15-Güzelliğin diyorum.

19 1 0
                                    

Soran gözlerle Jungkook'a baktim ve,

"Jungkook sen bana yazan o özel numaradaki kisimisin?"

Dediğimde sessiz kaldı ve sonra konuşmaya basladi.

"Evet."

Dediğinde kaşlarımı çattım.

"Neden bana öyle yazdın ve yüzyüzeyken demedin?"

"Diyemezdim."

Dediğinde anlamaz bir sekilde ona baktim.
Ama daha fazla konuyu uzatmak istemedim çünkü Jungkook'la aram bozulsun istemiyordum.
Kafa salladım ve gülümsedim.
Dudağım kücük bir öpücük kondurup geri cekildi ve oda bana gülümsedi.
Elimle Jungkook'un yanağını okşadım.
Gözlerini kapatti, sanki daha iyi hissetmek istiyordu o duyguyu.
Elimi yavaşça yanaklarından çektim ve Jungkook'un üzerinden kalktım çünkü zil çalmıstı.
Bisey demedi zil caldiği için.

"Ben sınıfa gidiyorum Jungkook. Görüsürüz"

"Görüsürüz küçüğüm"

Dediğinde ona gülümsedim ve arkamı dönerek okulun içerisine ilerledim.

Bunu demesi hoşuma gidiyordu.
"Küçüğüm"
Ah sevinçten havalara uçacaktım.
Okulun içine girdiğim gibi kendimi sınıfın içine attım.
Derin bir nefes verdim ve kafamı sıranın üzerine koydum.
Yüzümdeki gülümsemeyi asla durduramiyordum.

Okul çıkışı gelmisti. Çantamı sırtıma taktım, telefonumu elime aldım ve sınıftan çıktım.
Jungkook yanıma geldi.

"Taehyung bugün birlikte içelimmi. Barda felan değil dışarıda. Nasil olur? İstermisin benimle içmek."

Dediğinde 1 saniye bile düşünmeden,

"Olur"

Dedim. Bana gülümsedi.
O gülünce çok hoştu.
Bende ona gülümsedim.

Eve geleli baya olmustu. Hava kararmıstı hazırlanıp çıkmalıydım.
Rahat birseyler giymem daha iyi olurdu.
Üzerime beyaz bir kazak giydim, onun üstündende kahverengi kolsuz tulumumu giydim. Güzel olmustum bence. Üzerime kahverengi paltomu giydim ve diğer seylerimide halledip evden çıktım.

Jungkook'un dediği yere varmıstım bile. Duvara yaslanmıs bir sekilde sigarasını içine çekerken gözleri beni bulmuştu.
Hızlı adımlarla yanına vardım.

"Güzel olmus üzerindeki."

Dediğinde gülümsedim ve tesekkür ettim.
Yanımızdan mükemmel görünümlü kızlar geçiyordu.
Birisinin üzerinde siyah uzun tül kol detaylı drapeli elbise vardı.
O kız yanımızdan geçtiğinde Jungkook'a baktim ve onun yan gözle bile kızlara bakmadığını farkettim. Gözleri bendeydi.
Ona gülümsedim ve,

"Eee sojular nerede?"

Dediğimde yerdeki siyah poşeti eline aldı ve salladı.
Ordaki banklara oturduk, sojulari sırayla çıkartıp masanın üzerine koymaya basladi.

Jungkook'tan: Sojuları masanın üzerine koyuyordum. Buz gibiydi hala.
Hepsini koyduktan sonra poşeti elimde buruşturup bi kenara attım ve bir sojunun kapağını açarak aldığım küçük bardaklara doldurdum. Birini Taehyung'a verdim diğerini ise kendim aldım. Ben bi dikişle sojuyu bitirmistim bile ama Taehyung küçük küçük yudumluyordu ve her yudumlamasında suratını buruşturuyordu.
Çok tatlı gözüküyordu, gülmeden edememistim.

Taehyung çoktan sarhoş olmustu bile, kendi kendine gülüyordu. Bense onu izliyordum ve sojumu içiyordum. Onu izlerken içki içmek mükemmeldi. Karşımdaki güzelliğe bakmaya doyamiyordum.
Taehyung cok kötü sarhoş olmustu. İçmeye devam ederse deli deli haraketler yapabilirdi.

