüşürüz sözlücüm."
"Görüşürüz aşkım."