Jungkook'tan
Ben farklı ırklardan olan bir anne ve babanın çocuğu olarak dünyaya geldim. Ertesi yıl bir gün şafak vakti küçük kız kardeşim dünyaya geldi. Tanrı onu kutladı ve babam ona Sarah adını verdi. Küçük bir ev,küçük bir köy orada sıradan bir insan,sıradan bir çocuktum. Sonra 12 yaşlarındayken en yakın arkadaşım Jared asker olacağını söyledi. Onun köyden aniden ayrıldığı zamanlar hariç sorunsuz ve sıradan bir çocukluk geçirmiştim. Ama 13 yaşıma girdiğimde aniden sebebi bilinmeyen bir hastalık köye geldi bu bende dahil hepimizi hapseden sefaletin başlangıcıydı.. Salgın hastalığın bitmesi konusunda hiç belirti yoktu. Birçok komşumuz öldü. Kalanlar köyü terk etmek istese de askerler bizi hapsettiği için bir yere gidemedik. Ve nihayetinde anne babam da hastalık belirtileri gösterdi. Sonra adeta bir tanrı gibi köyümüzde "o rahip " ortaya çıktı. Aamon adında bir rahip. Tanınmış bir kahin olduğunu söyledi. Halk çok mutluydu. Sonunda tanrı tarafından köye liderlik edebilecek birinin gönderildiğini söylüyorlardı. Bana;
Aamon: Ailenin kaderi sana bağlı, ne kadar çok dua edersen o kadar iyi olacak
Jk: Nasıl yapabilirim rahip bey ?
Aamon: Beraber kiliseye gidelim. Rahip olarak dua etmelisin. Kilisede yaşamak istemesen de, istediğin şeyi almanın da bir karşılığı olmaz mı?
Jk: Ailemi kurtarabileceksem yaparım.
Bu şekilde rahiple beraber uzun zamandır boş olan köy kilisesine girdim. Onu takip edeceğime yemin ettim. O gün ona ait olduğuma dair bir iz bıraktı. Ve taktığı küpeleri çıkaramadım. Sonra rahip Aamon köyü yönetmeye başlayınca garip bir şekilde hastalık azalmaya başladı. Ailem de bir mucize gibi ölümün eşiğinden döndüler. Ama bu yıla kadar öyleydi. Ebeveynlerimin ikisi de hastalık yüzünden zayıflayan bedenleri nedeniyle o kışı atlatamadılar. Peder Aamon dikkatli dua etmediğim için ailemi kaybettiğimi söyledi. Birkaç gün sonra Sarah Peder Aamon'un emriyle onu uzaktaki bir manastıra götürdüler. Kız kardeşimden ayrıldığım için endişeliydim. Peder Aamon kiliseden ayrılırsam gene sevdiğim birinin incineceğini söyledi. Anne ve babanda yaptığın hatayı tekrarlama dedi. Çocuk olan bana sözleri dostça geliyordu. Bu yüzden kilisede... Hayır onun yanında kalmam gerekti. Böylelikle zaman geçtikçe hayatım boşluğun ta kendisiydi.
13 Yıl Sonra
Kışın kuru dalları bana benziyordu. Soğuk, cansız keskin gölge gibi bir şey. Ve sonunda bir an geldiginde güçsüz kırılacak gibi duran. Özellikle günah çıkarma zamanı geldiğine böyle hissediyorum. Gerçek bir rahip olmamana rağmen burda oturmaya nasıl cürret edersin. Günahlarını itiraf eden ve tanrıya ulaşmaya çalışan insanları aldatıyorsun. Gönlüme ağır gelip rahatsız ediyor. Ben ne zamana kadar bu şekilde yaşamalıyım? Ah geliyor şimdi itiraf etmeye gelen kişinin ismi Taeyun. Bir süre önce köyümüze taşınan yalnız, çok sessiz ve gizemli olan o adam. O boş zaman buldukça ara sıra kiliseye gelir. Böyle zamanlarda o adamda da benim kış dallarım gibi sert kurumuş bir ifade olduğu zamanlar oldu. O adamı kurutan şey ne idi ?
Taeyun: Rahip bey ben... Ben birini öldürdüm.
NOT: Diğer bölümü de en kısa zamanda yazmaya çalışacağım umarım beğenirsinizz💗✨
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eyes On Mine •Taekook
FanficBelimi kavrayan eli o kadar sert tutuyordu ki, boynumda hissettiğim nefesiyle öleceğim sandım. Beni yavaşça bıraktı, bıraktığı an sanki boşlukta hissettim. Kolları kocamandı neredeyse belimin tamamını sarmıştı. Beni düzeltti ve ; Jk: Daha dikkatli...