#2 Tanışma

721 50 5
                                    

"Eylül!"
Olduğum yerde durdum ve sese doğru döndüm. Dönmemle kalbim hiç atmadığı kadar hızlı atmaya başladı, çünkü adımı seslenen oydu.
"buyrun?"
"Affedersin çok mu garip oldu bu? Geçen gün seni Şişhane Metrosuna binerken görmüştüm. Seni tekrar gördüğüm için mutluyum. Adını arkadaşlarınla konuşurken duydum. Çok affedersin cidden çok garip oldu, şu an ne yaptığımı bile bilmiyorum"

O karşımdaydı ve benimle konuşuyordu, üstüne benimle tekrar karşılaştığı için mutluydu.
Söyledikleri karşısında bir süre durdum. Beynim şokun etkisinden düşünemiyordu.

"Evet hatırlıyorum seni. Ben de seni tekrar gördüğüm için mutluyum"
Düşünmeden bir anda konuşmuştum ve ağzımdan sadece bu kelimeler çıkabilmişti.

Onunla konuşmaya devam etmek istiyordum ama nasıl sürdürebiliceğim konusunda hiçbir fikrim yoktu.
Nasıl sürdürebiliceğimi düşünürken o konuşmaya başladı.

"Bir şeyler içmek ister misin? Benimle?"
Söyledikleri ağzından çıkar çıkmaz kalbim derimi parçalayıp dışarı çıkmam için çabalıyordu. Cevap vermek istiyordum ama beynim duraklamıştı.

Elimdeki Bilgisayara baktım sonra da onun yüzüne.
"Tabii olur" dedim gülümseyerek.
O da gülümsedi ve yanıma doğru yaklaştı
bu seferki gülümsemesi sadece sıcaktı, ürpertici hissi gitmişti.

Yanıma geldiğinde yürümeye başlamıştık ama nereye gidiceğimizi bilmiyordum, sadece yürüyordum. Beynim vücudumu kontrol etmiyodu sadece onu takip ediyodum.

"Nereye gitmek istersin?"
"Benim için hiç fark etmez sen seç"
"Peki o zaman bar mı kafe mi? En azından onu sen seç"
Karar vermek için beynimi kullanmak zorundaydım ama beynim cevap vermiyordu. Kendimi toparladım ve cevap verdim.
"Saat dokuz buçuk, bara gidebiliriz bence"
"Yaşasın, benim de aklımdan bar geçiyodu. O zaman beni takip et güzel bir yere gidicez"

Onunlaydım, onunla bara gidiyodum. Her şey çok ani gelişmişti ve çok güzeldi, onu takip etmek çok güzeldi. Beynim hala şoku atlatamamış sadece yürümemi sağlayabiliyordu.

"Buralarda mı oturuyosun?"
O sormuştu yine.
"Evet buradan biraz ilerde, sen?"
"Yani, sayılır. Bir arkadaşımın yanına yeni taşındım"
"Kaç yaşındaydın bu arada?" Artık beynim düzgün bir şekilde çalışmaya başlamıştı, bir şeyler konuşabiliyordum.
"20 sen?"
"21 ben de. Okuyo musun?

Çok basit sorular soruyordum, şu an tek istediğim şey onu yavaş yavaş tanımaktı.

"Aa biraz fazla soru soruyosun, ama sorun değil. Evet okuyorum, mimarlık okuyorum"
"Sorularla seni sıktıysam özür dilerim"
"Hayır, hayır sorun yok aksine çok tatlısın Eylül"

Bana tatlı mı dedi az önce? İçimde çocukça bir mutluluk vardı, ve o bunu sadece tek kelimeyle yapmıştı.

"Sen benim adımı biliyorsun, ama ben seninkini bilmiyorum. Adınıızı bana söyler misiniz acaba?" Diyerek hafif eğilir gibi yaptım. Bunu yapmamla güldü.
"Gecenin sonunda bunun devamını olmasını istersem adımı öğrenebilirsin Eylül Hanım"

Devamının olması hayali beni bulutların tepesine çıkartmaya yetmişti. Yanımda yürürken gözlerimi ondan alamıyordum. O da bana bakıp gülümsemişti. Gördüğüm en güzel gülüştü, bu kız sanki bulurlardan inmişti gerçek değil gibiydi.

"Geldik hemen şu köşede"
Getirdiği yer sakin bir bardı. İçeri girdiğimizde köşedeki iki kişilik masalardan birine oturmuştuk. İçeride kısık bir müzik dedi vardı ve insanların konuşma sesleri. Küçük tatlı ve sakin bir bardı.

"Sigara içiyo musun?"
Cebindeki sigara paketini ve çakmağı çıkartırken sordu.
"Bazen, canım istediğinde"
Masadaki sigara paketini eline aldı
"O zaman bugün içiyosun"
Eline aldığı paketten bir dal çıkarttı, dudaklarıma doğru uzatıp, dudaklarımın arasına yerleştirdi. Bedenim onun yakmasına izin veriyordu. Çakmağı aldı ve dudaklarımın arasında olan sigarayı yaktı.

Çalışan yanımıza gelip ne isyediğimizi sordu.
O ikimiz yerine de sipariş verdi. Normalde böyle bir şeyin yapılmasından hoşlanmam ama onun yapması o an için hoşuma gitmişti.

İçkilerimiz geldiğinde o da bir sigara yaktı ve konuşmaya başladı.
"Seni bir anda durdurmam çok mu garip oldu? Arkadaşınla konuşurken eve gidip yaptığın işe devam ediceğini..."

Bir anda sözünü kestim.
"Hayır, sorun yok. Hatta iyi ki durdurdun."
Yine o sıcak gülümsemesini yapıp içkisinden bir yudum aldı.

"O zaman soru sorma sırası bende"
Demesiyle içkimden bir yudum aldım
"Sor bakalım"
"Sen okuyo musun?"
"Evet, sinema televizyon okuyorum"
"Vay, güzel bölüm. Peki seni durdurmasaydım eve gidip yapıcağın işin neydi?"
"Yeni başladığım senaryoyu yazıcaktım. Senin kafeye geldiğini görünce bütün odağım kayboldu."

Bunu neden dediğimi bilmiyorum bir anda bunu ona söylemek istedim, dikkatimi çektiğini bilmesini istedim.

"Demek ben de senin dikkatini çektim"
"Evet, metroda ilk karşılaşmamızdan beri dikkatimi çektin."

Onun gibi birinin dikkatimi çekmemesine imkan bile yoktu. Ne kadar güzel olduğunun farkında olduğuna emindim, dikkatimi çektiğini de biliyordu metrodaki günden beri.

Saat ikiye kadar oturup konuştuk, o kadar güzeldi ki onunla konuşmak, onu tanımak, ona kendimi tanıtmak. Daha yeni tanışmamıza rağmen birbirimizi yıllardan beri tanıyor gibiydik, sanki beni yıllardır tanıyor gibiydi.

Güneşin (gxg)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin