#14

337 37 0
                                    

Güneş beni elimden tutarak sürüklemeye başladı, Doğa da arkamızdan geliyordu.
Sahnenin arkasına doğru yürümeye başladık. Sahnenin kurulması hala bitmemişti bu nedenle sahnede ve sahne arkasında insanlar vardı.

Güneş birlikte oturan üç kişilik bir grubun yanında durdu.
"Selam! Bu Eylül, bahsetmiştim zaten. Bu da Doğa, Eylül'ün arkadaşı" Güneş bizi tanıtırken elimi hala bırakmamıştı. Sıcak bir şekilde gülümseyerek "Merhaba" dedim, Doğa da aynı şekilde karşılık verdi.

Güneş konuşmaya devam etti.
"Bu Gökay, bas gitarist. Bu Melih, gitarist. Ve bu da Çağla, solist aynı zamanda ev arkadaşım"
Hepsi bir ağızdan memnun olduk demişti.

Hepimiz oturup konuşuyorken Güneş bir anda ayağa kalkarak
"Gökay bir gelsene ses sistemiyle ilgili bir sorun çıkmıştı ona bakalım"
Gökay, Güneş'e bakarak tek kaşını kaldırdı.
Güneş eliyle gel işareti yaptı ve odadan çıktı.

"Güneş'le nasıl gidiyor? Senin adını ağızından hiç düşürmüyor" yüzünde kocaman bir gülümsemeyle sordu Çağla.
Diğerleri de dediği şeye gülmüştü. Sorduğu soruyla utanmıştım.
"Güzel gidiyor bence, tabi Güneş'e de sormak lazım."
"Onun için de güzel gittiğine eminim" dedi gülerek.

Ben Melih'le, Doğa da Çağla'yla konuşuyordu. Muhabbetleri oldukça iyiydi ve tatlı insanlardı.
Biz konuşmaya devam ederken içeri Güneş girmişti.
"Sahne tamam, on beş dakikaya çıkacağız" diyerek yanıma geldi. Koltukta yanıma oturarak kolunu omuzuma attı.

"İstediğin bir şarkı var mı?"omuzumdaki eliyle saçımla oynarken sordu.
"İstersem sizin programınız bozulmaz mı?"
Çağla lafa girip.
"Hayır tabiki de, istediğin bir şarkı varsa söyle" dedi gülümseyerek.
"O zaman, Mor ve Ötesi Serseri çalabilirseniz sevinirim"

Güneş omuzumdaki kolu daha da sıkıp saçlarımdan öperken "O şarkıyı ben de çok severim" diye mırıldandı.

Yaklaşık on dakika sonra onlar sahneye gitmişlerdi, Doğa'yla ben de sahnenin önünde yer bulmuştuk.
Sahneye çıktıklarında Güneş'in gözleri beni buldu ve göz kırptı.

Grup neredeyse bütün şarkılarını söylemişti, küçük bir grup için oldukça iyilerdi.
Mikrofondaki Çağla bana ve Doğa'ya bakarak.
"Şimdi özel bir istek üzerine normalde söylemediğimiz bir şarkıyı söyleyeceğiz"
Çağla'nın bize bakmasıyla beraber herkes bize bakmıştı.

Şarkı boyunca Güneş gözlerini benden ayırmadı, tabii ben de gözlerimi ondan ayırmamıştım. Bu şarkıyı hep çok sevmişimdir ama artık benim için daha da önemli bir hal almıştı.

Konser bitmiş, insanlar dağılıp masaların olduğu tarafa gitmeye başlamışlardı. Doğa'yla ben de bar tarafına giderken Güneş sahneden inip yanımıza geldi. "İsterseniz kuliste bekleyin, biz de birazdan geliriz zaten. Öyle bara gideriz olur mu?" diye sordu. Ben hemen kafamı olumlu anlamda salladım. Doğa'yla kulise gittikten bir süre sonra grup da geldi. 

"Çok iyiydiniz" dedim. kapıdan içeri giren Güneş'i görmemle ayağa kalkıp boynuna sarıldım. "Çok iyiydin, tahminimden daha iyiydin" diyerek kafamı boynuna gömüp boynundan öptüm. O da belime sarılmıştı. "Ya demek beklentinden daha da iyiydim" diyerek çenemden tuttu ve kafamı kaldırıp dudaklarıma küçük bir öpücük kondurdu.