"Yeter bu kadar çok içtin."

Dediğimde kaşlarını çattı ve,

"Hey bana karışmasana içeceğim. Ben daha sarhoş olmadimmm"

Hiç sarhoş olmamistin aynen.
Gözlerini kapattı ve gözüne düsen tutamı geriye fırlatarak gözleriyle saça sinirle bakmaya çalıştı.
Siktir.. Çok güzel gözüküyordu. Delirecektim.
Taehyung bianda masaya vurarak ayağa kalktı, gözleri yarım kapalı bir sekilde,

"Ben gidiyorum ulan. Beni kimse tutamaz"

Gülmeden edemedim. Nediyordu bu, şimdiden saçmalamaya başladıysa ohooo.
Yürürken bianda düzlerinin üzerine oturdu ve gülmeye başladı.

"Taehyung kalk dizlerin acır"

Benim ise tek düşüncem dizlerinin acımasıydı.

"Sen bana asiksin Jeon Jungkook"

Dedi ve gülmeye devam etti.
Evet Kim Taehyung sana asigim.
Çok fena bağlandım sana, artık benden kaçamazsın sana benden kaçış yok.

Taehyung'un kollarından tutarak onu kucağıma çektim, düz durmasi için belini kavradım ve yerle olan bağını koparttım. Bedenlerimiz birbirlerinin hasretini giderirken bense Taehyung'un o güzel kokusunu içime çekiyordum. Taehyung ise kollarını boynuma sarmıs, kafasını boynuma gömmüş bir sekilde sarılıyordu bana.
Ah çok güzel bir hissin içindeyim şuanda. Anlatılmaz bir histi bu.
Taehyung'un saç tutamları yavaş yavaş boynuma dökülüyordu bu boynumu rahatlatmıştı. Taehyung'un ayaklarını yerden kestim ve banklara oturdum onu ise kucağıma oturttum yüzü bana dönük bir sekilde.
Taehyung bana gülümsüyordu. Gözlerinin içine bakamıyordum çünkü açamıyordu o güzel gözlerini.
Gözlerim dudaklarına kaydı, o kurumuş dudakları bile o kadar güzel gözüküyorduki.
Yüzüm kendiliğinden onun yüzüne yaklaşırken kendimi durdurabileceğimi bildiğim halde bunu yapmadim. Çünkü şuanda Taehyung'u herzamankinden daha çok öpmek istiyordum, o kurumuş dudaklarını ben ıslatmak istiyordum. O tadı tekrardan tadmak istiyordum. Onu öperken burnuma gelen teninin değisik ve güzel kokusunu tekrar solumak istiyordum. Onda tekrardan solumak istediğim daha birçok kokusu vardı.
Bir kişinin heryeri bu kadar güzel kokabilirmiydi, bu bir sihir olmalıydı.
Dudaklarım Taehyungunkileri kapandığında gözlerim kendiliğinden kapandı. Bu anın tadın ıçıkarmak istiyordum.
Taehyung muhtemelen bu anı hatırlamayacaktı, bu üzücüydü hatırlamasını isterdim çünkü.
Taehyung bana karşılık veriyordu. Öpüşmeyi bilmediği için naptığını anlamıyordum ve bu çok komiğime gidiyordu. Bu saflığı beni öldürecekti bir gün.
Taehyung'un boynuna küçük küçük öpücükler kondurmaya başlamıştım. Sonra dudaklarım tekrardan onun dudaklarını bulmustu.
Taehyung yanımdayken bile onu özlemem normalmiydi bilmiyordum. Her zaman onu öpmek istemem normalmiydi bilmiyorum. Her zaman ona sarılmak istemem normalmiydi bilmiyorum. Her dakika kokusunu istemem normalmiydi bilmiyorum.
Kokularımız birbirlerini çok seviyorlardı.
O kadar güzelsinki sana doyamıyorum.

🖤🦋🤍

                        My heart is in your palms:TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin