Kazanın üzerinden 3 gün geçmiş Önder hastaneden çıkmıştır. Doktor hâlâ yaraları tam iyileşmediği için evde istirahat etmesi ve ilaçları düzenli kullanması gerektiğini söyleyip taburcu etmiştir. Derya ve Önder eve gelmiş, Derya bir saniye bile Önder'in başından ayrılmıyordur. Her dakika gelip her şeyini kontrol ediyor, iyi olup olmadığını, bir şey isteyip istemediğini soruyordur. Bu durum her ne kadar Önder'in hoşuna gitse de bir süre sonra insan aynı şeyleri duymaktan sıkılıyordur ama Önder'in Deryaya olan aşkı ve sevgisi ömür boyu o soruları duymaya razı geliyordur.
Derya kaçıncı kez Önder'in yastığını düzeltmeye, canının acıyıp açılmadığını sormaya geldiğini hatırlamıyordur bile. Yastığın ucunda olan elinin Önder'in elleri arasına alınması ile tüm sorgulama durmuş, Derya'nın gözleri, elleri ve Önder'in gözleri arasında gidip geliyordur. Önder her zaman ki gülümsemesiyle Deryaya bakıyordur.
"Güzelim biraz durur musun lütfen? Bak sende yoruldun bende yoruluyorum artık." Yan tarafındaki boşluğu eli ile gösterir. "Otur şöyle biraz dinlen, seninle oturup sohbet edelim, dizi izleyelim ya da durup sadece birbirimize bakalım.. ama artık sakin ol."
Derya, derin bir nefes verip ellerini Önder'in ellerinden çekmeden gösterdiği boşluğa oturur. Gözlerini ellerine kenetler. "Önder.. o hastaneye girdiğim, beyaz perdenin ardında seni öyle gördüğüm an benim gözümün önünden gitmiyor. Bende istiyorum sakin olmak ama olmuyor. İyi olduğundan, canının acımadığından emin olmam gerekiyor ki ben rahat bir nefes alayım."
"Derya, ben seni anlıyorum. Sen yoğun bakımdayken ve sonrasında bende aynılarını yaşadım ben seni yargılamıyorum, anlıyorum. Haklısın tüm bu yaptıklarında sonuna kadar ama sana da yazık be güzelim. Harap oldun kaç gündür."
Derya gülümseyerek bir eliyle Önder'in yüzünü okşar. "Sen iyi ol gerisinin önemi yok."
"Hayır var efendim. Sen beni düşünüyorsan bende seni düşünüyorum. Benim sana ihtiyacım var Derya, iyi olmana ihtiyacım var."
"Ben iyiyim.."
"Hayır değilsin. Derya, günlerdir çöktün farkında değil misin? Uyuyamıyorsun doğru dürüst. Ben iyiyim, hayattayım, canım acımıyor ve şuan sadece sevdiğim kadına sarılıp oturmaya ihtiyacım var. Anlıyor musun?" diyerek kollarını iki yana açar.
Derya, gülümseyerek Önder'e sokulur ve başını göğsüne yaslayarak girer kollarının arasına. "Anlıyorum."
İkisi de sessizce o şekilde otururlar. Derya hafifçe kafasını yukarı kaldırıp Önder'e bakar. "Canın acımıyor değil mi?"
Önder, burnundan güler. "Hayır güzelim acımıyor."
Derya nefes verip "Peki." diyerek gözlerini kapatır.
Önder, Derya'nın saçlarından koklayarak öper. Her kokladığında aklını nasıl başından aldığını hiçbir zaman anlamayacak gibi geliyordur. "O kadar güzel kokuyorsun ki.." diyerek gözlerini yumar. "Her seferinde nasıl aklımı başımdan alıyorsun hayret ediyorum. O kadar iyi geldi ki bu sarılma, içim öyle huzur doldu ki sana anlatamam. Gerçekten iyileşmiş gibi hissediyorum kendimi."
Derya sessizce Önder'i dinlemiş, ufak kikirdemelerle onu onaylamıştır sadece. "Bana da çok iyi geldi. Dinlenmiş hissediyorum kendimi. Yük gemisiymişim de uzun yollar geçip limana yanaşmış gibi hissediyorum."
"Ben senin limanın olmaya hazırım Derya.. yorulursan bana yaslan, benden destek al, bende dinlen. Fırtınada ordan oraya savrulma, alabora olmak için hazır bekleme. Bunca zaman buna mecburdun ama artık ben varım."
Derya usulca gözlerini açıp kafasını hafifçe yukarı kaldırarak Önder'e bakar. "İyi ki varsın.."
Önder'de kafasını ona doğru indirip usulca dudaklarına buse kondurur. "Sende iyi ki varsın."