Gökay ve Melih sahnenin toparlanması için yardıma gitmişti. Güneş ve ben koltukta oturmuş Doğa ve Çağla da karşımızda oturmuş sohbet ediyorduk. Doğa ve Çağla flörtleşiyorlarmış gibiydi, aslında düşününce oldukça yakışırlardı, Doğa ilişki insanı olsaydı kesin sevgili olurlardı.

Bir saate yakın olmuştu ve biz hala sohbet ediyorduk, bu ekibi oldukça sevmiştim. Güneş bacaklarını bacaklarımın üzerine uzatmış uzanırken elindeki bira şişesiyle oynuyordu aynı zamanda da bizim konuşmamızı dinliyordu, şu an ki manzaradan oldukça hoşlanmıştım. Sevdiğim kişi yanı başımdaydı ve arkadaşlarımızla beraberdik.

"Doğa gelsene biz içecek bir şeyler alalım en iyisi" ayağa kalkıp Doğa'nın omuzlarını tutarak demişti Çağla. Demesiyle Doğa ayağa kalktı ve odadan çıktılar. Güneş hala aynı pozisyonda sanki çok önemli bir işle uğraşıyormuş gibi cam şişenin üzerindeki stickerları sökmeye çalışıyordu. 

"Noldu sana? neden bu kadar dalgınsın bugün?" dedim elimi eline atarak. "Bilmem, yok bir şeyim" diyerek ayaklarını üzerimden çekti. Etrafına bakınıp bana doğru yaklaştı.
"Kimse yok, oda bize ait" diye mırıldandı etrafına bakmaya devam ederek.

"Ee?" Dememle çenemi tutup dudaklarımızı birleştirmesi bir oldu. Yavaş ve sakin bir şekilde öpüyordu ve ben ona ayak uyduruyordum. Elini enseme atıp önce okşadı ve daha sonra sıkıp öpücüklerini sertleştirdi, beni kontrol ediyormuş gibi ben de temposuna ayak uydurdum.

Dudaklarımızı kısa süre ayırıp öpüşmekten kızarmış ve şişmiş dudaklarıma baktı. Hafifçe gülümseyerek, beni iki bacağımdan tutup üzerine çekti. Güneş'in elleri benim belimde, benim ellerim de onun ensesindeydi.

Dudaklarımız daha da hızlanmıştı, artık öpüşmek yetersiz kalıyordu. Güneş, belimdeki ellerini kalçama indirdiğinde ensesini daha da sıktım. Dudaklarımız daha da hızlanırken kapı açıldı.

Kapının açılmasıyla telaşlı bir şekilde Güneş'in üzerinden kalkıp yanına oturdum. Gelen Ada'ydı. Önce bana daha sonra da Güneş'e baktı.
"Gökay burada değil, gördüğün gibi" dedi Güneş sinirle.
"Evet öyleymiş, ben burada sanıyordum. Böldüğüm için kusura bakmayın" diyip çıktı.

Sesinde bir sürü duygu var gibiydi, öfke, pişmanlık, kıskançlık, her şey vardı. Güneş'e dönüp kızarmış ve şişmiş dudaklarına baktım, dudaklarının her yerine rujum bulaşmıştı.

"Dudakların biraz boyanmış gibi" dedim gülerek. O da gözleri kararmıl bir şekilde bana bakıp güldü. Elimi dudağına atıp hafifçe sülmeye çalıştım.
"Diğerlerinin yanına mı gitsek?" Diye mırıldandım.

"Bence de, ama bunu daha sonra telafi etmemiz lazım" dudaklarına küçük bir öpücük kondurup.
"Sen öyle istiyorsan" diye mırıldandım.

Selam, ben yazar! Normalde bölüm sonlarında bir şeyler yazmayı sevmem ama değişiklik olsun istedim.
Bu bölüm tahmin ettiğimden daha geç geldi ama sonunda bitirebildim!!
Aslında bu hikayeye oldukça istekli ve kafamda her şeyi oturmuş bir şekilde başlamıştım ama hayatımda bir şeylerin değişmesiyle beraber hikaye için oluşturduğum çerçeve de değişti o yüzden şu an sanki iyi gitmiyormuş gibi hissediyorum. Son 3 4 bölümdür içime sinmemeye başladı ama elimden geldiği kadar devam etmek istiyorum, umarım başarabilirim. Ve bu noktada sizin de fikrinizi merak ediyorum, siz ne düşünüyorsunuz?

Güneşin (gxg)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin