#1 Karşılaşma

1.4K 59 3
                                    

İstasyonda metroyu beklerken görüp görebiliceğim en güzel kadını gördüm. Koyu sarı saçları, masmavi gözleri, apaçık ten rengi, görebiliceğim en güzel kadın. metro gelene kadar büyük bir hayranlıkla onu izledim, tekrar göremiceğimi bildiğim için her santimine kadar yüzünü ve bedenini aklıma kazımaya çalıştım. Metro geldiğinde açılan kapıya doğru giderken onun bana yaklaştığını gördüm, kalbim bedenimi terk etmek istercesine çarpıyordu. Metroya binince kafamı kapıya çevirdim ve o ordaydı kapının diğer tarafında. Gözlerinin içine baktım, o da benimkilere baktı ama binmedi ve ben ona bakmaya devam ederken kapılar kapandı, onunla ilgili en son hatırladığım şey kapılar kapandıktan sonraki olan sıcak ve biraz ürpertici gülümsemesiydi, ta ki onu tekrar görene dek.

Cihangir ara sokaklarında olan bir kafede otururken onu tekrar gördüm. Bu ya kocaman bi tesadüftü ya da aklımın bana oynadığı bir oyun, ama bunun gerçek olduğuna çok emindim. Onu tekrar göremiceğimi düşünürken karşıma tekrar çıkmıştı.
Onu gördüğüm anda kulaklarım işlevini kaybetmiş, hiçbir sesi duymadan sadece ona odaklanmıştım, yanımda oturan Doğa beni dürtene kadar.
"Ne o? Yine daldın bir yerlere"
"Ha, evet ya bir şey düşünüyodum, gitmişim yine"
Doğa ve Cenk kıkırdaştıktan sonra gözlerimle yine onu aramaya başladım ama yoktu. Onu tekrar görmem büyük bir tesadüftü, evran bana bir şans vermişti ama ben onu kaybetmiştim.
"Sen kime bakıyosun Eylül?"
Cenk'in dediği şeyle aklımı toparladım
"Ee, tanıdığım birini gördüm sandım da"
diyip kestirip attım konuyu.

Oturduğumuz kafeyi arkadaşımız Kenan işletiyordu ve genellikle boş olurdu, biz de buraya gelip iki kahve içip laflardık, bazen Kenan da yanımıza gelip dahil olurdu. Bugün de oturmak için gelmiştik ama hepimizin işleri olduğu için onlarla meşgul olma kararı almıştık.

Ben bilgisayarımda yeni başkadığım senaryoyu yazarken yanımıza Kenan geldi.
"Bugün boş baya, sabahtan beri gelenler bir kaç kişi"
"Sanki normalde tıklım tıklım oluyo da"
dedi Doğa alaylı bir tavırla.
"Ha ha çok komik Doğa, senin sabit bir işin olmayabilir ama benim burayı işletmem lazım"
Kenan'ın moralinin bozuk olduğu söylediği şeyden belliydi genellikle az kişi gelmesine çok takılmazdı çünkü bu kafeyi sadece istediği için açmıştı, ihtiyacı olduğu için değil.

Bir süre sonra içeri iki kişi girdi
Doğa "Hah gördün mü geldi müşteri git bak" dedi ortamı yumuşatmaya çalışarak.
Ben de kafamı bilgisayarımdan kaldırıp gelen müşterilere baktım.

Oydu, gelen müşterilerden biri oydu, gördüğüm en güzel kadın. Gözlerim yine ona takılmıştı, kulaklarım yine işlevini kaybetmişlerdi. Bütün duyularım ona odaklanmıştı. Kenan onunla ve arkadaşıyla ilgilenirken ona bakmaya devam ediyordum, sanki o baktığımı biliyormuş gibi kafasını bir anda bana çevirdi ve metro giderken yaptığı sıcak ama ürpertici gülümseyi yaptı yine.

Onun bana bakmasıyla pamikledim ve çocuk gibi kafamı yine işime çevirdim. Bir süre daha işimi yapmaya çalıştım ama onun burda olduğunu bilerek bunu yapmak çok zordu. Düşünmeden ayağa kalktım ve arkadaşlarıma eve gidiceğimi söyledim.

Onunla konuşma şansımı itiyormuş gibi görünebilirim ama en azından artık buralarda oturduğunu biliyorum çünkü bu kafeye buralarda oturmayan biri zor gelirdi işte bu yüzden onu tekrar görüceğime emindim.

Masadan ayrıldıktan sonra tezgahın arkasında bir şeyler yapan Kenan'ın yanına gittim.
"Kenan ben gidiyorum, görüşürüz yarın"
"Aa neden gidiyosun kalsaydın biraz daha"
"Şunu yazmaya odaklanamadım eve gideyim orda odaklanırım belki"
"Peki madem sonra görüşürüz Eylül"

Kafeden çıkıp boş ara sokakta evime doğru yürüyordum, evim buraya çok uzak değildi, yürüyerek on dakikalık bir mesafedeydi.

Gördüğüm en güzel kadınla nasıl tanışabiliceğimi düşünürken arkadan yabancı bir ses ismimi bağırdı.

Güneşin (gxg)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin